19 Şubat 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 28

19 Şubat 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 28
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yardımlaşma Milletlerarası yardım Pembe çiçek şapkalı süslü kadın gü- lümsedi ve elini Gürsele uzattı. Bu, Amerikan Büyükelçisinin Biraz ötede Japon Büyükelçisinin eşi, İsveç Büyükelçisi- nin eşiyle konuşuyor, Afgan, Avustur- ya, İngiltere, İtalya ve Belçika Büyü- kelçilerinin eşleri bir grup olmuş, hararetli hararetli bir konuyu tartı- eşi Mrs. Hair idi. şıyorlardı. Japon müsteşarının genç ve çok cazip eşi bir kenarda otur- muş, daha ziyade konuşulanları din- liyor, yanındaki Venezuela Büyükel- çisinin eşine zaman zaman birşeyler soruyordu ah elbiseli, Siy sarı Muallâ Abut saçlı (o yazar tercümanlık yaparak ve arasıra da i- zahat vererek elindeki bloknota bir- şeyler yazıyordu. Bir ara Amerikan müsteşarının eşi Mrs. Barnes, rika (Büyükelçisinin eşinin oyanına gitti, uzun uzun konuştular ve niha- yet bir karara varıp, bunu Muallâ Abuta bildirdiler. Bu sırada daha birçok (Büyükelçi eşi yerlerinden kalkmışlardı. Karar verilmişti: o Bü- tün elçilikler elbirliğiyle hareket ede- cekler ve Ankara Çocuk Bakımı Der- neğinin 5 Mayısta vereceği baloda biç milletlerarası butik yapıp, derne- ğin yararına çalışacaklardı. Milletlerarası konuşma bir çey- rek saatte bitirilmiş ve herkes çayını içmeye koymuştu. Olay geride bıraktığımız haftanın sonlarında birgün, Dr. Bahtiyar De- mirağın Şehit Ersan caddesindeki apartman katında geçiyordu. Dr. De- mirağ misafirlerine bir kere daha derneğin gayesini anlatırken, zarif eşi Bayan Demirağ da onları ağırla- mağa çalışıyordu. Ankara Çocuk Bakımı: Derneğinin gayesi, hasta ve herhangi bir şekilde tedaviye, yardıma muhtaç çocukların yardımın koşmak, çocuk hastalık- larında tedaviye gidebilmek, ıstırabı azaltmak için memlekette daha &g niş imkânlar sağlamaya çalışmaktır. Dernek; Ankara Üniversitesi Çocuk Kliniğinin oCebecide yapılacak olan yeni binasının temeline ilk harcı, koy- için aylardan beri büyük bir faaliyet göstermektedir; Bundan son- ra Yenişehirde yapılacak olan mo- KÜÇÜK GÜNEŞ BAYANLAR:! Bayram için ucuz, bol çeşitli iskarpin o ve terliklerimiz gelmiştir. Adres: Ulus İşhanı Alt Kat AKİS — 68 30 Ame- Bir Faydalı Adım Jale CANDAN Din herşeyden evvel ahlâktır. Dinlerin asıl gayeleri de zaten, toplum- lara ahlâk temellerini atmak olmuştur. Fakat tarih boyunca siyasi maksatlar uğruna istismar edilerek, saf halk aldatılmıştır. Din, esas ga- yesinden uzaklaştırılmış ve çoğu zaman da tam manasiyle aksi yolda yü- rümüştür. Bugün birçok geri toplumlarda din hâlâ bir istismar konusu olmakta devam ededurmaktadır. Okuması olmayan veya okuduğunu an- lamıyan kişi için din bir şekilden, yasaklardan ibaret kalmıştır. Ona hu- zur yerine heyecan ve korku vermiş, ahlâk kaideleri yerine kara taassup şekillerini ileri sürmüştür. Bir yol gösterici olmaktan çok, bir tehdit vası- tası olarak kullanılmış, böylece maksadından tamamiyle uzaklaşarak birçok toplumlarda ancak köstekleyici bir rol oynıyabilmiştir. boyunduruğu altında tuttuğu ülkelerde, dine saygı göstermek maskesi altında, daima geri bir muhafazakârlık ve taassubu desteklemiş, tuttuğu yerli sözde "din adamları" eliyle halkı yıllar yılı