12 Mart 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 16

YURTTA OLUP BİTENLER Raif Aybar Floş! ti yoktu. İşte bu ifadedir ki Alicanın ileri sürdüğü iki şıktan birincisine daha tasavvur halindeyken sıfırı tü- kettirdi. Toplantıda bulunan kurucuların hemen hepsi Genel Başkanın ne söy- leyeceğine baktılar. Bir kaç dakika- lık şaşkınlıktan sonra ortaya Aybar- Alican ikilisinin düşündükleri plânın ilik adımı sürüldü. Alican istifa ede- cekti. Kurucular istifa haberini -hayret- tir- garip karşılamadılar. Hele Fah- rettin Kerim Gökay bu işten pek memnun oldu denilebilir. Böylece Y. T. P. Genel Başkanı ve Y. T. P. kuru- cuları - bir kaç tanesi hariç - parti- nin derlenip toparlanması, şaşkınlık- tan kurtulması, hakiki siyasi parti hüviyetini iktisap etmesi için en iyi yolun bu atak olduğunu kabullendi- ler. Kurucular karşı tarafın bu resti nasıl göreceğini öğrenmek üzere a- yın 15'inde tekrar toplanmak üzere dağıldılar. Bezgin adam O akşam, saatlerin 23'e (yaklaştığı sıralarda kahverengi spor ceketi- nin ceplerine iki elini sokmuş, omuz- ları hafifçe kalkık yüzünden hiç bir kezin çıkış kapısında göründü. Ya- nında Raif Aybar vardır. Alican o- laylar hakkında bir şeyler söylemeğe gönüllü görünmüyordu. Bu işi Raif Aybar etrafını saran gazetecilere bir kaç kelime söyleyerek savuşturdu. A- 16 Alican Consül otomobiline binmiş, Ay- barın sözlerini bitirmesini bekliyor- du. Hemen arkalarından çıkan Fah- rettin Kerim Gökay Alicana yönele- rek mütebessim: Yarın Sakaryaya (o beyfendi, değil mi?" dedi. Otomobildeki Genel Başkanın cevabı son derece kısa ve garip oldu: — Hın!..." Bu arada Aybar sözlerini o bitir- miş, Genel Başkanın yanma gelmiş- ti. Otomobilin kapısını tam kapamak üzere idi ki basın mensuplarının yal- nız kalan Gökayın etrafını sardığını gördü. Acele ile otomobilden atladı, gazetecilerin yanına geldi ve sertçe: Söylenenlerin hepsi söylendi. Söylenecek başka bir şey yok" dedi ve Gökayın gazetecilerin yanından uzaklaşmasını bekledi. Otomobil ha- reket etmek üzere idi ki bir gazeteci son hamle yaparak Alicana: "— İstifanızı geri alacak omısı- nız?" diye sordu. Sıkıntılı , müstafi Genel Başkan muhabiri şöyle bir süz- dü ve cevap verdi: — Ne diye geri alayım, yani?" Şeytanın kuyruğu Y.T. P. teknesinin zayıf gövdesini bir anda alabora eden rüzgârın çıkış noktası başkaydı. 27 Mayıs ile ilgili kanuna Genel Başkanın imza koymasını sağlayan yetkinin alındı- ğı Grup toplantısında oyların oda- gılışı -25 evet, 14 hayır, 25 müsten- kif- bunu suyun yüzüne itmiştir. Y.T. P. içindeki post kavgaları zaman za- man bir çok konularda zaten grupla- rın teşkiline sebeb olmaktaydı. Ali- can ve Aybara karşı olanlar uzun zamandan beri bir eksik - bir fazla muhtelif meseleler etrafında birleşe- Ertuğrul Akça Banko! rek hakiki yönlerini ortaya koymak imkânını buluyorlardı. Nitekim müf- ritler, evvelâ af konusunda beraber- ce çalışıp partiyi ele geçirmeğe uğ- raştılar. Bu iflas edince memur ma- aşlarına yapılacak zammın etrafında toplandılar. Bu da fayda vermeyip 22 Şubat olayları bilinen şekilde so- nuçlanınca şövalyeler kılıçlarını kı- nından tam manasiyle çıkarıp cephe- den hücuma geçtiler. Bu defa kalkan- ları 27 Mayısla ilgili kanun oldu. Er- tuğrul Akçalar, Refet Sezginler, Ha- lit Sarbunlar, Turhan Bilginler Ata Bodurlar kümelenmiş halde kurucu- ların, daha doğrusu Alican ve bera- berindekilerin karşısına dikildiler. Ancak bu defa âsiler hayli kuvvetliy- diler. Bir defa partinin Genel Sekrete- ri İrfan Aksu kendi taraflarındaydı. Aksu 15 Ekim seçimlerindeki hezi- metinin sebebini Genel İdare Kurulu- nun taktik hatasında gördüğünden i- 8in başından beri karşı tarafa angaje olmuş vaziyetteydi. Üstelik bu arada âsiler Genel İdare Kurulundan da bir kaç sandalye elde etmek imkânını buldular. Bir taraftan içerden, o bir taraftan dışardan gayret gösteren müfrit grup, nihayet Alicanı Genel İ- dı. Bu arada Aksu, teşkilâtla temas ederek menfi havayı alabildiğine kö- rükledi. Aksu ve aynı grupta olan- ların ellerinde taşıdıkları bir yeni fla- ma vardı. AKİS, 12 MART 1962