olmasını temenni etmektedir.C.H- P. li Bakanların hareket tarzı bu çiz- gi üzerinde olacaktır.. Ancak prensip- ler muhafaza olunacaktır ve bunların başında 27 Mayısın meşruluğu var- dır. Nitekim aynı gece saat 2130da Bakanlar kurulu olağanüstü bir.top- lantı yaptı ve 27" Mayıs hareketinin ruhuna ve manasına dokunulmaması kararına vardı.Bu arada, Bakanlar Kurulu Başbakan İsmet.İnönünün son hadiseler dolayısıyla umumi ef- kara bir açıklama yapmasını karar altına aldı Önümüzdeki (o haftanın içkide İnö- nün Türkiye Radyoları vasıtaaile Türk milletine bir açıklma yapması beklenmektedir. A.P. kedileri Bitirdiğimiz haftanın sonundaki cu- akşamı (OMeclis (o binasının Ön cephesine isabet eden üst 'kısımda lambalar gece'yarısına kadar yandı. Üst kattaki A.P Meclis Grupu ida- re heyetinin toplantılarına küçük- salonda, son derece hararetli müzakereler cereyan etmekteydi. O akşam saat 19 dan'itibaren Meclis bi- nası içinde bilhassa A.P kesiminin kulis yaptığı- yerlerde hararetli, ha- raretli konuşmalar old sonra D.P den müdevver partinin Senato ve'Meclis Grupları İdare Heyetle- riyle Genel Kurulunun bazı ü- yeleri fevkalâde .bir toplantı kararı aldılar. "Toplantıya 'partinin (Genel İdare Kurulunda vazifeli bazı Bakan- lar da davet edilmişlerdi. Kızgın damın O aksam üzeri alınan karar muci- bince saat 20;de .başlayacak olan top- lantının- gündeminin bir tek maddesi vardı:Son tevkifler ve Yüksek cut olmadığına dair fetva talebi! Toplantıya ilk gelen Senato ve Meclis Grupları İdare Heyeti üyele- ri-oldular. Daha sonra' davetli Ba- kanlar sökün etti. Kamuran Evliyaoğ lu Cavit Oral ve iddi Güven geldiklerinde toplantı başlamıştı bi- le. Toplantının kulisini ırkçı ekalliyet ve Apaydın grupunun silahendazları idare ettikleri için ev sahipliği vazi' fesini A. P.nin- ırkçı. ekalliyetinin muzaffer Grup' Başkanı Saadettin Bilgiç yapmaktaydı. Toplantıda Ge- nel Başkan Gümüspala yoktu ama onu, mutemet adamı Genel Sekreter Şinasi Osma temsil Gİ OEd, AKİS, 19 Ş UBAT 1962” Burhan Apaydın Damping Hemen meseleye geçildi ve müf- ritler salvoya başladılar. Hedef, Ko- alisyon; Hükümetinin bir (O kanadını teşkil eden A. P. li Bakanlardı. Ba- kanların kavli ile fiillerinin biribirine uymadığını iddia ederek söze başla- yan müfrit grup, son tevkiflerin seç- menler üzerindeki tesirinden bahset- Derler ki, "Hamama giren terler". YURTTA OLUP BİTENLER tiler ve bir gece evvel Başbakanlıkta yapılan toplantı neticesinin A.P.li milletvekillerin beklediği netice o ol- madığını anlattılar. Hele hükümet tebliği ile Anayasa Komisyonunun A. P. li kanadının aldığı kararların biri birini nakzetmesi A.P. nin müfrit cephesinde panik yaratmıştı. Bir a- ra A. P. nin Grup Başkanı Saadet- tin Bilgiç pek sinirlendi ve kararın ittifakla mı, yoksa ekseriyetle mi alınmış olduğunu sordu. Bakanlar a- dına Cavit Oral cevap verdi... Hükü- metçe alınan kararlar, ne şekilde a- Immış olursa olsun, bütün Bakan- ların tasvibinden geçmiş demekti. İş- te bundan sonra salondaki hava da- ha da elektriklendi. Şadi Pevliyanlı- oğlu, Bilgiç ve Turgut Çulha veryan- sına giriştiler. Pehlivanlıoğlu bu a- rada arkadaşlarına bir kere daha Başbakanlıkta yapılan toplantı. hak- kında izahat vererek (Bk. YURTTA OLUP BİTENLER, Koalisyon) ken- disinin ne kadar mücadele ettiğini açıkladı. Sonra müfritler hep »birden Bakanlardan şikayete başladılar. Saaddettin Bilgiç söz aldı ve: — Bu meselede A. P. nin ekseri- yeti ile Bakanlarının arasındaki gö- rüş farkının umumi efkâra bildirilme- si gerekir. Bir tebliğin kaleme alın- masını teklif ediyorum şeklinde ko- nuştu. Teklif ekseriyetle kabul edi- lince işler bir parça daha karıştı. Zi- ra müfritler tebliğin metnine mutla- Bir parti, sâdece seçim şansını dü- şünerek tıynetsizlikleri ve karaktersizlikleri cümlece malüm, şahıs- lara, iki paralık kıymeti olmayan sahte şöhretlere de kapılarını açtı hatta o sınıf demagoglara > aday listelerinde 'misafirperverlik N gösterdi mi başını mutlaka belaya sokar. Gün gelir, şahsi ihtiraslar, avanta im- kânlarını sağlamak endişesi, kolay caka hevesleri her şeyin üstüne çıkan , ve bir çin porseleni kadar itina isteyen yapılar yumruklarla, tekmelerle paralanır. Amerikalılar patavatsızlara "Porselen dükkânına girmiş inek" derler. İnek, inekliğinin dışında birde kötüniyetsahibi oldu mu kırılmadık çanak çömlek kalmaz. Bugün, siyaset hayatımızda görünen budur. Bu çeşit partilerin liderleri, demokrasinin tek yolu olan Koalisyonu “Porselen dükkânına girmiş inek "lerin şerrinden korumak için gerçek- ten insanüstü gayret sarfediyorlar. Ama, kabahatin büyüğü, o inekleri» porselenlerin yanına yaklaştırdıkları, porselen dükkânının kapısını inek- lere açtıklarından dolayı kendilerinde değil midir? Yani, adamlarından ne bekliyorlardı ki, adamlarının davranışları karşısında şaşırmış halde- ler? Bunları, milletvekillerine odun gözüyle baktıkları sabit gafil lider- ler dahi aday listelerine sokmamak basiretini göstermişlerdir. Niçin? Alçaklıklarının derecesini iyi bildiklerinden, karaktersizlikleri karşısın- da endişeye düştüklerinden dolayı.. yi Bir klübün üçüncü takımı getirilip te birinci ligte MK eai — yapacağı işte budur: Mütemadiyen tekme atmak! O kadar ki, hakem en sonda gına gelir ve düdüğü çaldığı gibi oyuna sen verip takım sa- hadan atıverir. Yazık olmaz klübe? 15 mı.,