SİNEMA dir. Oyunun büyüsü, kolay ve bol pa- ra kazanma, tehlikelerin sonunda kahraman yaratma, aşkın hemen ar- kasından sıraya dizilen (sebeplerdir. Bu terkedişten sonraki garip rast- lantılar, babayı oğlunu aramaya iti- yor. Delon, ayrılışını, sayfiyeye da- vet edilmiş'olmasına bağlamıştır. Plân gereğince aradan birkaç gün geçti mi, çeteden biri Gestapo kılı- ğında Delon'ların evlerine gidecek ve oğullarını in men Delon, or- tada bir daha görünm ce de -baba, bu yokluğu ei sereklilikle. rine bağlayacaktır. Yalanın devamım sağlayacak mek- tuplar birbirini tutmayınca, baba durumdan kuşkulanıyor. Küçük kız- kardeş de ağabeyisini şehirde bisik- letle dolaşırken gördüğünü söylemiş- tir. Bu sırada yalanı güçlendirmek için hazırlanan oyun, oynanmaya başlıyor. Pierre Mondy Delon'ların evine geliyor ve kapı önünde Gesta- po kılığına bürünüp aileden Delon'- un nerde olduğunu soruyor. İşgal kuv- vetlerinin oğullarım araştırması aile üzerinde olumlu bir etki yapıyor. De- lon'un, sayfiyeye ogitmediği halde, şehirde kalmasını yeraltı mukavemet- çileriyle çalıştığı şekline bağlıyorlar. Ama işler hiç bir zaman böyle değil- dir ve böyle olmamıştır. Baba da bu- nun doğrusunu acı bir şekilde duyu- yor, görüyor ve öğreniyor. Boisrond kendisinden yeni bir komedi filmi bekleyenleri o şaşırttığı gibi, "Unutulmayan Hatıralar"daki reji çalışmasıyla da şaşırtmacalığına devam ediyor. O günlerin Parisini ço- gul değil de tekil kişilerde en küçük ayrıntılarına kadar inerek Veriyor. Ayrıca, filmin ilgi çekici yanlarından biri, bize "komik" olarak ulaştırılan Bourvil'in usta ve doyurucu oyunu- dur. Küçük zavallı ve yenik burju- va babayı bütün çöküntüleriyle bir- likte vermesini biliyor. Feza yolcusu Korku filmlerinin bir kolu olan fe- zadan gelen yaratıkların serüven- lerinde feza yolcularının hem kan içici, canavar yaradılışlı ve hem de dünyamızı dehşete salıcı olarak gös- terilmesi Hollywood sinemasında bir gelenek haline gelmiştir. Eski kuşak- tan rejisör Norman Taurog "Visit to A Small Planet - Feza Yolcusu"nda çizgi dışına çıkarak bambaşka (o bir fezadan dünyamıza indi- Korkulacak hiç bir yanı olmayan, insana benzeyen, fakat ger- çekte insanca duygulardan yoksun biri... Bu, Taurog'dan çok filmin ak- tarıldığı Göre Vidal'in oyunundan gel- me bir espridir. Dean Martin'li çif- tin iyi komiği Jerry Lewis, ikilinin bozulmasından bu yana birkaç yıldır işini tek başına sürdürmektedir. Bu filmde de "komik" »* kendisidir. Feza- dan gelen yaratığı canlandırmaktadır. Dünyamıza bir uçan daire ile inen öğrenci Jerry Lewis, başlangıçta kü- çük bir hata yapıyor. Doksandokuz yıl öncesi geleceğine, bir o okadar yıl sonra geliyor ve tabii büyük bir şakınlığa uğruyor. Bütün hesapları A.B . nin doksandokuz yıl öncesi durumuna göre yapılmış. Oysa günü- müzde bilginler fezayı söz konusu edinmişlerdir. Ama yine de gelenek- çilerle suyun altında veya yüzünde bir çekişmedir gidiyor. Çatışmanın en şiddetlendiği bir sırada Jerry Le- wis dünyaya iniyor ve bunu redde- den adamın evine gidiyor. Herşey ya- ni bütün olaylar dizisi bir tiyatro o- yunu çerçevesine göre düşünülüp ha- zırlandığı için, serüven bundan öte- sinde derhal tiyatronun dar kalıpları arasında sıkıştırılıyor. Rejisör Tau- rog, birkaç eski "gag"i tekrarlayıp yenilemek m) bir ara dışarıya da çıkmıyor değil. Fakat bu çıkışlar ayrıca gidişin yararına da Olmu- yor. Gore Vidal'in tiyatro oyununda ne denli bir oluşun vardır? Bu, sinema uygulamasında oOpek anlaşılmıyor. Yalnız rejisör Taurog'un es (o geçtiği bölümlerde bir çeşit taşlama havası sezilmiyor değil. Ama rejisör bunu hiç bir zaman önemsemediği için, a- rada kaynayıp gürültüye gitmiş. Me- selâ fezadan gelen ve her yönden in- sancıl kaygıların dışında kalmış bir yaratıkla dünyamızda makineleşme çağını sürdürmekte olan insanın bir çeşit kıyaslamasıyla taşlamaya mı gidilmek istenmiştir? Herşeye, çağın bütün makineleşmesine, bu makineleş- menin insanı insanlığından uzaklaş- tırdığına - Chaplin'in artık eskimiş "Modern Times" esprisi - mı i ediliyor? Orası belli değildir. ların ağırlık noktası olarak Lewis ve Jerry Lewis üzerine edilmiş "gag"lar seçilerek birinci plâ- na çıkarılmıştır. Kendisine düşeni yapan Lewis de seyircisini ucuza ve eski "gag"lerin yenileşmesiyle (o yut- turmaca düzenlemelerle gereği kadar "gülüçn"e gidebiliyor. AKİS, 19 ŞUBAT 1962