İKTİSADİ Krediler Ucuz para Bitirdiğimiz haftanın ortalarında Londradan gelen bir haber, dün- yanın her tarafında mali çevrelerin bütün alâkasını üzerinde topladı. İn- giltere Bankası reeskont faizini yüz- de altıdan, beş buçuğa indirdi. Karar derhal geniş akisler yaptı ve sterli- nin ucuzlamasının sterlinin değeri ü- zerinde bir tesir yapıp yapmıyacağı düşünüldü. Belirtiler, İngiliz lirasının kıymetinden kaybetmiyeceği, Oo fakat kredilerin Oo ucuzlatılması Oo suretiyle sterlin bölgesinde bir canlılık ve ha- reketin başlıyacağını göstermektedir. Herhalde Maliye Bakanı Butler, yan- lış bir ata oynamışa benzememekte- dir. İngilterede bu indirme yapılırken, Ankarada kredi faizleriyle alâkalı bir karara henüz? varılmış değildir. Esas itibariyle kredinin bollaştırılma- sı uygun görülmekle beraber, bunun fiyatı konusunda görüşler ikiye ay- rılmakta devam etmektedir. (Bk. A- KİS - Sayı: 401, İKTİSADİ ve MA- Lİ SAHADA) Bizde kredi faizleri 1933 ile 1951 arasında bir ucuzlama göstermekte- dir. Merkez Bankasının reeskont fa- izi 1933de © 12 iken (âdi ikraz için) 1938'de & 8,590 ye, 1951lde & 7 e in- dirilmiştir. 1938'de açık krediler için 6 12, 1951'de 2 9 faiz tesbit olun- muştur. Buna mukabil, bankalarda- ki vadesiz veya üç aya kadar vadeli mevduat için faiz 1933 ve 1938'de 4. 50 iken bu, 1951'de © 2.50 ye indi- rilmiştir. D. P. nin istikrar tedbirle- ri, bundan sonra alınmıştır. M. B. K. iktidarı, işin başında kre- di faizleriyle yanlış bir şekilde oyna- mıştır. İhtilâl piyasayı zaten dondur- muşken ve iş hayatı ölüye pek yakın VE MALİ SAHADA Ucuz para, bol para XX. Asrın hâkimi bir seyir takip ederken 1960'ın seki- zinci ayında krediler ziyadesiyle pa- halı hale getirilmiştir. Faiz Merkez Bankasınca âdi ikrazlar için 9“ 12, açık krediler için 90 10 uygun pi müştür. Aynı tarihte T. C. Ziraa Bankasınca açılan orta ve uzun va- deli zirai kredilerin faizi 99 7 de don- durulmuştur. Paranın pahalanması, beklenildi- ği gibi paranın kiymetlenmesini te- min etmemiş, buna mukabil çeşitli şekillerde iş hayatımıza zarar ver- miştir. Bu arada tedavül hacmi de garip bir durum göstermiştir. 28 Ma- yıs 1960 vaziyetine göre tedavüldeki banknot miktarı 3.888.119.097,50 o i- ken bu, 27 Mayıs 1961 vaziyetine gö- re 4.488.975.127,50 ye (yükselmiştir. Buna rağmen ne bir enflasyon görül- müştür, ne de piyasa canlanmış, ha- raretlenmiştir. Piyasaya sürülen pa- : AKİS, 12 MART 1962 ra, bir piyasa içi deflasyonla tesirsiz hale gelmiştir. . B. K. idaresi, kredi faizleriy- le ikinci defa 1961 in beşinci ayında oynamıştır. 12 Mayıs 1961'de çıkarı- lan 302 sayılı kanunla bir miktar u- cuzluk yapılmış ve âdi ikrazlar ile a- çık krediler için 96 10.50 faiz haddi tanınmıştır. Zirai krediler ile ihracat finansman kredilerinin faizi ise, 9 9 olmuştur. Küçük sanat erbabı, esnaf ve esnaf teşekküllerine (Türkiye Halk Bankası ve Halk Sandıkları e- liyle açılan kredinin fiyatı daa & 9 olmuştur. Buna mukabil T. C. Ziraat Bankasınca açılan orta ve uzun va- deli zirai kredilerle 5389 sayılı kanun gereğince tahvil hasıllarından banka- ca yapılan ikrazatın faiz hadleri 1960 esasına göre 99 7 ve W& 5 olarak bı- rakılmıştır. Ucuzluk miktarı kredinin pahalı olduğu hiç imsenin meçhulü değildir. e Adi ikrazlarla açık kredinin iş adamına maliyeti 9 18'den aşağı olmamakta- dır. Bazen faiz bu miktarın da üze- rine, çeşitli kanuni yollardan maktadır. Ancak, ortada bir gerçek vardır. Kredi hacminin kâfi olmaması yüzünden, dışarıdan 9 20 nin üstünde faizle para temin edenler eksik değildir. Bu, kredinin pahalı olmadığı, sadece hacminin arttırılma- sının piyasada sıkıntıyı azaltacağını söyleyenlere hak verdiren bir durum- dur. 5. Ancak, bahis konusu olan sade- ce bolluk veya darlık değildir. Bu kadar yüksek faizle iş gören piyasa, 23