kilattan gelen ve uzun. seneler muha- lefet saflarında, seçim mücadelesi ge- çirmiş genç milletvekilleriydi. On yıl- lık muhalefet devrinde D. P. nin hak- sız tasarruflarının karşısında duran, seçim bölgelerinde maddi manevi ha- kikaten ezikliklere uğrayan bu millet- vekilleri Koalisyonun karşı kanadının hareket tarzını bir türlü hazmedemi- orlar, ancak C.H. P. nin yıllanmış parti disiplini kendilerini bir noktada durmağa mecbur ediyordu. Biliyor musunuz ki, Parlamentoda- ki adedi ekseriyet lehte oy kulla- nırsa bundan böyle biç bir Belediye hiç bir şehir veya- kasabada hiç bir dükkânı kapayamayacaktır? Ama, ne zaman? Bu dükkânlar dünyanın en pis dükkânı olduğu zaman da.. Peki, pislikle nasıl mücadele edile- cektir? Ooo, gayet basit! Bir takım formalitelerin yerine getirilmesi su- retiyle.. Nasıl formalite? Her çeşi- dinden: Bir tek istisnasıyla.. Dük- kân kapamak için, Papadan müsaa- de istemek mecburiyeti konmamış- tır! Sadece bu lütuf, Parlamentoda- ki adedi ekseriyetin müsamahasının ve anlayış derecesinin omükemmel delilidir. Belediye murakabesi, Türkiyede daima iktidarların veya iktidara ö- zentili siyasi toplulukların I numa- ralı silâhı olmuştur. Hiçbir İktidar anlamamıştır ki aslında bu silâh geri tepen bir silâhtır. Bu yüzdendir ki hemen her iktidar, kendisi için du- rumun sıkışık olduğunu sandığı de- virlerde belediye nizamını ayaklar altına almıştır, ama bunların pek azı bir müsbet netice sağlamıştır. D. P. 1960'ın arefesinde bütün gayretlere rağmen batmıştır. C. H. P. 1950 ci- varında, ağzıyla kuş tutmaya çalış- tığı halde başarı kazanamamıştır. Şimdi sıra, D. P. artığı partilerde görülüyor. İçişleri Komisyonunda, bütün memleket realitelerinin dışın- da ekseriyet sağlayan, bu topluluk- Belediye, bandan böyle hiç bir dükkânı kapayamayacak. Mükem- mel. Pek âlâ, pis dükkânlara yolu düşen müşteriler -ki, o dükkânın sa- hiplerinden, adet olarak, her hal-ü kârda fazladırlar- "Allah razı olsun" diyecekler midir? Aksine, o sırada iktidara kim sahipse ona küfrede- ceklerdir. Buna şoförlerden dükkânı temiz muhallebicilere, ayakkabıcı- lardan işportacılara kadar çeşitli 1sı- AKİS, 30 NİSAN 1962 Genç ve teşkilâta sırtım dayamış milletvekilleri C. H. P. ningün geç- tikçe çökmekte olduğu iddiasıyla kı- pırdanmağa başladılar. Koalisyondan devamlı zarar edenin C H. P. nin ol- duğu fikrini savunarak kulise başla- dılar: İp incelmişken kopsun, A. P. başının çâresine baksın!.. Cereyanı destekleyen olay hafta- nın ilk yarısındaki çarşamba günü du- rup dururken ortaya çıkıverdi. O gün sessiz sedasız” cereyan eden Meclis YURTTA OLUP BİTENLER müzakereleri sırasında birden fırtına koptu. Fırtınaya sebep D. P. Bakan- larından Samet Ağaoğlunun bir tasar- rufuyla ilgili Meclis .Soruşturmasının açılıp açılmaması konusuydu. oSabık bakan hakkında soruşturma açılmasa Karma Tahkikat Komisyonu tarafın- dan kabul edilmişti - bu komisyonda C.H.P. C.K.M.P. Y.T.P.ve A. P. milletvekilleri vardır- Üstelik Kar- ma Komisyon kararını ittifakla ver- mişti. w Oy peşinde © Pisbirdükkân elinde beratı Artık, nıflardan vatandaş katılacaktır. Pek âlâ, Belediyeye konulan han- dikap burada bitecek midir? Hayır! Belediye, omüşterisini (o tırtıklayan taksi şoförüne de kafa tutamaya- caktır. Ama taksilerin müşterileri, taksi şoförlerinden hep daha fazla- dır. Böylece, öyle bir durum hasıl o- lacaktır M, bir şehrin ekseriyeti, parti parti bir siyası teşekkülün le- hinde görünse de, topyekün onun a- leylünde vaziyet alacaktır. Zira, Be- lediye kontrolü bir felâkettir. Doğ- ru! Belediye kontrolü, aksaktır. O da doğru! Belediye kontrolü, esna- fin başı üzerinde asılmış Damokles kılıcıdır ve sallantıdan millet veya devlet değil, bir takım avantajcılar faydalanmaktadır. Ne yapmak lâzım? Bir tek şey: Kısa vadeli politikanın uzun vadeli fayda sağladığını hatırdan çıkarmak ve ona göre davranmak. Belediye, bu! Yani, milyonların daimi temas halinde oObulunduğu bir teşekkül. Meclis, sadece politik endişelerle kudretli, dişli belediyeleri düşünerek bunların elinden en tabii yetkilerini alırsa hiç bir şey olmaz, Hüküme- tin arzuladığının tam aksi olur. Yani? Yani herkes Belediyeden şikâyetçi olur. Tâ, o kapatılmayan dükkânın sahibine kadar. Zira, üs- tadın dükkânı kapatılmayacaktır a- ma, taksiye bindi veya manava uğ- radı mı, maruz kalacağı zarar sağla- nan faydadan daima daha çok ola- aktır. O zaman da, lanet Belediyeyi aşacak ve mutlaka Hükümete vasıl olacaktır.