SANAT Haberler Erken bunama mı? İ kinci Yeninin önde gelen ozanların- dan birinin batından geçen bir se- rüven bir süredir sanat çevrelerinde söz konusu olmaktadır. Serüven şöy- ledir: Ozanımız İstanbuldayken Be- yoğluna çıkmak üzere bir otobüse biner. Otobüs kalabalık ve sıkışıktır. Otobüsün ortalık bir yerinde, yanın- da başörtülü yaşlı bir kadın da bulu- nan annesi olmak ee ay parça- sı gibi. bir gençkiz aktadır. O nın gözleri ışılar, min geçer nerdeyse. Önundekileri ite kaka, o ay parçası gibi güzel kıza yaklaşmaya savaşır. Genç kız da kendisine dik- katle, ısrarla, inatla ve bir o kadar da hayranlıkla bakıldığını sezer. Genç kızlık bu, kolay mı ? Hoşlanır. Hafif- ten gülümser. Şöyle bir başını salla- a lepiska saçlarını biraz daha da - ır. Ozan nerdeyse deli olacaktır. Bı li a olmadığı i için buramaz ama, kim- selere belli etmemeğe çalışarak kaşı- nı gözünü oynatmaya başlar. Her durakta yolcu indikçe boşalan yeri doldurur ve adım adım, bir çeşit mev- Z"'muharebesi yaparcasına gençkıza yaklaşır. Arada bir iki kişi kalmıştır. Cebinden küçük bir kağıt o çıkarır, hem kıza bakar, hem de yazar : "Ya- rın saat 15'de Taksimdeki durakta tekliyorum." Küçük kagıdı cebine koyar. Gençkız kendisine bir pusula yazıldığını anlamış, yüzündeki gü- lümseme daha da büyümüş, genişle- Nitekim, ineceği sırada gençkıza sür- tünerek geçer -bu arada derin derin de göğüs geçirir- ve elini önce kendi cebine sonra da kızın cebine sokar. Otobüsten' uçar gibi iner, soluğu Ku- liste alır. Orada kendisini bekleyen arkadaşlarına hikâyeyi çılgınlar gibi "— Yarın", der, "ah, bir yazın ol- sa!."" “Yarın"ın düşleri içinde kendini İçkiye vurur.. İş hesap vermeye gelin- ce, masa emil — Ç ar" der, "bakın ben misafirim. Ama “masrafa katılmak is. terim. Bir çikibuçuk liram var. Onu ge daldırır. Daldırır ama, çıkan ikibuçuk lira değil, bir kü- çük pusuladır : "Yârın saat 15 de Taksimdeki durakta bekliyorum." Aruz vezinli fatura Meydan re genç oyuncula- rından Özoğuz, arkadaşları arasında e nükte yapması ve sayı- sız hikaye anlatmalıyla ün salmıştır. Her işin bir muzip tarafını, bulup çı- karmakta yektadır. Özoğuz bir tarih- te Eti Yapı Ltd. Şti. nin Karamürsel Şantiyesinde çevirmen Olarak çalışı- yor. Hiç de hoşlanmadığı bir takım faturaları çevirip duruyor. Günün bi- rinde eline türkçe bir fatura da geçi- yor. Faturanın tarihi 19.8.1959, nu- marası 15943. Faturada altalta yazıl- mış şunlar var Şişe musluk Şişe üstü Şişe lastik am Ali Özoğuz, me sözleri bir okuyor, iki okuya sonra Tam: am!” "Bu bir aruz Şiir. Oturup veznini bulmaya savaşı- yor : "— Şişe musluk - feilâtün, şişe üstü - feilatün, şişe lâstik - feilâtün, cam boru - failün..." diye bağırıyor. Ali Özoğuz şiiri çok sevdiği için. faturanın bir suretini de yanına al- mış, o tarihten beri cüzdanında sak- lıyor. Geçenlerde, bir öğle üzeri yeni oyunun provaları sırasında verilen ara tatilinde Özoğuz gene fikralar AKİS, 19 ŞUBAT 1962 Yaşar Kemal "Bir yıldız doğdu yüceden..” anlatıyordu. Adalet Ağaoğlu, M. Su- nullah Arısoy, Çetin Köroğlu, Özo- guzun, anlattığı fıkraları dinleyip gü- lüyorlardı, Özoğuz bu arada aruz vezinli fatura hikayesini de anlattı, çevresindekileri inandırmak için de cüzdanından, fatura suretini çıkarıp gösterdi. Sözleri birlikte yeniden oku- "Şişe musluk, şişe üstü, şişe lâstik, cam boru. , Adalet Ağaoğlu: — Aman Ali" dedi"sen sen ol, bunu her yerde sakin oktan»! — Neden abla? "— Okuma tâbii... (bakarsın ozanlardan bir duyan olur. 'Şişeüs- tülâstikboru' adlı bir şiir kitabı çı- karıverir. Çıkanlar' zaten yeterince canımızı çıkardı!" Manola biancını ez haftanın sonunda Ziya Caddesindeki Hachette Kitabevi salonunda Manola Blancını' nuşmasıyla açıldı. Sergide ilgi çekici resimler var. Şubat ayı sonuna kadar da açık kalacaktır. Görülmeğe değer. İnce Memed Yaşar Kemalin "İnce Memed" adlı romanının fransızca çevirisi "Unes- co'nun desteğiyle. Pariste Del Duca Yayınevince yayınlanmıştır. Pen Clup BaşkanıYves Gandon esere bir önsöz yazmıştır. Paris Radyosunda "İnce Memed"le ilgili olarak, yarım saatlik özel bir yayın yapmıştır.