12 Mart 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 24

12 Mart 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 24
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İKTİSADİ VE MALİ SAHADA, ister istemez maliyetle (o çalışmakta ve başka memleketler için normal sa- yılacak karlarla tatmin olmamakta- dır. Bilhassa iş hayatının açılacağı ve geniş devlet yatırımlarının başla- yacağı şu sırada, yüksek maliyetin hem faydaları, hem mahzurları var- dır. Ancak, mahzurların faydadan çok olduğu gözden kaçmamaktadır. Kredilerin ucuzlatılması taraftan olanlar © 1,5 nisbetinde bir indirme- ni» konusu sayılmam aktadır. Hele, ümit edildiği gibi bir dış yardım sağ- lanırsa faiz hadlerinde yapılacak & 1,5 luk ucuzluğun böyle bir tehlikeye yol açması hiç beklenmemektedir. O zaman âdi ikrazlar ve açık krediler 96 9 la reeskont edilecektir. Buna mukabil, böyle bir ucuzlu- gun bankalardaki mevduata tanınan faizleri de indireceğiden halkı tasar- ruftan alıkoyması bir esaslı mesele olarak ileri sürülmektedir. Mevduat faizleri zaten yüksek değildir. Bunun daha da indirilmesi tefecilik istikame tinde teşvik yerine geçecek ve halk parasını bankaya yatırmaktansa da- Geri kalmış iktisatların, evvelden beri bir hastalığı vardır: Müesse- seleri, verimliliği sağlayacak tarz- da, nisbette büyümemiştir. Bu, tezgâhı devri" nden "fabrika devri" hastalık sadece sanayi dalına has değildir. Tarımda, ihracatta, itha- latta, hülâsa iktisadın ve ticaretin her kolunda bir takım cüce teşek- küller milletçe emek kaybına, ser- maye kaybına, gelir kaybına, Za- man kaybına, döviz kaybına yol aç- maktadır. Gerçi para kazanmanın bir ilim haline getirildiği Amerika- da müesseseler lüzumundan o fazla büyüdüğü zaman da kayıpların baş- ladığı araştırmalar neticesi (o sabit olmuştur. Mesela General Motors'- un bu kaidenin hemen tek istisnası- nı teşkil etmesi bir hayret konusu- dur, bir sırdır. Onun dışındaki dev teşekküller, devliklerini ilmi sını- rın dışına taşırmamaya dikkat et- mektedirler. Bugünün iktisadında i- deal ne çok fazla büyük, ama ne de pek ufak müesseselerdir. Türkiye, alt uçta bulunmasının tabii bir neticesi olarak her sahada 24 Butler Kefeni yırttı ha kârlı sahalara yöneltmeye a va caktır. Böyle söyleyenler, Merk Bankasının senetler üzerinde w az titiz davranmak suretiyle tedavüle para çıkarmaksızın kredi müsbet şekilde arttıracağını, da piyasanın ihtiyacını mükemmelen karşılayacağını bildirmektedirler. Gerçek şudur ki, yeni bütçeyle geniş bir iş hayatını açma arzusunda olan Hükümet ve Başkam İsmet İ- nönü önümüzdeki günlerde tetkikle- rini bitirecekler ve kredinin hem hac- mi, hem faizi konusunda esaslı ve de- vamlı kararlar alacaklardır. Piyasa- da bir sıkışıklığın olduğu ye oteda- vüldeki paranın iyi dönmediği aşikâr- dır. İdeal, bu paranın süratle iş ha- yatına girmesidir. O takdirde, hare- ket hemen başlayacaktır. Ancak su- ni çekingenliklerin suni O teşviklerle bertaraf edilmesi şimdi tek çıkar yol olarak görülmektedir. Piyasa istikra- rına kavuştuğunda ve normal hale döndüğünde mali tedbirler de, kendi normal çerçeveleri içine rahatlıkla girebilecektir. Geçmiş tecrübeler gös- termektedir ki iktidarlar musluklara sıkı sıkıya hâkimdirler ve bir su bas- ması ihtimali basiretli (davranıldığı takdirde pek de muhtemel değildir. Bu bakımdan, bir takım endişelerin yersiz okluğu muhakkaktır. İktisadi Büyüklük küçük ölçülere sahiptir. Bu yüzden- dir ki, mesela ithalatını pahalıya maletmektedir. İstatistikler göster- mektedir ki bizim dış ticaret mu- vazenemizdeki açığın bir sebebi bu- ur ve bir çok memleket bizden çok ucuza ithal malı temin edebil- mektedir. Orada, ithalat sektörü- nün bölük pörçük manzara göster- memesi dış firmalarla konuşmakta, bizim tâbirimizle pazarlıkta bir a- vantaj sağlamaktadır. Fiyatlar dal- ma daha müsait olmakta, kapkaççı ticaret itibar bulmamakta, hem i- hem ucuz teklifler ciddi, belir- li büyüklükte, anane ve prensip sa- hibi firmalara gelmektedir. Böyle- ce aynı dövizle biz baçka değerde, bir diğeri başka değerde ithal malı sağlamaktadır. Şimdi Türkiyede, nasıl otarım- da verimsiz işletmeler İktisadi bü- yüklükte işletmeler haline getirile- cekse, özel sektörde de ithalatçı mü- esseselerin daha derli toplu olması bir şart halinde karşımızda belir- mektedir. Bir yandan daha fazla is- tihsal yapılmasına çalışılırken di- ğer taraftan da İthalatın ucuzlatıl- ması tediye muvazenemizde esaslı fayda sağlayacağa benzemektedir. Ancak toprak reformu ile özel sek- törde devlet marifetiyle girişilecek bu neviden bir reform arasındaki fark Uç kimsenin meçhulü değil- dir. İkincisi, şüphesiz ki birinciye nazaran dahi daha fazla dikkat, iti- na ve ehliyet isteyecektir. En iyisi, Devlet Plânlama Daire- sinin, çeşitli reorganizasyon o çalış- maları sırasında ithalatçı firmalar üzerine de eğilmesi ve bir takım realist, verimli normlar tâyin etme- sidir. Bu normların altında kalan müesseseler ithalat yapıp omemle- ket dövizini israf etmek hakkından mahrum bırakılınca ve iktisadi bü- yüklükte teşekküller geniş imkân- larla harekete geçince piyasada da bir belirli nisbette ucuzluk olmama- sı için üç bir sebep yoktur. Tâ ki düzen iyi kurulabilsin ve kaş yapayım derken göz çıkarılma- sın. Eğer bu konuda yabancı müte- hassıslardan faydalanmak oimkânı bulunursa netice şüphesiz daha gü- ven verici olacak ve normlar daha iyi seçilebilecektir. AKİS, 12 MART 1962

Bu sayıdan diğer sayfalar: