İnönü ailesinin sandığı, Bahçeli- evlerdeki okulun içindeydi. İnönü ta- sa yolda, gazetecilerin suallerini hep gülerek karşıladı. Bir tanesi. İnönü- den, şimdiye kadar kaç defa oy kul» lanmış olduğunu sordu. İnönü bir kahkaha attı: "— Hesabı yok ki.. En ufağından en büyüğüne, her seçimde oyumu da- Ima kullanmışımdır." İnönüler, hücreye (girdiklerinde, ceplerinden çıkardıkları oylan zarf- lara koydular ve hayırlı olması te- mennisiyle sandığa attılar. Seçim vazifesi bittiğinde, İnonü- ler için tabii hayat başladı. Elbette ki kapının ve telefonun zili gün bo- yunca durmadan çaldı. Ama içerde, belki de seçim neticelerini en az me- rak eden bir aile, iktidara gelmekle gitmek arasında hiç bir farkın bulun- madığını görmenin tecrübesi içinde huzurun ve sükünun o keyfini çıkar- makla meşguldü. Her tarafta canlılık Fakat 15 Ekim günü, yurttaki he- yecan tansiyonu Ayten sokaktaki tansiyonda yüksek oldu. Her tarafta vatandaş, oyunu erken kullanması için Yüksek Seçim Kurulu tarafın- dan yapılmış ikaza kulak vermişti. O yüzdendir ki, sandıkların açılma- sıyla birlikte kuyruklar peydah ol- du. Hava heyecanlıydı. Ama bir sü- künet, huzur ve rahat her tarafta gö- ze çarptı. Ankara gazetecileri için, oyu alâ- ka uyandıran tek seçmen İktidarın I numaralı adayı değildi. Başta Dev- let Başkanı Cemal Gürsel olmak ü- zere, iktidarın bugünkü sahipleri ve onların yanında Ekrem Alicanla ek- santrik Bölükbaşı da dikkatle tâkip edildi. Aksal, komşusu İnönüyle aynı sandıkta oy kullandı. Başkan geliyor Saat 10.15'i gösteriyordu ki, plaka- sız, şâhâne Cadillac Çankaya sırtlarında görüldü. Devlet ve Hü- kümet Başkanı Orgeneral Cemal Gürselin arabasını geriden iki otomo- bil takip etmekteydi. Başkanın Ca- dillac'ı, numaralı seçim sandığının bulunduğu Osman Köksal pavyonuna uzanan yolu süratle katet- ti. Birden seçim sandığının bulundu- ğu yerin civarında bir kaynaşma ol- du. Gazeteciler, foto muhabirleri ha- rekete geçtiler ve Başkanı karşıla- mak üzere boş arsanın yanında uza- nan asfalta doğru ilerlediler. Cadil- lac yolun kenarında park etmişti. Babacan Orgeneral, hiç bir yardıma ihtiyaç duymadan, Yâveri Tank Bin- başısı Kadri Erkekin açtığı kapıdan yavaşça indi ve sağ elinde tuttuğu kahverengi obastonuna dayanarak, karşıdan gelenlere o mütebessim bir AKİS, 16 EKİM 1961 ifade ile baktı. Yürümeğe başladığın- da gazetecilerden müteşekkil bir çember içinde idi. Başkanın yanın- da oğlu, gerisinde doktoru Reşat Ya- şat bulunmaktaydı. İhtilalin başı, gazetecilere gülerek baktı, sonra: Gazeteci arkadaşlar mı? Her yerde buluşuyoruz" Birden ciddileşerek ilave etti: — Ama, bu son buluşmamız her- halde." Bir genç muhabir Kay ra vs ileri atılarak, Başkana hitaben Ama, biz sizi bırakmayız Bi, Siz bizim gene sevgilimiz kalırsınız” dedi. Bir başkası ise: "— Belli olmaz... Gene Hükümet Başkam olarak konuşabilirsiniz" de- di. Başkan güldü ve muhabirin hala- sım şöyle düzeltti: "— Yâni Devlet Başkanı mı de- mek istiyorsun?" Ardından da: "— O başka, o başka" diye ekledi. Gazeteciler ve İhtilâlin başı iler- lemeğe başladılar. o Gürsel son mü- him vazifesini eda edecek, 15 Ekim seçimlerinde oyunu kullanacaktı. Os- man Köksal Pavyonu adı verilen ba- rakaya gelindiğinde, Başkanın önü, Çankayalı kadın