YURTTA OLUP BİTENLER üyelerinden birine derdini dökmek üzere soluğu Mecliste almıştı. Ayağa gelmiş bu fırsatı Karavelioğlu kaçır- madı. Hüseyin Gürsoyu, derdini din- lemek üzere yanına aldı. Konuşmayı, bir iki subay daha dinledi. Gürsoy bir yığın olay anlattıktan sonra sonucu şöyle bağladı: — Biz Turhan beyi razı edemez- sek, bir şey yapamıyoruz. Bütün tah- sisler devamlı olarak bilinen ve de- gişmiyen firmalara veriliyor. Bunun içyüzünü anlıyamadık efendini... Sinek mide bulundırmaktan ge- ri kalmadı. Zaten, memleket men- faatinin haleldar olmasına gönlü an- , kendisi vazifesinden uzaklaştı- rıldığında razı oolmamaya başlayan muhbirin durumu şüphe uyandırma- mış değildir. Hare- ket, bir intikam alma Oo arzusunun neticesi o olabilirdi ya attığı ikinci iddia bir pamuk me- selesiyle ilgilidir. O sıralarda pamuk rekoltemizin son derece düşük olması hasebiyle anlaşmalı memleketlere sa- dece ikiyüzer ton pamuk ihraç etmek ligimiz konusunda prensip kararma varılmış bulunuluyordu. Çakımın ifa- desine göre 1 Ocak 1961 ilâ I Mart 1961 devresi içinde bu memleketlere seyyanen ikiyüzer ton pamuk ihracı için tahsis yapılmıştır. Ancak Mart ayının sonlarına doğru Bakan Çakı- mı çağırarak Transeksport firması- nın Polonya için bir talebi olduğunu ve bu talebin yerine getirilip getiril- mediğini sormuştur. Durum kendisi- ne izah edildiği halde Bakan ısrar et- miş ve Folonyaya Transeksport fir- masıyla A. Lefont firması aracılığıy- karşısına İrandaki ihalede rakip ola- rak çıkmayı tasarlıyordu. İhale İ.O. A. ihalesiydi ve demirperde omemle- ketlerinden sadece Yugoslavya buna iştirak edebilirdi. Böylece Şeker Şir- ketinin daha evvel anlaşmaya vardığı Fransız firmalarından "Sucreset Den- rees" firmasıyla diğer firma karşı karşıya ve her ikisi de Türkiyenin şe- kerini satma durumunda kalacaklar, neticede ihalede kaybedilecek her do- lar memleketin menfaatlerini halel- dar edecekti. Çakıma göre Baydurla arasında büyük bir tartışma olmuştur. Çakım, Eligolt firmasının İhaleye katılma- sındaki mahzurları anlatmıştır. O sı- rada bu ısrarı, toplantıda bulunanları bir hayli meraka düşürmüştür. Neti- Ana Çakımın dav- ranışının mora kıymetini değil, yaptığı ihbarların sıhhat (derecesini de geri endirmekle kendini görevli ad- deden Karavelioğ- lu ve M. B. K. İkti- sat Komisyonu i- şin o tarafı üzerin- de durdu. İhbarlar, davranıştan çok daha ciddi bir ma- hiyet taşıyordu. İddiaların esası dık lisanslarının ve rilmesiyle ilgili bir Bakanlıkların Hususiyeti Bizde o öyle Bakanlıklar vardır ki, adeta eşyanın tabiatı icabı, Bakan ade- ta bir Sherlock Holmes dikkat ve tetikliğinde olmak zorundadır... Bu Bakanlıkların başında, Ticaret Bakanlığı gelir. Nasıl her vergi mükel- lefi bir ucundan az vergi ödeme gayreti içindeyse, bizde ve her yerde iş adamı bir ucundan fazla kazanmak hevesindedir. Bunu sağlamak için de, içinden fil geçirmeyeceği iğne deliği yoktur. Mesele, evvelâ böyle bir ni- zamı kurdurtup oO'avanta'yı o kaide, dürüstlüğü istisna halime getirmemek, sonra da esas kaideyi bozup istisna haline gelmek isteyenlere karşı cid- di barajlar kurmaktır. Türk toplumunda, balığın baştan koktuğu ve bütün hususiyetlerin pi- ramidin tepesinden aşağıya doğru yayıldığı bir gerçektir. Bu memlekette ne zaman iktidarın başı hafif davranmışsa, bütün devlet mekanizması bir anda ciddiyetten o uzaklaşmıştır. e İktidarın başı, ziyadesiyle müsama- halı oldu mu, bütün iplerin ucu kaçmıştır. İktidarın başı dürüstlük, dev- let malının deniz olmadığı prensibine bağlı kalmadı mı ez a ve nüfuz ticareti alabildiğine genişlemiştir. "İktidar" kelimesini, göre "Bakanlık", "Umum Müdürlük", “Müdürlük” haline kolaylıkla e tirebilirsiniz. Bizde herkes, baştaki adama bakar ve onun tutumu mü- essesenin miyarı haline ir. İhtimal ki bu bizim, yerlerimizi haretimizin tabii bir neticesi. Bütün "baş'ların kulaklarına küpe ola! şahsiyetlere uydurmaktaki me- lay kapanmıştır. Çakım, bu hâdi- seden sonra Ba- kanın kendisini ça- ğırarak artık bir arada çalışamıya- cağını ifade ettiği- ni ve İzmir Mınta- ka Ticaret Müdür- lüğüne tâyin edile- ceğini bildirdiğini söylemektedir. . ve Arpa meselesi Çakımın raporun- da son olarak ortaya attığı mese- sele arpa meselesi- dir. Buradaki iddia- lara göre, Bakan Baydur görevini kö- tüye kullanarak el- oldum olası a edilmektedir. ei yılı Kasım ayı ortalarında Çeko; vakyaya fındık (o ihracının Rd masına karar o verilmiştir. Nitekim Çekoslovakyanın fındık taleplerinin hepsi reddedilmiştir. Ancak S0 Aralık tarihinde Bakan Çakımı çağırıp Çe- koslovakyaya 75 ton fındık ihracı için gerekli lisansın verilmesini söy- lemiştir. Çakımın -kendi ifadesine gö- re- bütün direnmelerine rağmen Ba- kan ve Müsteşar lisansın verilmesin- de ısrar etmişlerdir. Böylece Metal firmasına 344 saydı ve 10 Şubat 1961 tarihli lisans verilmiştir. Metal firma- sı Transtürkün diğer bir ihracat bü- rosudur. Böylece Bakanın bu firmayı himaye ettiği gerçeği ortaya çıkmak- tadır. Çakımın, Baydur hakkında orta- la ikiyüzer ton daha pamuk ihracını uygun görmüştür. Transeksport da, Transtürkün bir e Çakımın son derece ilgi (o çekici bir başka iddiası şekeri alâkalıdır. Mart ayının başında İran, 70 bin ton şeker almak için bir ihale yapa- caktı. İşin muhtelif talipleri (o mev- cuttu. Bu arada Türkiye de ihaleye iştirak edecekti. Ta sırada Transtürkün Fransadaki muhabiri Eligolt firması Yugoslavya kliringin- den geçmek üzere Türkiyeden şeker istemiştir. Bu, Çakım tarafından, isti- şareye lüzum görülmeden reddedilmiş tir. Çakıma göre bu işleme başvurul- masının tek sebebi şudur: Bu firma, kliringden faydalanıp serbest odolar farkından istifadeyi (odüşünüyor ve Türkiyeden alacağı şekerle Türkiye de bulunan ve O sI- larda (o piyasada bir hayli yüksek fiatla talep imkânı o- lan bira imâli için müsait arpayı kötü şartlarla ve bir firmayı himaye ede- rek ihraç etmiştir. Meselenin Çakım tarafından iza- hı şöyledir : İngiltere ile Türkiye (arasında mevcut anlaşma dolayısıyla Türkiye- nin 91 milyon liralık borcunu bir ta- kım şartlarla ödemesi kararlaştırıl- mıştı. Bu borcun 10 milyon lirası ih- racı mümkün olmıyan maddelerle, 61 milyonluk kısmı eski tütünlerle ve 20 milyonu da müşterek kültür hizmet- lerine sarfedilmek ödene- cekti. Bu sırada bir İngiliz firması Türk hükümetine müracaatta bulun- du. Müracaat Çakım vasıtasıyla Ba- kana bildirildi. Çakıma göre, Bremar İngiliz şirketinin Genel Müdürü Tür- AKİS, 12 MART 1962