uyutmuştur. Din açısından kadın konusundaki taassup, geri toplumlarda, özellikle işlenmiş ve erkeklerin idare ettiği bir dünyada alabildiğine is- tismar edilmiştir. Meselâ Fransız müstemlekeciliği, Tunusta, pencereleri yalnızca avluya bakan ev tipi inşaatını "din böyle emrediyor" bahanesi altında yıllar yılı yürütmüş, bu ve buna benzer şekil taassubunu des- tekliyerek kadını "ışıksız" bırakmakta siyasi maksatlarına fayda Um- muştur. Birçok geri toplumlarda, politikacılar kendi öz memleketlerinin halkını da bu konuda istismar etmekten ne yazık ki geri kalmamışlar- dır. Halkın din konusundaki kör inançları bu politikacıların oy avcılığı için tam bir ortam olmuştur. Müstemlekeci, Demokrat Parti devrinde biz bu çok acı tecrübeyi yaşadık ve dinin ahlâk kaidelerine yardımcı olacak yerde onları nasıl altüst etmek yö- nünde yürütülmek istendiğini gördük. O devirde birçok politikacıları- mız, hakiki dindarları dinsizlikle itham ederken, memleketi karış karış dolaşıp bir, sözde "dine dönüş" kampanyası açmışlardı. Dünyanın feza- ya adam fırlattığı bir devirde biz, hastaya kan vermenin dine aykırı olup olmadığı tartışmasını tazeliyor, kızlarımızı kara çarşafa sokarken, mokrasi ve insan haklarından söz ediyorduk. Din anlayışımız, ahlâk kai- deleri anlayışımız öylesine altüst edilmek istidadını göstermişti ki, bir adamın devlet kasasından aşırdığı para ile bir camiye halı hibe etmiş gibi görünmesi, olay vesikalarla tesbit edildikten sonra bile, aldatılmış müslümanları pek saramamıştır. Şeriattan kurtarılmış İslâmiyet mantığa, akla, ahlâka ve iyiliğe da- yanan, derin felsefesi olan ileri bir dindir. Onun tercümesini okuduğun- a insan sadeliğine şaşar, onu daha çok sever, en önemlisi, insan neye inandığını bilir. Zaten dinden maksat ta budur Milli Eğitim Şürasında Kur'anın ve ezanın Türkçe okunması teklif edilmiştir. Teklif birgün tatbik edilirce, Kur'an-ı Kerim nihayet bir ka- palı kutu olmaktan kurtarılmış olacaktır. Allahla kul arasında hiçbir vasıta kabul etmiyen bir dinin kitabının, her telden çalan cahil tefsirci- lerin elinden alınıp ilme verilmesinde herhalde toplum için büyük fayda vardır. Bu, din istismarcılığına karşı umut verici bir ileri adımdır. dern hastahane için çalışacak ve her kip olması, en yeni neşriyatı takip iki hastahanenin daima daha fazla edebilmesi, hastalara bakacak hasta- imkâna kavuşabilmesini sağlıyacak- obakıcı, ve hemşire yardımcısı o gibi tır. elemanları da kendi başına yetiştir- Bugün artık bir hastahaneyi yal- omesi lâzımdır. İşte bunun için döner sermaye ve devlet yardımı halkın özel çalışmasının, nızca devlet (o bütçesi ile yürütmek, mümkün değildir. Gönüllüler olmadan yanında çabasının bir hastahane tam bir hastahane ola- mamaktadır. Gönüllüler bir hastaha- nenin maddi ve mânevi şekilde kal- kınmasını, canlanmasını sağlamakta- dırlar. Bugün tıb öylesine ilerlemiş- tir ki imkânsızlık, âlet noksanı gibi sebeplerden hastaya birşey yapama- mak gerçekten elem verici olmakta- dır. Modern bir hastahanenin araştır- ma imkânlarına, lâboratuvarlara sa- da büyük rolü vardır. Bir hasta çocu- ga tıbbın yapacağı yardamı işler hale getiren şey ise, bir gönüllünün gös- tereceği ilgi ve anne şefkatidir. TÜRKOFİS Tel :1190 22 AKİS — 85 AKİS, 19 ŞUBAT 1962

Bu sayıdan diğer sayfalar: