F Radyo Yeni imkânlar Son haftalarda Ankarada, radyoları- nın orta dalga bandında istasyon arayanlar gayet berrak sesli ve kuv- vetli işitilen yepyeni bir istasyonun müzik yayınıyla karşılaştılar. Bu, iki yıldanberi yerli bir firma, tarafından imal edilmekte olan İl Radyoları se- risinin ikincisiydi. Bunların ilki İs- tanbuldaki Radyoevinin içinde kurul- muş ve bilhassa, kurulduğu yıldan- bevi revizyon görmeyen, asıl İstanbul radyosunun bakıma alınması sırasın- da büyük hizmetler yapmıştı. Halen çalışmakta ve bilhassa müzik merak- lısı dinleyicilerini o ziyadesiyle mem- nun etmekte olan İstanbul İl Radyo- su hiç şüphe yok ki önemli bir mede- ni ihtiyacı karşılmaktadır. İl Radyoları, İstanbul ve Anka- radan sonra, diğer 5 ilimizin merkez ilçelerine de kurulacak ve böylece bu İllerin mahalli karakterini aksettiren kültürel yayınlar yapacaktır. Aslında bütün bu yeni teşebbüs- leri 26 yıllık tecrübelerin verdiği kö- tü sonuçların zorladığını kabul etmek gerekir. Türkiye, İstanbuldaki 5 ki- lovattık usun dalga radyosunu kura- rak Avrupada radyo yayınına ilk baş- layan memleketlerden biri olmuşken, sonradan bu işte çok geri kalmıştır. Bu durumu gören Cumhuriyet hükü- meti 1936'da Ankarada yeni ve kuv- vetli bir radyo istasyonunun kurul- ması için teşebbüse geçti. Ancak el- de tecrübenin verdiği doğru görüşler yoktu, 120 kilovat gücünde bir tek uzun dalga istasyonunun maksada hiçbir bakımdan elvermediği ancak istasyon bitip yayına başladıktan sonra anlaşıldı. Türkiye toprakları coğrafi şekli bakımından doğu (o batı istikametin- de uzanan bir dikdörtgendir. Bu dik- dörtgenin uzun kenarı ile kısa kena- rı arasında hemen hemen dört katına yakın bir oran vardır. Yâni, meselâ Ankaradan doğu sınırlarına sesini radyoyla duyurabilmek için Adanaya duyurabilmeğe oranla dört kere uzun mesafe katetmek gerektir. Radyo tekniği bakımından ulaştırma menzi- linin artması radyo vericisinin gücü- nün arttırılmasını gerektirmektedir. Çünkü bir radyo vericisinden çıkan elektromanyetik dalgalar atmosferin içersinde birçok sebeplerle (o zayıfla- maya mâruz kalmaktadırlar. "Uzun dalgalar" dediğimiz ve dalga boyları 1000 ilâ 2000 metre olan radyo dalgaları için yer dalga- sının önemi büyüktür. Uzun dalgada AKİS, 12 MART 1962 EH N yayın yapan bir verici postanın ante- ninden yayınlanan dalgaların büyük kısmı yere paralel olarak giderler. Mamafih gök dalgaları uzun dalgada da, bilhassa çok menzillerde, tesirini gösterebilir. 200 ila 600 met- re dalga boyları arasında kalan "orta dalgalara" gelince, bunlarda gündüz saatlerinde yer dalgası gece ise gök dalgası hâkimdir. 60 metrenin altın- daki "kısa dalgalar" ise sadece gök dalgası yardımıyla yayınlanırlar. Gök dalgasının radyonun bugün- kü gelişmesinde etkisi çok önemli ol- muştur. Birkaç bin kilometre uzak- taki bir radyo istasyonunun yayınla- rm mahalli bir istasyonunki kadar net ve parazitsiz alabilmek ancak bu sayede mümkün olmaktadır. Amerikada 1925 yılından itibaren uy- iyi i alınan kaç küçük güçte orta dalga vericisi yerleştirilmiş, gerekirse bunlar ara- sında telli olarak yayın o bağlantısı sağlanmıştır. Sonralan Avrupada da ele alınan bu metodun memleketimiz de daha yeni uygulanmağa başladığı görülmektedir. Radyo ve elektronikte en ileride olan Amerikada geliştirilen ve İkinci Dünya Savaşından sonra Avrupaya da yayılan diğer bir metod Frekans modülasyonlu ve çok kısa dalgalarda, yâni çok yüksek frekanslarda, yayın yapan küçük güçlü vericilerin kulla- nılmasıdır. Yalnız bukadar yüksek frekanslı radyo dalgalarının bir özel- liği olarak dalgalar sadece bir doğru istikametinde yayıldıkları ve önlerin- deki dağlar, tepeler ve büyük binalar Radyo stüdyosu Yalnız yer ve gök dalgalarının her ikisinin de tesiri olduğu orta dal- galarda, bu iki dalgamın birbiriyle karışması ve girişimi yüzünden çok kötü "Fading" olayları ve alınan ya- yınlarda ses bozulması, "distorsiyon" lar görülmektedir. Bu hal bilhassa gök dalgasının kuvvetli olduğu gece saatlerinde omeydana çıkmaktadır. Menzil her an değişken bir du- rumdadır. Yayınlar bazen binlerce ki- lometreden dinlenebileceği gibi, çok kere 60 kilometre kadar yakınlarda bile dinlenemeyecek kadar bozulabi- lir. Bilhassa orta dalga bandında sa- yısız istasyonların yayın yapmakta olduğu bu devirde uz?ak mesafelerden orta dalga neşriyatını dinlemek sade- ce bir baht işi hailine gelmiştir. Geç kaldığımız nokta İşte İl Radyoları teşebbüsünün en semereli sonucu da bu olacaktır. gibi engelleri oaşamadıklarından bu gibi postaların daha çok arazisi düz- lük memleketlerde (o kullanılması ve yine de sık sık verici röle postaları- alıcılar, amplitüd modülasyonlu dal- galardan ibaret olan, suni ve tabii parazitleri almadıkları için dinleme- nin temizliği, daha geniş bir frekans bandım nakletmek kabil olduğu için sesin daha berrak ve aslına daha ya- kın şekilde duyulması, böylece "Hİ- Fİ" high fidelity denilen tipte müzik yayınlarının yapılabilmesi imkan da- hilindedir. Herhalde "İl radyolarınıın ku- rulmasını, frekans modülasyonuna ve ileride televizyona gidebilmek için atılması gerekli adımlardan ilki ola- rak memnunlukla karşılamak gerek- tir. 27