DÜNYADA OLUP BİTENLER İngiltere örünen köy nceki hafta bütün İngilterede en oyu düşüncelere dalan insan, hiç şübhesiz. Başbakan Bir Alec Douglas me'du. İngilterenin yöneticisi ola- ai Kıbrısta, Yemende, Doğu i karşılaştığı (güçlükler gibi şimdi başına bir de yapılan mahalli seçimlerin yetmiyormuş Londrada sonuçları çıkmıştı. Gerçi bu seçimlerde Muhaf kar Partinin fazla bir başarı göster- işini kimse beklemiyordu ama, doğ- bozgun düşünmemişti. Hattâ, işçi partisi mensupları bile 100 üyeli Lond- ra Belediye Meclisinde 64 sandalye kazanıp Muhafazakârları 36 sandalye etinmek zorunda o bırakacaklarını sanmamışlardı. Üstelik, kazandıkları seçim bölgelerinin birçoğunda, Muha- zakâr adayları büyük farkla yenmiş- di. Bu, kazanılan zaferin sevincini kat daha arttırıyordu. nceki haftanın sonunda yapılan Londra Belediye seçimlerinin sonucu acıkca göstermektedir ki, önümü seçimlerde, İşçi Partisi iktidarı ele geçirecektir. 13 yıldır iktidarı elinde Muhafazakâr Parti yıpranmıştır, n halk iktidarı değiştirmek zamanın geldiğini düşünmektedir. Gerçi İngilte- i nomik durumu şu sırada çok iyidir, fakat iktidarda uzun kalan her parti gibi, Muhafazakâr Parti de ikti- dar (oyıpranmasından kurtulamamıştır. ondra Belediye seçimlerinde ka- za-ndıkları zaferden sonra, Harold Wil- son'ın liderliğindeki işçiler en kısa zamanda seçimlere gitmesi için hükü met üzerine baskı yapmaktadırlar. Bi- lindiği (o gibi, İngilterede bir parlâmen- to dönemi beş yıldır, fakat genel ola- cak, iktidarda bulunan başbakan bu ürenin dolmasını beklemeden, part için en 1 elverişli gördüğü zaman seçi- lere gider. Meselâ, son onüç yıl içinde hiçbir Muhafazakâr başbakan beş yıl- lık sürenin dolmasını beklememiştir. aynı ekilde, Sir Douglas-Home'un da 1964 oOKasımını beklemeden bahar ayla- rında seçime gideceği bekleniyordu. Oysa Sir Hame, umulanın aksine, ön- ceki hafta yeni seçimleri Ekime kadar yapmayacağını bildirmiştir. Bazı çevreler, bu kararı, nasıl ol- sa gidecek bir iktidarı mümkün oldu- gu kadar elde tutmak gayretine ver- mektedirler. Bazılarına göre de, Sir Douglas-Hojne eğer bir süre daha iş- başında kalırsa Muhafazakâr Partinin itibarını yeniden düzeltebileceğini dü- şünmektedir. Ancak, şu şurada Muha- Lord Home Partiyi kaybediyor!.. fazakâr Partinin itibarını düzeltmesi herşeyden çok kendi saflarındaki ay- rılıkları gidermesiyle (omümkündür ve bu da uzak bir hayâl gibi görünmek- tedir. Bir kere, MacMillan'ın çekilme- sinden sonra parti içinde görülen li- derlik çatışmaları Muhafazakâr safla- rı adamakıllı bölmüştür, parti millet- vekillerinin önemli bir kısmı bugün bi- le Sir Home'un başbakanlığa getirilme- sini Oo hazmedememektedir. başka. Home hükümetinin izlediği fi- yat politikası da parti içinde bölünme- lere yol açmıştır.Nihayet, bir kısım Muhafazakârlar da Home hükümetini Ortak Pazar karşısında daha kararlı bir politika gütmemekle suçlamakta- dırlar Seçimleri ne kadar geriye bırakır- sa bıraksın, İngiliz Başbakanının bu parti içi zorlukların üstesinden gelme- si kolay bir iş değildir. Buna karşılık, İşçi Partisi, ufukta beliren iktidarın- da verdiği şevkle, daha disiplinli ve hazırlıklı görünmektedir. o Gerçi İşçi Partisi içinde de hem iç, hem de dış poliltika yüzünden bölünmeler yok de- ğildir. Partinin büyük işçi sendikala- rı tarafından desteklenen sol kan dı daha aşırı bir devletçilik istemekte. solcu aydınlar da atom silâhlarından aranılması ilkesini savun etmekte ine t şimdilik s altına üş ayrılıklarının, örü hiç pi iel kazanılıncaya dar tekrar suyun üstüne vurması bek- lenemez.