SANAT Haberler Şimşekten haber Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkest- rasının genç şefi Hikmet Şimşek, geçen aylar içinde gittiği Almanya- dan bize övünç verici haberler ulaş- tırmaktadır. Kendisi, "Genç Müzis- yenler" teşkilâtının her yıl düzenle- diği konserlerde orkestra yönetimi için dâvet edilmişti. "Jeunesses Musicales - Genç Mü- zisyenler" teşkilâtı İkinci Dünya Sa- vaşı sırasında oBelçikada kurulmuş, kısa bir süre sonra otuza yakın memlekete yayılmıştır. Amacı, mü- zik yapan ve seven gençleri birleştir- mek ve kaynaştırmaktır. Teşkilâtın Almanyadaki şubesi en çok çalışma gösteren o topluluklardan biridir. Bu teşkilât her yaz Veikersheim Sara- yında Milletlerarası Gençlik Senfoni Orkestrası, Opera Ve Oda Müziği kursları açmakta ve konserler düzen- lemektedir. Bu yıl orkestra kurs ve konserle- rini yönetmek üzere üç orkestra şe- fi çağrılmıştır. Almanyadan Prof. Heinz Dressel, Türkiyeden Hik- İngütereden Charles Bu, Hikmet Şimşekin Weikers- heim'a üçüncü çağrılışıdır. İlkin 1958 yılında misafir olarak, Weikers- heim'a giden Şimşek, yönettiği biz konserde büyük başarı Okazanmış, bunun üzerine 1957 yılında teşkilât tarafından asistan-şef olarak anga- je edilmiş ve üç konser yönetmiş- tir. Bu yıl yönettiği konserler de ge- niş ilgi ve yankı uyandırmıştır. Ta- nınmış Alman müzik eleştirmenleri Hikmet Şimşekin yöneticilik gücünü belirtmişlerdir. . Bu o eleştirmelerden birinde söyle denilmektedir: . "1967 yılından asistan-şef olarak hafızalar- da iyi bir hatıra bırakmış olan misa- fir şef Hikmet Şimşek, yumuşak bir şekilde ve tam bir Fransız zarafetiy- le sahneye çıktı. Orkestrayı yöneti- şi de görünüşüne uyuyordu. Hem ik- tisatlı, hem de orkestraya büyük bir serbestlik veriyordu. O, geçmiş say- gılı zamanların bütün yaşama sana- tını ve düşünce tarzını geri getirir- cesine büyük bir zarafetle işaretini verdi ve Haendel'in Su Müziği baş- ladı." Hikmet Şimşek, iki yıl Fransada kalacak ve orkestra şefliği üzerinde çalışacaktır. Genç ve zarif eşi Gö- nül Gökdogan Şimşek de bu yıl Fran- sız Konservatuvarının son sınıfını bitirecektir. Bir resim sergisi Konya Koleji resim öğretmeni Er- doğan Munisbitirdiğimiz hafta - AKİS, 16 EKİM 1961 nın sonlarında Milli Kütüphane Re- sim Salonunda bir resim sergisi aç- mıştır. Erdoğan Munis, çoğunlukla Var- lık dergisinde yayınlansa o siyah-be- yazlarıyla dikkati çekmiştir. Özel- likle Konyada kendisi gibi oOülkücü öğretmen ve sanatçı arkadaşları ve çalışkan bir Milli Eğitim Müdürünün yakın ilgisi ve desteğiyle, gerçekten övülecek sanat çalışmaları yapmak- tadır. Konyada ilk olarak düzenlenen Sanat Sergisi, İlk Öğretim Haftası gibi çalışmalarda Erdoğan Munisin emeği ve hizmeti geçmiştir. Sergi 25 Ekime kadar açık kalacaktır. İdeal hukuk mu, mer'i hukuk mu? Ankaradaki (sanatçılardan birinin sık söz açtığı bir kararı, ge- çirdiğimiz hafta içinde bir (o hukuk daşın istifa hakkı neden olmaz? İsti- fa ederim. Hukukçular işin çözümü nü bulsunlar. Böylece hukuk ilmin de bir yardımın dokunur." Eski Hisarcılardan Munis Faik Ozansoy, O. Fehmi Özçelik, Mehmet Çınarlı, İlhan Geçer, Gültekin Sa- manoğlu Canlı Balıkta toplanmışlar» dı. Yandaki masada da "hukuk ilmi- ne hizmet"te ısrar eden sanatçı, iki arkadaşıyla beraberdi. Konu yenideni açıldı. Hukukçu olarak Fehmi Öz- çehkin fikrine ve hakemliğine (o baş- vuruldu. Özçelik, "ideal hukuk" yö- nünden sanatçıyı haklı buldu ama, "mer'i hukuk"un imkânsızlığını da belirtti. Mesele, seçim sonucuna nn gö- rünüyor. Bakalım ne olacak "Günlük" özel sayısı Türk Dili dergisi, bundan önce yayınladığı ve büyük bir ilgiyle karşılanan "Çeviri Şiir" ve "Deneme" Hikmet Şimşek son Başarılı tartışmasına sebep oldu. Sanatçı, "Eğer" diyor, "seçimlerde şu parti kazanır da iktidara gelirse, artık bu ülkede yaşama şansının kalmadığına inanacağım. Bu yüzden de vatandaş- lıktan istifa edeceğim!" Eşi dostu bunu önceleri şaka sandılar ama, son günlerde işin pek şakaya gelir yanı olmadığım da anladılar. Sanatçı, "İ- çişleri Bakanlığına dilekçemi ohazır- ladım" deyince, hukuk yönünden tar- tışma da başladı. Vatandaşın vatan- daşlıktan istifa hakkı var mı, yok mu? Mer'i hukuk hükümlerine göre yok. Ama, sanatçı diyor ki: "Olmaz böyle şey. Devletin vatandaşı vatan- daşlıktan ıskat hakkı olur da vatan- tanede. bir provada tempola özel sayılarından sonra bir de "Jour- nal-Günlük" özel sayısı hazırlamaya karar vermiştir. Daha çok Batılı ya- zarların tuttukları "Journal-Günlük"- ler, birçok yönlerden hem sanatçının özelliğini, hem de eserlerini ve tutu- munu açıklayıp belirtmesi bakımın- dan önem kazanmıştır. Türk yazarlarıyla (sanatçılarının da bu yola girmelerini desteklemek yerinde olur. Bu özel sayıda birçok büyük sanatçının türkçeye çevrilme- miş önemli günlüklerinden parçalar verileceği, ayrıca sayısı az da Olsa, Türk yazarlarından günlük tutanla- rın da gün ışığına çıkmasını sağlıya- cağı düşünülürse, önemli bir eser daha kazanılacak demektir. 29