seçmenler tarafın- dan kesildi. Gürsel bir hanıma elini verirken, sordu: "— Sıra yok mu? Siz oyunuzu kullandınız mı?" . Kadın seçmen son derece heye- canlı bir şekilde cevap verdi: "— Biz kullandık Paşam. Sizi bekliyorduk." Gürsel gülümsedi ve Yâveri Kad- ri Erkekin gösterdiği yoldan ilerle- meğe devam etti. Barakanın kapı- sından içeriye girmek hayli güç olu- yordu. Gazeteciler ve bir o kadar da meraklı, küçük o barakayı istilâ et- mişlerdi. Yol açıldı ve Başkan içeriye girdi. Sol tarafta bulunan bir küçük oda seçim sandığı için ayrılmıştı. Gürsel evvelâ Sandık Kurulundan Senato seçimlerinde kullanılacak ye- şil zarfı aldı ve sol tarafta bulunan hücreye doğru ilerledi. İçeriye girdi. Yâveri arkasında idi. Orada bulunan oy pusulalarından birini aldı ve zar- fın içine koyarak yapıştırması için yâverine uzattı. Binbaşı Erkek zarfı kapattı ve Gürsele verdi. Bu defa Gürsel sandıkların bulunduğu kısma giderek üzerinde senato yazılı san- dığın önünde durdu. Gözyaşları Oy verme muamelesini bitirdikten sonra Başkan ve beraberindekiler tekrar dışarıya çıktılar. Gazeteciler bir kere daha Başkanın etrafını al- YURTTA OLUP BİTENLER mışlardı. Başkan güldü, mânalı mâ- nalı Başımı salladı: Kime oy verdim, değil mi?" diye sordu ve beklemeden, cevabını ağır ağır vermeğe başladı: — Dört partiye de oy verdim.. Etrafındakiler BL, Kadın seçmen em ve — Ama olmaz ki Paşam, Seçim di. Kanununa aykırı" Başkan bir kere daha güldü, a: son- — — Bir partiye ümidimi verdim, bir partiye sempatimi verdim" dedi özünün burasında sesi boğuklaş- tı, gözleri nemlendi ve: — Birisine ıstıraplarımı, diğeri- ne de aklı selim temennilerimi ver- dim" diyerek sözlerini bağladı Etrafındakilerle birlikte yürüme - ğe başladı. Yeniden neşesi yerine . Henüz yarım olan Çanka- inşaatını gezmeği arzuladı. Gazeteciler ve Gürsel okul inşaatım gezerek işçilerle sohbet ettiler. Daha sonra plâkasız Cadillac'a doğru gü- lümseyerek giden Başkan otomobilin kapısında bir an durakladı: "— Bana başka bir soracağınız var mı?" dedi. Bir gazeteci atıldı: — k milletine seçim günün- de bir sözünüz olmıyacak mı?" General, elini Cadillac'ın arka ça- murluğuna dayadı, başkente uzun u- zun baktı, hafifçe gözlerini kısarak: "— Var, söyleyeceklerim Oo var. Millete değil, onları idare edecekle- Gan Bir m saniye daha düşündükten sonra: "— Milleti idare edeceklerin geç- mişten ders almalarını temenni ede- rim. Onların bu milleti huzura kavuş- turmalarını ve bunun için çalışmala- rını isterim. Milletle beraber idareci- lerin en büyük vazifesi budur" diye konuştu ve Cadillac'a girdi. Bir kaç saniye sonra da otomobil hareket etti. Şen gelenler Ayni saatlerde Saraçoğlu Mahalle- sinde bir başka sandık başında M. B.K. üyeleri oylarını kullanıyorlardı. Namık Kemal İlkokulunun içinde bu- lunan sandığa ilk oy atanlar M.B.K. üyeleri Haydar Tunçkanat ve eşi ile Suphi Karaman ve eşi oldular. Her iki Komite üyesi de son derece neşe- liydiler. Onları diğerleri tâkip etti. Gazeteciler, bu sırada Y.T.P. Ge- nel Başkanı Ekrem Alican ve A.P. Genel Başkam Gümüşpalayı aradılar. Alican İstanbuldaydı ve öğleden son- ra uçakla Başkente gelip, oyunu kul- lanacakıtı. Gümüşpala ise, kayıtlı ol- duğu seçim bölgesi olan İzmire oy kulanmak üzere hareket etmişti.