kim hususiyetleri vardır. Evvelâ, Türk Silâhlı Kuvvetleri mili bir ordudur. Bu yüzden umumi temayülü itibariy- le milletin gerçek hislerini temsil et- mektedir. Türkiyede zaman zaman iktidarlar, subayları memnun etmek, onları tatmin etmek suretiyle kendi- lerine organize destek aramışlardır: Böyle bir gayret Menderes tarafın- dan gösterilmiştir, böyle bir gayret Simdi 14'ler diye bilinen grupça de- nenmiştir. Menderes, işin kötüye git- tiğini anladığında subay evleri poli- tikasına girişmiştir, 14'ler Türk Si- lâhlı Kuvvetlerini kendi taraflarında tutmak için bir belirli rütbenin üs- tündeki subaylar otomobil vermek suretiyle avlamaya kalkışmışlardır. Halbuki bunlar, başta hüsrana mah- küm davranışlardır. Zira, Türk Si- lâhlı Kuvvetlerinin subaylarını mem- de D. P. etiketli milyonerler yetiştir- me gayreti de en 'kuvwvetli (o tepkiye Türk Silâhlı Kuvvetlerinde (o rastla- mıştır. 1956'da D. P. iktidarı yönünü hiç bir tartışmaya mahal vermeyecek açıklıkla tuttuğunda, Türk Silâhlı Kuvvetleri içinde "zamanı geldiğinde müdahale" hazırlıkları (o başlamıştır. An o senedir ki "salon konuşma- ları", organizasyon haline gelmiştir. Küçük küçük gruplar A ncak, bu grup o tarihlerde kuru- lan tek grup değildir. Grubun hu- susiyeti, bütün diğer gayretleri ken- di bünyesinde birleştirmesi, devamlı olması, durumunu günün politika şart- larına göre ayarlaması ve en sonda başarıyı kazanması dır. M. B. K. nin nüvesi, dört kurmay subayın "istik- TARİH salludundan korumak için harekete geçmek farz olmuştur. Bu suretle iki gerçek ortaya çık- maktadır. Türk Silâhlı Kuvvetlerinin organize "Müdahale Grubu" hiç bir macera hevesine kapılmaksızın, sâde- ce memleketçi hislerle ve bir askeri İhtilâlin son çâre olduğunu hep ha- tırda tutarak 1956'dan itibaren re- jimin fiili bekçisi kalmış, fakat tıpkı Muhalefet gibi İktidara bütün "ken- di kendine adam olma yollarını a- çık tutmuştur. İktidarın, bu yolların hepsini teker teker reddetmesi üzün- tüyle, fakat sükünetle karşılanmış, her seferinde kalplerde gene bir ümit muhafaza edilmiştir. Ancak meşhur "Tahkikat Komisyonu Rejimi" ve o- nu takip eden kanlı hâdiseler, tedavi kabul etmez çılgınlığın delilleridir ki Mayıs ayında harekât plânlarının 27 Mayıstan sonra ilân edilen M. B- K. ilk toplantısında Geçmiş saman olur ki, nun eden bir iktidar, zaten milletin n ediyor demektir, n bir sınıfı değil, geniş kütleleri temsil etmektedirler İkinci fark şudur: Bir çok başka milli ordunun muhafazakâr fikirleri ve istikamet olarak ortanın sağını benimsemesine mukabil Türk Silâh- lı Kuvwvetleri ilericidir, o inkılâpçıdır ve ortanın solundadır. Varlıksız, da- ha doğrusu orta sınıf Türk Silâhlı Kuvvetlerinde temsilcisini bulmakta- dır ve aydın olmanın haysiyeti Türk subayının esas hareket sebebini teş- kil etmektedir. Bu yüzden, oy endişe- siyle Atatürk ilkelerinden taviz de, avantacılık o suretiyle her omahalle- AKİS, 19 ŞUBAT 1962 hayali ciharı değer balde görünen kötü günlerin gelip çatması önlenemediği takdirde mem- dukları bu, kim, grubun gelişmesi sırasında bu- na katıldıkları bilinenler arasında Ataklı, Erkanlı, Gürsoytrak, oKabi- bay, Karaman, Köksal, Okan, Yıldız gibi M. B. K. üyeleri vardır. Başka gruplarda faaliyet gösteren ve ora- larda organizasyon yapan başka . B. K. üyeleri 1956 ile 1960 arasında çalışmalarını bu grupta kanalize et- mişler ve böylece 27 Mayıs sabahı, hareket Türk Silâhlı (Kuvvetlerinin müşterek hareketi haline gelmiştir. Zira 28 Nisan 1960 tarihinden itiba- ren, o korkulan kötü günlerin gelip çattığı hususunda hiç kimsenin şüphe- si kalmamıştır ve rejimi diktanın ta- teferruatlı şekillerinin hazırlanmasını gerektirmiş, o sırada bir araya gel- miş bulunan bütün grupların, sonra- dan M. B. K. üyesi adını alan aktif elemanların idaresinde faaliyetlerini koordine etmesi lüzumunu ortaya çı- karmıştır. "9 Subay Hâdisesi" T eşkilât, 1956'dan itibaren yavaş yı genişlemiştir. o Subaylar, emniyet ettikleri arkadaşlarını bu grubun' mensubu haline getirmişler- dir. Ancak o tarihlerde bir hareket tasarlanmamaktadır. Bütün gaye, "günü gelip çattığında" gafil avlan- mamak, kanlı hadiselere meydan ver- memek, duruma süratle ve güvenle hakim olmaktır. Teşkilâtın okurucu- ları ve ona ilk katılanlar sadece 27 Mayısın M. B. K. üyeleri değildir. 27 7