den tutarken, kızları Çiğdem ve Gül- sereni gelenlere takdim etti ve sonra küçük Gülsereni işaret ederek: " '— İşte Bakanlığın Bakan Yar- dımcısı... Türkiyeye benimle birlikte ilk defa o geldi" dedi ve ilâve etti: "— Ciddi söylüyorum. Benimle en fazla çalışan odur Ardından, Bakanlikiam ayrıldık- tan sonra yapacaklarım sıralamağa başladı. Kurdaşın henüz kat'i bir karan yoktur. Bir ihtimale göre, Orta Do- gu Teknik Üniversitesine Rektör o- lacaktır. Olmazsa, Universiteye dö- necektir. Ama, kat'i bir kararı var» dır: o Bundan böyle Türkiye dışına çıkmayacaktır. Kurdaş, bunu ifade ederken şöyle demektedir: "— Ben Türkiyede kalacağım ve benden sonraki Bakana yardımcı ola- cağım. Benden sonraki Bakan çok sevimsiz biri olacak. Bakanlığın ka- deri bu! Başlangıçta ben öyle değil miydim? ana pembe gözlüklü Bakan diyordu. Bakın, şim- di öyle raiyim? Bunun için Türkiye- de kalacağım ye yeni Bakana hücum- lar başlayınca ortaya çıkıp, 'Bu ada- ma dokunmayın! Smm yap- tıktan doğrudur' diyeceğim Maliye Bakanı Kurdaşın evinde taşınma hazırlığı yoktur. Zira Kur- daşlar artık evlerine tam mânasıyla yerleşmişlerdir ve doğrusu bu ya, te- dirgin olmak istememektedirler. Üs- telik, Çiğdem Kurdaş da mahalleyi çok sevmektedir. Baydur ailesi: Seçimlere üç gün kala en heyecanlı ve meşgul aile, muhak- kak ki Ticaret Bakanı Mehmet Bay- dur ailesi oldu. Zira, bir taraftan se- çim öncesi devir hazırlığı, diğer ta- raftan Baydurun vekâlet ettiği Dışiş- leri Bakanlığının hayli yorucu ve ha- reketli işleri Baydurları sıktı. Bay- durların evinde şu satırların yazıldı- $ı Birada bir garip hava esmektedir. Bayan Baydur tedirgindir. Bir takım havadisler onu meraklandırmaktadır. Havadislerin en yaygını, Mehmet Baydurun bir yabancı memlekete Büyükelçi olarak tâyini meselesidir. Gerçi bayan Baydurun bu hususta pek fikri yoktur ama, bunca yorgun- luktan sonra dinlenmeyi de arza et- mektedir. Evlerinde henüz bir top- lanma hali görülmemektedir. Ancak, bayan Baydur her an aleste vaziyet- te beklemektedir. . Mehmet Baydur ise politikadan bahsetmemekte ve ir memur olduğunu ifade etmekte- dir. Kuratluoğlu ailesi: Devir ve teslim ameliyesinin fazlaca yormadığı po- litikacı Bakanlardan biri, C. H. AKİS, 16 EKİM 1961 P. li Basın - Yayı ve urizm Bakanı Sahir Ki oldu. Basın mensuplarının yalandan tanı- dıkları bu, basın dâvaları şampiyo- nu, haftanın sonunda, ilerde neler ya- pacağım şu sözlerle hülâsa etti: "— Benim için gayet basit. Seçi- lirsek, Parlâmentoya; seçilmezsek, yazıhaneye..." Sonra kendine has kahkahasını attı. Kurutluoğlular için hakikaten hiç bir şey değişmemektedir. İnönü- lerden iki ev ilerdeki iki katlı evle- rinde devam eden hayatlarında Ba- kanlık, hiç bir ofevkalâdelik yarat- mamıştır. Tek fark, Kurutluoğlunun biraz daha fazla çalışmasıdır ki, bun- dan, mütevazi eşi son derece sıkıl- maktadır. Üstelik Kurutluoğlu böb- reklerinden mustariptir ve yorulmak YURTTA OLUP BİTENLER Mersinli ailesi; Saçları seyrekleşmiş zat, yuvarlak yüzünde mânalı bir te- esli, konuştu: — Benim için, yapılacak pek bir- şey yok. Bakanlık işi bittikten sonra mühendislik mesleğime döneceğim. Biliyorsunuz, ben mühendisim. Yâni, benim için değişen pek birşey olmız yacak." Konuşan zat, Orhan Mersinli di. i ailesi, 15 Ekim seçimle- rine büyük bir sevinç içinde girmek» tedir. Meşrutiyet caddesinde, 4 nu- maralı apartmanın 8 numaralı daire- sinde eski hayatlarım yaşamağa de- vam edecek olan Mersinliler için Ba- kanlıktan ayrılmak bir iç ezildiği hu- sule getirmiyecektir. Zira yakışıklı ve kabiliyetli mühendis bunu çok ev- velden ailesine bildirmiş ve vazifesi- Ulaştırma Bakanı Kurdaş ailesi evlerinde Mesut bir yuva kendisine hiç yaramamaktadır. Ku- rutluoğlu tabii politikanın ta içinde- dir ve Kırşehirin listebaşıdır. Parlâ- mentoya giremediği otakdirde, gene Konya sokaktaki yazıhanesine döne- cek ve avukatlık yapacaktır. Bunu kendisi şöyle ifade etmektedir: " —Bugüne kadar katıldığım ba- sın dâvalarından ve basına yardımcı olmaktan büyük zevk duydum. Bun- dan sonra da, şayet avukat olarak kalırsam, herhalde en çok ilgilenece- gim dâvalar, basın dâvaları olacak- tır." Hakikat te budur. Kurutluoğlu, şansı yâver gitmez de seçilemezse, gene basın dâvaları sanıklarının ko- ruyucu meleği vazifesine devam e- decektir. Ancak, en kuvvetli ihtimal bu değildir. En kuvwvetli ihtimal, bir Bakanlıkta vazifeye devamdır* nin geçiciliği baklanda onları tenvir etmiştir. Şimdi Mersinliyi ve eşini düşündüren tek bir mesele vardır: Gelen yeni Ulaştırma Bakanının Or- han Mersinli hakkında "çalışkan a- dammış" demesini sağlamak... Bu- nun için karı-koca Mersinliler dur- madan çalışmaktadırlar. Soyak ailesi: İhtilâl Kabinesinin en çalışkan Bakanlarından biri olan Sa- nayi Bakam İhsan Soyak için de pek birşey değişmeyecektir. Zira, So- yak Ankaraya bir "politika bekârı" gibi gelmiştir ve gerekirse öylece de gidecektir. İhtilâl Hükümetinin son ve en başardı Sanayi Bakanı Soyak evini İstanbuldan Ankaraya naklet- meyen tek Bakandır. Vazifenin geçi- ciliğini daha o zamandan kavra- tma olmalı ki. Ankara Palasta 19