YURTTA OLUP BİTENLER gürültüde "Tamam! Beni kurtarmak için ihtilâl çıktı.. Geliyorlar!" diye yatağından fırlayan ve bütün koğu- şu kahkahalara boğan, yeni gelen her mahkümu bir casus sayarak ted- birler alan, korkaklığıyla bütün ce- zaevine nam salan kerameti kendin- den menkul lider, anlaşılan, son ba- rutunu tüketmişti. Fakat ertesi gün, Sahir Kurut- luoğlu durumu anlatınca mızıklama hevesi Bölükbaşının kursağında kal- dı. Madalyonun öbür yüzü Hakikaten, mesele hiç te irikryım liderin, hem de Ankara Radyosu mikrofonunu kullanarak umumi ef kâra intikal ettirdiği gibi Durum anlaşılınca, pek çok kimse Bölükbaşının âsabının hayli gerildi- ğini ve bu asabi tansiyon içinde üs- tadın herşeyi yapabileceğinde ittifak etti. Basın-Yayın Bakam Kurutluoğlu, Bölükbaşı meselesiyle ilgili (o açıkla- masına: "— Bölükbaşının radyo konuşma- lı hakikatlerin ifadesinden ziyade, ken disinin takip ettiği konuşma metodla- rının tabii bir neticesidir" diye başla- dı ve sonra Bölükbaşının oiddiala- rının Basın-Yayın Bakanlığının (o du- varlarında bir yankı bile yapmadığı- nı ifade ederek: — Radyoda haberleri tam bir bi- taraflık içinde Türk halk efkârına aksettirebilmenin imkânını aradık" dedi. Mesele aslında son derece basitti ve Bölükbaşının lüzumsuz bir alın- ganlığından ortaya çıkıyordu. o Ba- sın-Yayın Bakanlığının bir memuru o- lan Mehmet Özer. bir vatandaş ola- rak, Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri hakkındaki kanu- nu dikkatle tetkik etmiş ve bir iti- raz dilekçesi ohazırlayarak (Yüksek Seçim Kuruluna göndermişti. Bundan ne Sahir Kurutluoğlunun, ne de Be- kir Tünayın haberi vardı. Zaten es- ki Basın-Yayın Umum Müdürü Be- kir-Tünay bir ay evvel gittiği seçim bölgesi Adanadan Ankaraya hiç gel- memişti. Özer, itiraz dilekçesinde ba- his konusu hususa mücip sebep ola- rak Seçimlerin Temel Hükümleri ve- Seçmen Kütükleri hakkındaki ka nunun 52. maddesini ileri sürüyordu Maddeye göre propaganda konuşma- ları, oy verme gününden önceki dör- düncü gün saat 21'e kadar yapılabi- liyordu. Bu itibarla. Radyoda yapı- lan propaganda konuşmalarına (OE- kimin 11. günü son verilmesi gereki yordu. İtirazcı, bunu bir Ankaralı seçmen olarak yapmış ve itiraz di- lekçesinde Bölükbaşıdan bir kelime ile olsun bahsetmemişti. Ne var ki 22 Kulağa Küpe Ah, ogözler! Meydanlara çıktılar, ve günler bağırdılar: "— Gözlerimize bakın!" Baktık. Aaa, bir çift şaşı göz. er şimdi lütfen, sre bakın günler Yüksek Seçim Kurulu oy çokluğu ile bu itirazı reddetti ve konuşmaların son güne kadar devam edebileceğini bildirdi. İşte bu red kararından son- ra Bölükbaşıya gün doğdu. Ece, ma- dem ki itirazcı, bir Basın-Yayın Ba- kanlığı müntesibiydi, o halde bunun altında mutlaka bir bit yeniği olma- lıydı! Tabii, Bölükbaşının salvoları pek ciddiye alınmadı. Sahir oKurutluoğ- -u ise, haftanın sonunda, cumartesi günü, Yüksek Seçim Kurulunun al- dığı karardan bahsederek, fikrini: "— Yüksek Seçim Kurulunun verdiği kararlara riayete mecburuz " sözleriyle belirtti. Üzerinde durulması gereken baş- lıca iki husus mevcuttu. Basın-Ya- yın Bakanı bunu da açıklamakta beis görmedi. O gün, propaganda sü- resinin sona ermesine birkaç saat kala, bu mühim noktaları ifade etti —Bu iki önemli husus şunlar- dır: Birincisi, bu müracaatın, Bölük- başının ifade ettiği şekilde, “kendisi- nin şahsına müteveccih olmadığıdır. İtiraz Yüksek Seçim Kurulunca ka- bul edilseydi, seçime katılan bütün partilere şâmil olacak ve mensup ol- duğum partinin lideri dahil, diğer partiler de konuşmamış olacaklardı. Bu itibarla Bölükbaşı, bu müracaat- tan kendisine bir iftihar hissesi çıka- ramıyacaktır" dedi. Sonra sigarasından derin bir nefes Gekeeke izahatına devam etti — İkinci noktaya gelince.. Bir vatandaşa kanunun tanımış olduğu bir hak, Bölükbaşının arzularına gö- re değil, hakka sahip olan vatanda- şın takdirine göre istimal edilir." Mesele anlaşılıyordu. Ortada fol ve yumurta yokken, Bölükbaşının bir takım iddialarla ortaya atılmasını, onun çaresizlik içinde kaldığının bir delili saymak icabetmekteydi. oFa- kat Bölükbaşı hakkında gene en iyi teşhisi, hemşehrisi olması hasebiyle, Sahir Kurutluoğlu koymuş oldu: "-- Henüz seçimler bitmemiş- ken, kanunun tanıdığı hakların isti- maline tahammül gösteremeyen bir parti liderinin iktidarda hiç bir şe- ye tahammül gösteremiyeceği bu su- retle kendisi tarafından ispat edilmiş bulunmaktadır. İşin en düşündürücü tarafı da bu olsa gerektir." Ama, bunu memlekette bilmeyen mi vardı ki? Basın Yayın Bakanı Sahir Kurutluoğlu makamında Koltuk dolduran adam AKİS, 16 EKİM 1961