İçinde dört mankenin saçlarını moda renklere boyadı, yıkadı, kesti ve ta- radı. Parmakları, tuşlara hafifce do- değmiş gibi kabarıyor, yatıyor, şekil alıyordu. Kumrallar sarışın, esmerler tatlı bir kumral oluverdiler. 961 Türki ye güzellik kraliçesi Güler, bir saat i- çinde "kızıl'a boyanıverdi. Fair Lady saç modeli : Bu, 962 yaz saç modasının ortaya attığı çok tutunan bir modeldir. Al- man menşelidir. Fatr Lady modelinde saç asimetriktir, yâni bir tarafı mut- lak şekilde diğerine eş değildir. Saç- lar bir taraf tan alınarak diğer tarafa doğru- birbirini kovalarcasına taran- mış, diğer taraf oldukça zayıf obıra- kılmıştır. Ama bu, her şahsın yüz şek- line göre, en yakışanı yapmaya mü- sait bir saçtır. Dayanıklıdır, bakımı kolaydır. Bu modelde alın açık veya hafif kapalı olabilir. Ense, saçın ta- bii hatlarına uyarak hafif bir inhina ile bitmektedir. Lady Twist Avusturya saç sanatkarlarının ortaya attıkları bu modelde saçların yan kısmı ha- reketsiz ve yatkındır. Üst kıs- mı ise yüz genişliğini aşmıyan ve. mübalâğaya kaçmıyan bir ölçüde kabartılmıştır. Sanki twist dansında olduğu gibi, ayaklar sabittir ve bütün hareket;üst kısımda toplanmıştır. Lady Twist modasında ense kısa ve yapışıktır, alm kısmen veya tama- men kapalıdır. "Ligne de Cocur* 1962 yi- AKİS, 30 NİSAN 1961 lının en İyi Haberler Jale ANDAN İnsan kötü haberleri çatak yayıyor. İsteyerek veya istemiyerek hepi- miz bunu yapıyoruz. Kötü bir habere, bir karamsar yoruma, bir uydurma veya yakıştırmaya kendi görüşlerimizi de katınca zincirleme bir dedikodu edebiyatı doğuveriyor ve artık bunun tadına da doyum olmuyor, şişir şişirebUdiğin kadar... Bu tip siyasi dedikodular bugün arkadaş toplantılarının, kadın ziyaretlerinin âdeta tuzu biberidir. Bun- ları bazen gazetelerin dedikodu sütunlarından çıkartırız, bazen de kendi uydurduklarımızı bir süre sonra gazetelerde buluruz. Bir arkadaşımız bu tip dedikodulardan bıkmış. Gazetelerde gördüğü iyi haberleri kesip çerçeve içinde duvarına asmaya karar vermiş. Her gelenin gözlerine bunları dayayıveriyor. Fena da değil doğrusu. Gerçi tuhaftır, insan iyi haberlere pek katacak birşey bulamıyor ama, gene de umutlanıyor, rahatlıyor. Bu arkadaşımın "iyi haberler" çerçevesinde Nisan ayı içinde oku- duğum beş - altı haberden ikisi köy imamlarına aitti. Bunlardan biri Kırklarelinden, diğeri Konyadan geliyordu. Kırklareli, Ürünler köyü imamı Celal Çevik, köy öğretmeniyle işbirliği yapmış, halin uygarlı- gın meselelerini, yükselmenin yollarım öğretmeğe çalışıyor, boş gez- menin, kahvehanelerde dinsek çürütmenin kötülüğünü anlatıyormuş. Halk, imamı da mahalli gazetede uyarıcı yazılar yazan öğretmeni de pek çok seviyor, bağrına basıyormuş. Konyanın Ovakavağı köyü' İma- mı Ahmet Çelik de köylüyü uyarmakta, onlara hakiki bir din anlayışı içinde çalışma, çalışarak elde etme iradesini aşılamaktadır. Köy halkı yağmur duasına çıkmak istediği zaman, imam onları durdurmuştur. Çünkü, "yağmuru çekmek için dua etmek değil, ağaç dikmek lâzım- dır. Çünkü, "Tanrı boş oturanları değil, çalışanları sever ye .onlara yar- dım eder." İmamın bu konuşmasından sonra köylü o gün köye bin fi- dan dikmiş ve köyü ağaçlandırmağa ahdetmiştir. Ovakavağı İ halka, her fırsatta, herşeyin devletten, beklenemiyeceğini de anlatmış- tır. Ovakavağı köyü elektriğini kendi çabası ile getirmiş, camisini, ki- taplığını kendisi yapmıştır. Köyünü ağaçlandıracak, yağmurunu dr getirecektir. Bu haberler gerçekten iyi haberlerdir. Şehirli aydın, oturduğu yer- den gericilikle, yersiz bir din taassubu ve. yanlış bir din anlayışıyla ne kadar savaşırsa savaşsın, bir Celâl Çevikin, bir Ahmet Çelikin vardığı sonuca varamıyacaktır. Bu konuda yapılacak en faydalı şey, şüphesiz, Ahmet Çeliklerin, Celâl Çeviklerin çoğalmasını, din adamlarının iyi yetişmelerini sağlamaktır. O zaman gericinin oku hedefe ulaşmadan kırılacak, hacı namzedi çotuğunun çocuğunun nafakasından keserek, borçlanarak veya dilenerek Hacca gitmenin caiz olmadığını Öğrene- cektir. Bugün birçok alanlarda karşımıza çıkan güçlükleri demokrasi- ye aykırı "yasaklar'la, yeni yeni kanunlarla önlemek eğilimini göste- renler çoğalmaktadır... Oysa ki, müesseseleri ıslah etmek, sağlam mer- tek teşekkülleri kurarak, bu yolda yılmadan çalışmak hiç şüphe yok ki "yasaklar'dan çok daha fazla iş görecektir. Sosyal dâvaları yalnızca yalaklarla veya kanunlarla halletmeye imkân yoktur. Kanun, ayağı çıplak hacı namzedinie döviz vermezse, o isyan eder ama, imanı "Ahmet Çelik" müslümanın hangi şartlar altında hacca gidebileceğini ona an- latırsa, mesele yoktur. gözde o saç modellerin- den şişirilerek kabartılmıştır. Üst den "Liğne de' cocur", yani kalp çizgisi modası Fransadan çıkmıştır. Saçlar, Lady Twist'in aksine, yanlar- da kabartılmıştır. İki yan alçak veya yüksek olabilir, fakat hareketi topla- mıştır. Saç, arkada, enseye OoĞ bir çizgi, kalp çizgisiyle ikiye (o ayrıl- mış ve yanaklara doğru taranıp, için- çok düz ve sadedir. Kabarıklık yalnız iki yandadır. Renkler : Kızıla bakan bir "yayla kahvesi" ile "sahra gölü sarısı" bu yıl çok modadır. Fakat bütün boyalarda esas, aynı rengin koyulu açıklı, dalga- lı tonlarını gösteren şanjanlı bir ren- gin tatbikidir. 27