YURTTA OLUP BİTENLER Kaşla göz arası Bu bent kaldırılırsa, Cumhurbaşkanı ve Bakanların hatalı fiillerine ka- tılarak suç işlemiş olanlar, ve tabii bu fiiller hakkında takibat yapılama- yacaktır Bu demektir ki Kromit-Dos- yası -hayrettir, talihsiz Mehmet Akın şu anda hapishanedeyken bu dosya- nın alâkalıları elleri kolları serbest dolaşmaktadırlar ve belki de Sadık Perinçek ve Mazhar Arıkanla samimi ahbaplık devam ettirmektedirler- ra- fa kaldırılacak, bu çeşit dosyaları dev- ralmış bulunan Anayasa Mahkemesi işlem yapamayacaktır. Böylece, başı dertte D. P. zenginlerinden tümen tü- men adam hesap vermek zorundan kurtulacaklar ve 15 Ekim seçimlerin- de destekledikleri, hâlâda yayın or- ganlarını finanse ettikleri partilerin nimetinden faydalanacaklardır. Me- lih Ezgü, teklifin mânasını açıkladı ve Hükümetin buna katılmadığını bil- dirdi. Halbuki Komisyonun A. P. ve Y P. kanadı tertipte mutabıktı, Sadece 45 dakikalık bir müzakereden sonra eller kalktı ve her iki teklif te kabul edildi. Bu durumda, 113 sa- yılı kanunun C, L ve M bendleri or- tadan yok olmuş olmaktadır. Hâdisenin üzerinde durulması ge- rekli tarafı bunun, pek çok A. P. li- nin Koalisyonun parçalanacağı endişe- siyle rahatsız olduğu bir günün hemen 'ertesi gün cereyan etmiş olmasıdır. Bu, bir tehlikenin üzerinden sâdece bir kaç saat geçer geçmez gerçek te- mayüllerin ortaya çıktığının ve ka- barmış gözlerin hiç bir şey görmez ol- duğunun şaşmaz delilidir. Tertip ii çıkar çıkmaz, geç «yılan C. li Adalet Komisyonu üyeleri ii ilk toplantıda mü- zakerenin tekrar edilmesi talebinde bulunmayı kararlaştırdılar. Ama C. H. P. içinde bu olay, Koalisyonun de- vam edemeyeceği inancında olanların tezini bir kat daha kuvvetlendirdi. Zi- ra, bir ortak ki göz açıp kapayıncaya kadar bir marifet yapıveriyor... Nitekim, Adalet Komisyonunda bu, İnönüye bile bardağı taşırttıran damla Bin suya düştüğü günden bir gün ön- ce C. H. P. Grubunda bütün bu hu- suslar enine boyuna tartışıldı ve Koa- lisyonun şartlarını ciddi ciddi bir gö- rüşmek üzere, İnönüye yetki veril- di. Meraklı vatandaşlar O gün, günlerden perşembeydi. Meclisin gazeteciler için memnu mıntıka İlân edilen Grup toplantı sa- lonlarının bulunduğu kısımda bir ta- kım endişeli adamlar kol gezmektey- diler. Endişeleri yüzlerinden okunan A. P. li milletvekili ve senatörler C. 10 Cevdet Perin Bakanomani H. P. Grup toplantı salonunun kapı- sının her açılışında kapının önüne se- ğirtiyorlar ve içerden haber almak i- çin çabalıyorlardı. Bu endişeli adamlardan biri de, A. P. nin Adana Senatörü Mehmet Ünaldı oldu. O gün, Meclis toplantısı yoktu. Senato ise, öğleden sonra saat 15 de toplanacaktı. Buna rağmen Ü- naldı ve onun gibi endişeye düşen arkadaşları Meclisteydi. Mehmet Ünaldı Endişeli bir zat Endişeli Ünaldı, yüzünde sahte bir tebessümle gazetecilere memnu mıntı- ka ilân edilen salon ile serbest saha arasındaki hududu geçti ve bir kö- şede bekleyen gazetecilerin o yanına yaklaşarak "— Hepiniz objektiflerinizi açmış, dört gözle bekliyorsunuz. Bakıyorum, hiç de heyecanlı değilsiniz" dedi. Ba- sın mensupları gülümsediler. Bu muhavere endişeli A. P. Se- natörünün konuşma arzusuna zemin hazırladı. Ünaldı e ve mera- ni saklayarak sordu — İçerden bir haber alabildiniz-. mi?" Suale, Milliyetin Ankara Temsilci- si İlhami Soysal cevap verdi. "— Merak buyurmayın beyfendi, içerde asayiş berkemal!" Ünaldı bu defa gazetecilere daha da yaklaşarak günün olayları hakkın- da izahat vermeğe başladı. Ünaldı ilk olarak, bu koalisyonun mutlaka yürü- mesinin zaruri olduğundan bahsetti. Bir a Ama efendim, iki ayrı fikri temsil eden iki ayrı parti, görüyorsu- nuz ki bu işi yürütemiyor. Başka bir çâre bulunamaz mı?" diye sorunca, Ünaldı: "— Pekâlâ, koalisyon yürür. Ama şu tahrikçiler bir olmasa! Hakikaten, bizim bazı A. P. li arkadaşlarımız iş- leri karıştırıyorlar. Ama endişe et- yin, A. P. Grubuna artık sağduyu ha- kim olacaktır" diye cevap verdi. Ünal- dının sözü bir defa daha kesildi. Bir gazeteci, Adana Senatörünün tahrik- çilere temasından mülhem : "— Herhalde bu izahatınızla Cev- det Perinin A. P. Grubundaki manev- ralarından bahsetmek istiyorsunuz?" diye sordu. Adana Senatörü, meseleyi pek umursamadı ve: ."— Perin, bitti. Kendi kendim bi- tirdi. Politika bu kadar acemice tak- tiklere cevaz vermez" dedi. Sonra, gü- lerek ilâve etti: — Bu arkadaş, nedense çok ko- nuşur!" Bıçak kemiğe dayanınca, Bu sıralarda, C. H. P. grupunda ha- kikaten de A. P. lileri heyecana ve meraka gark eden müzakereler ce- reyan ediyordu. Hasreti Eyüp -sabrı- na sahip C. H. P. Meclis ve Senato Grupları çok önemli bir konuda, koa- lisyon konusunda kati kararı vermek üzere salona girmişlerdi. Aslında ba- kılırsa, C. H. P ubunda sayıları 60'a yakın milletvekili ve senatör u- zun zamandan beri için için kaynıyor ve Koalisyonun karşı kanadım teşkil eden A. P. nin Parlâmentodaki hare- ketlerini tavsip etmiyorlardı. Bu grup- ta ziyadesiyle şiddet gösterenler teş- AKİS, 30 NİSAN 1962