idaresiyle temasına razı oldular. 7-8 kişilik bir ekip Radyoevinin içine a- lındı ve Radyo müdürü konuşturul- du. Gençler 28 Nisanla alâkalı yayın yapılmamasından şikâyetçiydiler. OO sıralarda Ankara Radyosu, Bakan emri beklemeden, o günlerin meşhur marşı "Osman Paşa'yı aralıklarla çalmaya başlamıştı bile.. 28 Nisan bir günahkâr davranışın mı yıldönü- müydü ki? İstanbul Radyosu Müdürü gençlere saat 21 de yayın yapılacağı- na dair teminat verdi. Ek olarak da, 17.45 ile 18 arasındaki Gençlik saa- tinde töreni» röportaj halinde verile- ceğini bildirdi. Gençler memnun oldu- lar ve arkadaşlarını yola devama da- vet ettiler. Gençler tekrar marşlar söyleyerek Orduevine ilerlediler. Or- duevi önünde ise, İstiklâl Marşı ile tören sona er İşte, (28 Nisan 1962 böyle geçti! Dersini alan alacak, almayan almaya- caktır. Koalisyon Uğurlar olsun! (Kapaktaki kırık vazo) Geride kalan hafta tam biterken, herkesin şikâyetçi olduğu Koalis- yonun hiç olmazsa bir süre daha ya- şayacağı ihtimali belirmişken. Cuma günü, 28 Nisanın yıldönümünün are- fesinde Ankarada cereyan eden bir hâdise her şeyi altüst etti. Meclisin Adalet Komisyonunda "Alavera, dala- vere -Kürt Mehmet nöbete" tekerle- mesini pek andırır şekilde çıkan bir tasarı kanunlaştığı takdirde İnönü Hükümeti istifasını verecektir. Tasa- ryla, "yara sarıyoruz" diye bir dev- rin bütün hırsızlık ve açık suistimsi hâdiselerinin üzerinden sünger geçirli- miş olmaktadır. Meseli, ziyadesiyle meşhur ve her devir için sâdece yüz karası Kromit Dâvası dosyasını ele al- mak imkânı böylece kaldırılmaktadır. Başbakan, Meclisi sorumluluk duygu- suna davet ettikten sonra, bu davete uyulmadığı takdirde hırsızların ve u- fursuslann affi ağırlığını oomuzları- na almayı reddedecek ve çekilecektir. Zira, herkes gibi İsmet İnönü de "geç- miş politika çekişmelerinin yaraları"- nın sarılmasına taraftardır ama, TI C. Ziraat Bankasının kasalarında 100 milyon liralığa yakın yara açmış olan bir rezaleti bu çeşit yaralar arasına dahil etmemektedir. Her şey, o gün öğleden sonra, Mil- let Meclisinin Adalet Komisyonunun toplanmasıyla başladı. Toplantının gündeminde, A. P. li milletvekili Alp Doğan Şenin bir teklifi bulunmaktay- dı. Teklif, teknik tâbirle "113 sayılı AKİS, 30 NİSAN 1962 YURTTA OLUP BİTENLER İsmet İnönü Grup toplantısına geliyor Alarm ziline el attı kanunun 3. maddesinin M bendinin değiştirumesi"ne dairdi Meselenin esası şudur: İnkılâp- tan sonra, bir af kanunu çıkarılmış- tır. Fakat, yüksek dereceli memurlar ve onların işledikleri bir takım suçlar bu affın şümulü haricinde bırakıl- mıştır. Bu yüzden, mahkemelerde bin- lerce dosya birikmiştir. Teklif kabul edildiği takdirde, bu dosyalar ortadan kalkacaktır. . Aslında, fikir İnönü Hükümetinin fikridir. Alp Doğan Şen, biraz Sahi- binin Sesi durumundadır. Zira Hükü- met, sâdece bir devrin icabı olarak o devrin kudret sahiplerinin emrini ye- rine getirdiklerinden dolayı hapisha- nelerde yatan veya hâlâ sürünen kü- çük memurların da çıkarılan affın şü- mulü içine alınmasını uygun bulmak- tadır Ancak, buna hırsızlık veya su- istimal suçları dahil değildir! Adalet e biremrivaki tarrızını eC. H. P. li üyeler gereği gibi berdar edilmeksizin yaptığı toplat ya -nitekim, toplantıda hiç bir C.H. P.limilletvekili bulunmamıştır. Hü- kümet Temsilcisi olarak katılan Ada- let Bakanlığı Ceza Dairesi Umumi Müdür Muavini Melih Ezgü tek Hükümetin de desteklediğim bildir- di. Ancak, biri A. P. li öteki Y. T. li iki milletvekili, Mazhar Arıkan Sadık Periçek kaşla göz arasında ek teklif sundular. Bunda, M bend den başka C ve L bendlerinin de kal- ması isteniliyordu. Melih Ezgü, C alâkalı kısma da katıldı. Zirabu, M li Korunma suçlarını ilzam ediyor. Ama Hükümet Temsilcisi, L bendir kati vasiyet aldı. Çünkü Başbakan fikrini gayet İyi biliyordu.