KADIN Ankara Çocuk hakları Muzaffer o Suer arkadaşlarına bak- tı, sonra ağır ağır, kelimelerin üzerinde durarak konuşmaya baş- ladı: "— Biliyorum, odâvamız büyük bir davadır. Paraya, çeşitli oimkân- lara ihtiyacımız var. Yalnız bir züm- reye, bir şehre, tek bir koldan hitap edecek değiliz. Bütün memleket ço- cuklarını içine alan bir programımız var. Çocukların, fakir olsun zengin ol- sun, haklarını koruyacağız. Modern çocuk terbiyesini kendi şartlarımıza uydurarak yaymaya, aileleri uyarma- ya; , onlara yardımcı olmaya çalışaca- ğız. Çocuğu suç işlemekten, avarelik- ten, tembellikten ve zararlı olmak- tan kurtaracağız. Çocuğun iyi vatandaş olmasını sağlamak (üzere hiçbir emeği esirgemiyecek, böylece toplumu temelinden kuvvetlendirme- ye çalışacağız. Derneğimiz bir fikir derneğidir. Çocuk haklarına alt mev- cut kanunları inceleyip, o eksiklerin doldurulması için de teşebbüse geçe- ceğiz. Yavaştan başlıyacağız, o prog- ramla, acele etmeksizin, fakat yıl- madan gayeye doğru gideceğiz. Eğer isterseniz şimdi altı aylık bir çalış- ma programı yapalım." Sustu, arkadaşlarına baktı. Her- kes kalemini kâğıdını çıkarmış, bir- şeyler yazıyordu. Olay geride bırak- tığımız haftanın içinde birgün, U- lusta bir avukatın yazıhanesinde ce- reyan ediyordu. Muzaffer Suer, Çocuk Haklarını Koruma Derneğinin, yeni başkanıdır. Dernek dört senedir faaliyet göster- mektedir. Ama, doğrusu istenilirse, çocuk hakları konusunda bir arpa boyu bile adım atamamıştır. İşte bun- dan sonradır ki kadınlar işe dahale etmişler ve kongrede duruma hakim olarak iktidarı erkeklerin elin- den almaya çalışmışlar, kendilerine bir kadın başkan seçmişlerdir. Neti- cede iktidar tam mânasile elde edile- memiş ve erkeklerle koalisyona gidil- miştir. Durum umut vericidir. Der- nek idare heyeti, altı aylık bir ça- lışma programı tespit etmiştir. o İlk adım olarak bol bol neşriyat yapıla- cak ve aile, çocuk terbiyesi o hakkın- da uyarılacaklar. Dernek, haftada bir kere de radyo ile ailelere hitap e- decek ve mütehassıslar, çocuk, prob- lemlerini, çocuk terbiyesini, psikolojisini ele alacaklardır. önemle ele alınacak bir konu, kolay, pratik yoldan eğitime gitmektir. İda- re heyetinin bu konuda ilgi (oçekici fikirleri vardır: Radyonun bos saat- lerinden istifade ederek okulsuz köy çocuklarına ders vermek, okulluları değişik konularda takviye etmek gi- bi... Hamal çocuklar Dernek, büyük şehirlerde hamallık yaparak hayatlarım kazanan çocuk ların hayatını da tetkik etmiştir. Du- rum gerçekten içler acısıdır. Bu ço- cuklar karınlarını doyuracak okadar para kazanabilmekte ve onu oonbeşi toplanıp bir gecekonduya sığınmak- tadırlar. Gecekondu sahibi kadın ço- cuklardan bütün paralarını almakta ve onları en fena bir şekilde istismar etmektedir. Bilgisiz, cahil çocuklar, bu gecekondulardan çeşitli ouçurum- lara sürüklenmektedirler. İşte bu ço- cukları biraz uyarmak, onlara mese- la cumartesi, pazar günleri, okulla- rın ve umumiyetle iş yerlerinin tatil olduğu saatlerde Milli Eğitim okulla- rında ders vermek ve onları yetiştir- mek, bir baltaya sap etmek pekâlâ mümkündür. Bunun için dernek, tu- tulacak öğretmenlere ayrıca para vermeyi de düşünmektedir. Devamlı işlerin gönüllüler tarafından yürütül- AKİS, 19 ŞUBAT 1962 Muzaffer Suer İyi olur inşallah. mesi dajma mümkün olmamaktadır. Hamallık yapan çocuklar umumiyet- le gözü açık, cin gibi çocuklardır. Ufak bir çaba ile onları kurtarmak pekâlâ mümkündür. Radyo ile eğiti- mi, okulların boş saatlerinde gösteri- lecek eğitim takip edecek, odernek çocukları toplayıp, okula devamları- nı sağlıyacaktır. Derneğin hassasiyet le üzerinde durduğu bir konu da, o- kul saatlerinde çocukların kontrolü- dür. Okul saatinde sinemalar çocuk- lara bilet kesememelidirler. Bu ya- sağa uymayan sinemalar, durumu gö- tarafından belediyeye ihbar edilmeli ve sinema ceza yeme- lidir. Çocuğun okula gitmediği gün, okul ile aile derhal irtibat bilmeli ve oçocuğun nerede böylece tetkik edilebilmelidir. cukların muayyen bir yastan dükkânlardan sigara ve içki almala- rı da yasak edilmelidir. -Bu yasakla- rın birçoğu meselâ Amerikada tat- bik edilmektedir. Birçok eyaletlerde, eğer çocuk onsekiz yaşından küçük- se, ailesinin yanında bile bira mez. Ne bir gazinoda içki yabilir, ne de bakkaldan içki alabilir. Öğrenci okula gitmediği gün âile derhal telefonla haberdar edilmekte- dir. Bu işi bir hafta içinde mektupla e ta pekâlâ mümkündür. Ço- ga hürriyet tanımak, ona geniş İmkânları hazırlamak, onu kontrolsüz, başıboş bırakmak demek değildir. Çocuk, yaradılışı itibariyle daima, di- sipline, ölçülü ve akıllı bir kontrole muhtaçtır. Bu da mutlu olabilmesi- nin bir şartıdır. TÜRKOFİS el : 11 90 22 AKİS — 84 29