YURTTA OLUP BITENLER tirememektedir. Bununla beraber, ya- kınlarına söylediğine bakılırsa, şimdi- kinden ayrı düşüneceğini talimin et- mek biraz güçtür. Genç Yarbay gene bildiklerini çekinmeden söyliyecek. inandıklarını sonuna kadar savuna- caktır Yaban Çelebiyi iki düşünce üz- mektedir. Birincisi, mütad ev derdi, ikincisi, beraber çalıştığı arkadaşla- rından ayrılmak... O kadar ki, hafta- nın sonunda General Ataklıya, M.B. K. Sekreterlik Bürosunda çalışan sekreter hanımları göstererek: Paşam, bunları ne yapaca- gız? Aiaşak mıyız, satacak mıyız?" demiş ve sekreter hanımlara baka- rak gülümsemiştir. Çok küçük oğlundan dolayı evin- den çıkamıyan bayan Çelebiye gelin- ce O, Saracoğlu mahallesinden taşın- maya mecbur olmalarından dolayı sı- kılmakta, fakat eşinin, prensiplerinin adamı olduğunu Ogörmekten gurur duymaktadır. Zira, Saracoğlu evle- rindeki ikametgâhlarını boşaltmayı arzulıyan Komitecilerin başında genç Yarbay Çelebi gelmektedir. Ersü ailesi: Saracoğlu sakinlerinden biri de Albay Ersüdür. Albay Okanın evinin karşısında oturmakta olan Er- sü, haftanın ortalarında birgün ka- pısının çalındığını oduyunca pijama- sıyla kapıya geldi ve birinin elinde fotoğraf makinesi, iki kişinin kapı- da durduğunu görünce, merakla ne istediklerini sordu. Bunlar, AKİS'çi- lerdi. Albayın ve ailesinin fotoğrafı- nı çekmek' istiyorlardı. Albay Ersü gülümsedi. Kıyafetini göstererek, bu işi başka bir güne bırakmalarını rica etti. Israr edilince de, hanımından a- kıl danıştı. İhtilâlin bu pek sakin Kurmayının, evinde, işindeki kadar kolay karar veremediği anlaşılıyor- du. Ersüler, yeni başlıyacak olan si- vil hayata kendilerini şimdiden ha- zırlamışlardır. Esasen Bay ve Bayan Ersü son derece sakin ve serinkanlı insanlardır. Olayları akışına bıra- kırlar ve son dakikada karar verir- ler. Albay Ersü de sivil hayatının e- şiğinde henüz bir karara varmış de- gildir Gürsoytrak ailesi: Komitenin sevimli Hava Yarbayı Gürsoytrakı haftanın içinde görenler, genç Havacıda fazla değişiklik bulmadılar. Her zamanki gibi şakacı, her zamanki gibi sâkindi. Gürsoytraklar da ev aramakla meşguldürler. Bu dertlerini yakında halledeceklerini ummaktadırlar. Senatör Gürsoytrakla, Yarbay Gürsoytrak arasında büyük bir fark olmıyacaktır. Genç Havacı Yarbay, Senatör olarak, İhtilâle inanmış bir insanın rahatlığıyla hareket edecek- 14 Tunçkanatın açık kapısı ve çocukları Her gelişin bir gidişi vardır tir. Gerçekleştirilmek istenip de, za- manın kısalığı (o dolayısıyla sonraya bırakılan birçok yeniliğin peşinde ko- şacak ve bunların öncülüğünü yapa- caktır. Bu konuda kararlıdır ve böy- lece, ortaya atamadığı için hayıflan- dığı ban meseleler oüzerinde çalış- mak genç Senatörü rahatlatacaktır. Karaman ailesi: Haftanın ortasında Meclisin rahat koridorlarında bir a- şağı bir yukarı dolaşan lacivert el- biseli bir Kurmayı görenler, kafası- nın çok meşgul olduğunu derhal an- ladılar. Suphi Karamanın hakikaten işi başından aşkındı. Sivil sektörde çalışan subaylar işi kendisine tevdi edilmişti İhtilalle beraber sivil sek- töre girmiş olan askerler yavaş ya- vaş geri alınmaktadırlar. Suphi Ka- raman bu mesele üzerinde çalışmak- tadır. Ev derdi Karamanın da başın- dadır. Üstelik, Saracoğlu evlerini terketme fikrinin en şiddetli taraf- tarlarından biri de Karamandır. Ka- raman ailesi harıl harıl ev aramak- tadır. Genç Albay bu işle eşini gö- revlendirmiş, yakın dostlarından da yardımcı olmalarını rica etmiştir. Senatörlük görevine kendini ha- zırlıyan kurmayların başında Albay Karamam saymak mümkündür. İhti- lalin bu pek ateşli Kurmayının Ur meseleye daha cam o sıkılmaktadır: Seçim mücadelesinde bir liderin söz- leri... Haftanın başlarında, sah günü, Meclis koridorlarında kendisini ya- kalıyan bir gazeteciye: "— Düşününüz, bir adam, bir iki tane fazla milletvekilini Meclise so- kabilmek için, erişilmeğe ( çalışılan Demokrasi rejimini pazarlık konusu yapıyor" diye dert yandı. Albay Karamanın bu kabil sıkın- tıları yanında, Bayan Karamanın, yeniden taşınmaya mecbur kalınışın- dan dolayı duyduğu üzüntü, aileyi hayli düşündürmektedir. Karavelioğlu ailesi: M.B.K. nin 23 üyesinden en ogenci ve ziyedesiyle sessiz olanı, kendini parlamento ha- yatına en fazla hazırlıyanlardan bi- ridir. Binbaşı Kâmil Karavelioğlu, şimdiden, Senatör olarak üzerinde duracağı konuları seçmiştir. Genç Binbaşı bunları haftanın ortalarında birgün, bir AKİS'çiye şöyle anlattı: "— Benim için en önemli konu- lar, ekonomik konulardır. Meselâ, ya- pılamıyan toprak reformu, iktisadi devlet teşekküllerinin Oo reorganizas- yonu, bütçe ile ilgili konular... Bütün bunlar, benim Herde üzerinde çalışa- cağım meseleler olacaktır. Bunları seviyorum ve kendim için bursları bi- rer ihtisas konusu kabul edyorum.." Genç Binbaşı bundan sonra bir iki saniye durakladı ve gevşemiş krava- tını düzelterek: — Beni bir de düşündüren, emek- lilik durumum" dedi. Hakikaten Karavelioğlunun du- rumu enteresandır. 42 sayılı kanun çıktığında Karavelioğlu henüz yüz- başı bulunmaktaydı. Bu bakımdan, emekliye ayrılma muamelesi değişik olacaktır. Ancak, bu mesele genç Binbaşıyı fazla (o endişelendirmemek- AKİS. 16 EKİM 1961