Bu sefer, göz kırpma sırası mu- hatabındaydı — Ben ne düşüneyim.. Siz düşü- nün!" Komite üyelerinden, sırtında en fazla yük taşıyanlardan biri olan A- cunerin seçim öncesindeki rahat ve huzurlu ruh haletini gösteren giriz- gâhı, sualin ciddisi tâkip etti: — Senatör olacaksınız, pek ya- e Ne yapmayı düşünüyorsu- em Acuner bütün ciddiyetiyle cevap verdi: "— Dinleneceğim.." Ancak aynı saatlerde, Bayan A- cunerin ne eşi kadar neşeli, ne de o- nun kadar, dinlenme hususunda ümi- di vardı. -Ekrem Acunerin de dinlen- me ihtimali, pek kuvvetli değildir ya.. Hele, ilk süre! - Bayan Acuner, bütün gayretlerine ve ayağına kara su in- miş bulunmasına rağmen henüz "ev taharrisi" işinde başarı kazanmış de- ğildir. İstediği gibi bir yer bulacağını da pek sanmamaktadır. Acuner aile- sinin, bir plânı vardır. Albay emekli- ye sevkedildiğinde, kanuna göre eli- ne oldukça külliyetli bir ikramiye geçecektir. Bu ikramiyeyle, biraz da borçlanmak suretiyle bir küçük dai- reye sahip olabileceklerini ümit et- mektedirler. Bayan Acuner, elini iki yanına açarak "— a hepsi, ateş pahasına!" demektedir. Aksoyoğlu ailesi: oAcunerin bu ko- nuşmayı yaptığı sabah, açık gri el- biseli, zayıf bir Kurmay, ayaklarının ucuna basarak, içinde bulunduğu bi- rinci salonu geçti, ikinci salonun ka- pısını incitmekten korkarmış gibi yavaşça açtı. Kendisini beklemekte olan AKİS muhabirinin yanına yak- laşarak elini sıktı. İnce yapılı zarif adamın adı Refet Aksoyoğluydu. Bi- raz şaşırmış halde, AKİS muhabirine ne istediğini sordu. Zira, şimdiye ka- dar böyle özel bir konuşma isteğiyle karşılaşmamıştı. arif ve zarifliği adar AR tanınmış Al- bay sorulan suali: "— Bilmem ki, ne söyliyeyim? Bunlar malüm şeyler. Biliyorsunuz, Anayasaya göre . Senatör olacağız. Bunun dışında bir başka şeyle uğraş- mayı düşünmedim" sözleriyle cevap- landırmağa çalıştı. Sonra ilâve etti: "— Senatörlüğü mü, askerliği mi tercih meselesine gelince.. Tabii, as- kerlikten ayrılmak bizler için zor. A- ma, memleket menfaati neyi icabet- tiriyorsa, elbette onu yapacağız." Gülümsiyerek müsaade istedi. Ha- kikaten, oAksoyoğlu, son günlerde meşguliyeti fazla olan ihtilâlcilerden- dir. Zira M.B.K. nde kurulan Seçim AKİS, 16 EKİM 1961 Komisyonunun başında bulunmakta- dır. Genç Albayın günü rakamlar, is- tatistikler, karşılaştırmalar, tahmin- ler arasında geçmektedir. Neyse ki, başında bir ev derdi yoktur. Çünkü Aksoyoğlu ailesi Bahçelievlerde otur- maktadır. Aksoyoğlunun o tahminle- rine göre CHP. nin çıkaracağı mil- letvekili sayısı asgari 230, âzami 300 dür. A.P. ye asgari 90, âzami 130 milletvekilliği tanımaktadır. C.K.M. P. nin milletvekili adedi 50 ilâ 70 ara- sında olacaktır. Y.T.P. ise, 30 ilâ 50 arasında milletvekiliyle Mecliste tem sil edilebilecektir. Senatör seçimin- de Aksoyoğlu C.H.P. ye asgari 100, âzami 125 Senatörlük vermektedir. İkincilik gene A.P. de olacaktır. ' tepe YURTTA OLUP BİTENLER kat teminini düşünmektedir. Hattâ haftanın başında birkaç kata bak- mışlardır da... Fakat bunları son de- rece pahalı bulmuşlardır. Bir türlü parayı denkleştirememektedirler. Mal civarındaki bir kat keselerine daha uygun gibidir ama, gene de pa- raları çıkışmamaktadır. Bütün bunlara rağmen genç Ge- nerali yalandan tanıyanlar hareket- lerinde fazla değişiklik görmemekte- dirler. Yakınlarıyla (o şakalaşmaktan geri kalmamaktadır. Kendisiyle bir şakalaşma vesilesi, 30 Ağustosta Ge- neral olduğundan beri sırtından Üni- formasını çıkarmamasıdır. Arkadaş- larının merakı, bunu, gece yatarken çıkarıp çıkarmadığıdır. Sezai Okan evinin kapısı önünde Giderayak Genç Albay, AKİS'in geçen hafta yayınladığı haritada obüyük isabet olduğunu, o konuşma sırasında söz- lerine ilâve etti. Ataklı ailesi: Aksoyoğlu gazetecinin elini sıkarken, koridorun başında ma- vi üniforması pırıl pırıl bir General göründü. General Ataklı her zaman- ki sükünetiyle, yanından geçenlere selâm veriyor ve pek az gülüyordu. Odaogün son derece meşguldü. Yorgun görünüyordu. Meşgalesi se- çimlerle ilgiliydi. Adalet ve İçişleri Bakanları Meclise çağrılmışlardı. Az sonra Ür toplantıya girilecekti. Genç General de pek çok M.B.K. üyesi gi- bi ev derdine düşmüştür. Alacakları emekli ikramiyesiyle Ataklı ailesi bir Ataklılar, Ekimin sonuna kadar bir kat almayı kafalarına koşmuş- lardır. Ataklının İhtilâlden evvel sa- hip olduğu Opel marka küçük bel otomobil kendilerini yaya bırakmıya- caktır. Bu konuda Generalin bir en- dişesi yoktur. Üzüldüğü nokta, Or- dudan ve tabii Hava Kuvvetlerinden ayrılacağıdır. Çelebi ailesi: Genç bir Hava Yarbayı, bu sıralarda ziyadesiyle (o neşelidir. Günden güne büyümekte olan oğlu ve düşüncelerinin tahakkuku genç Hava Yarbayına pek yaramışa ben- zemektedir. .Emanullah Çelebi, çok sevdiği askerlikten o ayrılınca sudan çıkmış balığa döneceğini bilmekte, a* ma Senatör olarak ne yapacağım kes- 13