DÜNYADA OLUP BİTENLER Berlin Ağır tempo Berlin ve Almanya meseleleriyle il- gili olarak Amerika Birleşik Dev- letleri ve Sovyet Rusya Dışişleri Ba- kanlarının giriştikleri görüşmelerin, Başkan Kennedy ile Sovyet Büyük- elçisi arasında bir mülâkatın faydalı olacağı neticesine götürmesinden ve bu mülâkatın yapılmasından sonra, aylardan beri en büyük ve yakın teh- like halinde dünyayı işgal eden bu meseleler üzerindeki çalışma ve te- maslar hissedilir (o derecede ağır bir tempo almıştır. Başkan Kennedy ile Sovyet Rus- ya Büyükelçisinin temasından sonra, bu teşebbüsleri yalandan tâkip eden ve Gromiko ile ayrı bir görüşme ya- pan İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Home bu sefer Sovyet Büyükelçisi- ne Londrada Başbakan Mac Millan ile bir randevu hazırlamıştır. Gerek Amerikanın, gerekse İngil- terenin bu temaslar hakkında mütte- fiklerine malümat vermekte olduk- ları bildirilmiş ise de, bu, olaylarını Paris ve bilhassa Bonn'dan merak ve endişe ile tâkip edilmesine mâni ola- mamıştır. Bu sırada Şansölye Ade- nauer'in Başkan Kennedy'ye bir me- saj gönderdiğine, Batı Berlin Bele- diye Başkanı Willy Brandt'ın ise A- merikaya koştuğuna şahit olunmuş- tur. Fakat Sovyetler tarafından "fay- dalı", Batılılarca "enteresan" olduğu söylenen bu konuşmalardan sonra Gromiko, bitirdiğimiz hafta içinde, Moskovaya dönmüş ve ağır tempoya girilmiştir. Bunu şu olaylarla belirt- mek mümkündür: I — Başkan Kennedy çarşamba gecesi tertiplediği basın konferan- sında Gromiko ile görüşmesinden ba- hisle, Berlin buhranının kolaylıkla çözülebileceğini (ogösteren bir unsur eli N edilemediğini söylemiştir. — Onu tâkiben İngiltere Dışiş- i Bakanlığı sözcüsü de bu konu- da müttefikler arasında cereyan et- mekte olan istişarelerin bir müddet ağır bir seyir takip edeceğini ve bu- na sebep olarak da bu ayın 17'sinde toplanacak olan Sovyet Rusya Ko- münist Partisi 22. Kongresinde mey- dana çıkması muhtemel belirtilere intizar edildiğini ifade etmiştir. 3 — Nitekim bir gün sonra, cu- ma günü, resmi çevrelere dayanan bir Washington haberinde Batılıların 18 . 19 Ekimden itibaren -Sovyet Rusya parti kongresinin açılmasın- dan sonra- toplanarak, ilerde Sovyet- lerle girişilecek müzakerelerdeki tu- tumu inceleyecekleri bildirilmektey- i. Demek ki bunca menfi şartlara rağmen müzakere vardı. Peki ama bu müzakereler hangi zemin üzerin- de yapılacaktı? Gelişen tasarı Bu sütunlarda daha evvel de bir nebze bahsedilen tasarı, Doğu Al- manya ile barış andlaşmasının imza- sından evvel büyük devletler arasın- da Batı Berlinin statüsünü teminat altına alacak bir oanlaşmaya varıl- ması ve bu anlaşmanın barış andlaş- masına raptedilmesidir. o Buna bazı beyanlarda oldukça müphem ifade- lerle temas edilmiş (o bulunuluyordu. Fakat Doğu Almanya rejiminin ku- rulusunun 12. yıldönümü münasebe- tiyle söylediği nutukta Ülbricht, bu tasarıyı ilk defa açıkça ortaya atmış- tır. İşin daha mânidar tarafı, bu nu- tuk, o sırada Doğu Almanyayı ziya- ret etmekte olan Sovyet Rusya Baş- bakan Birinci (o Yardımcısı Anastas Mikoyanın önünde söylenmiştir. halde umumi manzarayı şu şe- kilde çizmek mümkündür: Sovyetlerin Doğu Oo Almanya ile barış yapmak -bu onların nazarında Doğu Almanyayı kendi o saflarında tutmanın tek çaresidir- ve bu barışın bütün muhtemel neticelerini göze al- mak Şa susundaki kararlan değişme- mi şti Batılıların da tehdit altında mü- zakereye yanaşmamak ve Batı Ber- lindeki haklarım uygun görecekleri vasıtalarla savunmak bir değişiklik yoktur. Ancak orta yerde kararlarında aralanan bir kapı vardır. Batı Berlin işini barış andlaşmasından evvel ve iki tarafın da prestijine halel getirmeyecek bir formülle halletmek... Doğrudan dözmiye alâkalılardan biri Doğu Almanya lideri OUlbricht bu yolda bir açılış yapmıştır. Diğer alakalıdan, Batı Almanyadan hiç bir reaksiyon yok mudur? Buna, yoktur denemez. Zira en azdan, Batı Al- manya Dışişleri Bakanı Von Brenta- no'nun perşembe günü, partisinin parlâmento grubu önünde yaptığı ko- nuşma vardır. İlk bakışta eski tez- lerden asla fedakârlık etmemiş gibi görünen bu konuşmasında Von Bren- tano, dört büyük devlet isterse, Doğu Almanya ile Batı Almanya arasında -velev bir seçim kanunu hazırlamak gibi mevzu ile doğrudan doğruya a- lâkası olmayan bir bahiste- konuşu- labileceğini söylemiştir Dış ve İç Geride (o bıraktığımız hafta içinde bu gelişmeyi Batı Almanya yö- nünden yalnız dış politika zemini ü- zerinde değil, fakat aynı zamanda iç siyaset çevresi içinde de incelemek lâzımdır. Böyle yapılırsa, 12 yıldan beri Batı Almanyayı devamlı suret- te idare etmiş olan Hıristiyan - De- mokrat Partisinin, geçen ay seçimle- rinin neticelerinden lâzımgelen dersi almaya niyetli ogöründüğünü söyle- mek mümkündür Son seçimlerle Şansölye Adena- uer'in partisi olan Hıristiyan . De- mokratlar mutlak çoğunluğu elden çıkarırlarken, öte yandan kendi ka- yıplarının ve çöken küçük müfrit partilerden kaçan reylerin ana mu- halefet partisi olan Sosyal - Demok- ratlara değil de, daha ziyade Libe- rallere gittiğini görmüşlerdir. Nite- kim Hıristiyan - Demokratlar, uzun manevralardan sonra bugün nihayet hakem durumuna gelmiş olan Libe- ral Parti ile bir koalisyon kurmak yolundadırlar. Seçim neticelerinin izahını yap- mak isteyenler, Sosyalistlerin başarı- sızlığına (o başlıca sebep olarak bu partinin, bilhassa Berlin buhranı do- layısile, yukarıda Brentano'nun nut- kundan bahsedilirken adı geçen eski tezlere Hıristiyan - Demokratlardan daha kuvvetle sarılmış, fazla ve teh- likeli bir sertlik göstermiş olmasında bulmaktadırlar. Diğer taraftan yeni koalisyon hü- kümetinin programı üzerinde bugün bütün noktalarda anlaştıkları bildiri- len iki partinin -henüz halledemedik- leri hükümet başkanlığı meselesinin yanısıra ve onunla çok ilgili olarak Doğu bloku memleketleriyle gelecek- teki münasebetlerin mahiyeti üzerin- AKİS. 16 EKİM 1961