GENÇLİK Üniversiteler Açıkta kalacaklar Geçen haftanın «onlarında birgün, İstanbul Üniversitesi Talebe Bir- liğinin -İÜTB- Bandırmalı ciddi Baş- tanı Ayhan Efeoğlu, gevrek sesiyle şöyle konuşuyordu: "“— Yüksek tahsil bir almak üzere değil, dir." problem olmuş vaziyette- Ortadan uzun boylu, beyaz tenli, yapılıydı. Fen Mühendisliği Bö- lümü son sınıf öğrencisiydi. yan yeşil gözlerinin kapakları ile kaşlarının arası kırmızı ve şişkin, temiz yüzlü, efendi, sık, yakışıklı bir delikanlıydı. Biraz durakladıktan son- ra üzüntüyle devam etti: "— Bizim onlara, vicdani bir acı- ma duymaktan başka yapabileceğimiz hiçbir şey yok!" "Onlar"dan kasdı, 1961-62 ders yılı için kütleler halinde Üniversitele- re kaydolmak üzere müracaat eden genç lise mezunlarıydı. Gerçekten, yüksek tahsile devam etmek istiyen lise mezunlarının hali, seneler ilerle- dikçe, tabirin tam karşılığı ile, yü- rekler parçalayıcı bir hal almakta- dır. Sekiz Fakülteli İstanbul Üniver- sitesine 28 bin 847 müracaat yapıl- mıştır. Halbuki İstanbul Üniversite- sinin 1961-62 ders yılı kontenjanı, 4 bin 50 den ibarettir. Mamafih her li- se mezununa altı Fakültede imtiha- na girip şansını deneme hakkı veril- diğinden, reel aday miktarı 11-12 bin civarındadır. Keza beş Fakültesi bu- lunan İstanbul Teknik Üniversite si- nin 502 kişilik kontenjanına mukabil, 3 bin 583 aday mevcuttur. Böyle bir durum karşısında -bir kısmının da Güzel Sanatlar, Ticari ve İktisadi İ- limler Akademileri gibi yüksek okul- lara gireceği hesaplanırsa-, 1961-62 den yılında giriş imtihanlarında ba- -arı gosteremiyecek 7 bin civarında lise mezuna Üniversiteye girme im- kânına sahip olamıyacak ve açıkta kalacaktır. Giriş imtihanlarını da bir seçme imtihanı saymak imkânsızdır. Zira mesele, zekâ ve bilgiyle alâkası olmıyan bir şans imtihanından iba- rettir. Tıp Fakültesi Eczacı Okulunun 100 kişilik kontenjanına 1983 talip vardır. 1960-61 ders yılında, şimdiki ka- dar vahim olmamakla beraber, du- rum aşağı yukarı aynıydı. İstanbul Üniversitesine, (omükerrerler (dahil, 11 bin 836 müracaat yapılmış, lise mezunu adaylardan kontenjanlar şi- şirilerek 6 bin 925 kişi kabul edilmiş- ti. Giriş imtihanlarını kazanamıyan- lar muazzam patırtı çıkarmışlar, İs- tanbul Üniversitesi Rektörlüğü önün- de protesto zımnında bağırıp çağır- mışlardı. İstanbul Üniversitesi Senatosu, 1961-62 ders yılına ait kontenjanları geçen ders yılında dönenleri de hesap- lıyarak azami şekilde tesbit etmiş- ti. Rektör Onar peşinen dayatmış: "— 4 bin 50, 4 bin 51 olmıyacak- tır, imkânsız birşeydir" demişti Fakat İstanbul Üniversitesi Se- natosunun azmi, meseleyi halledecek ilâç olamıyacaktır. İstanbul (O Üniver- sitesi, açıkta kalacak 7 bin civarın- daki lise mezununun tekrarlıyacakla- rı geçen seneki hâdiselere gebedir. Çünkü, yüksek tahsile devam edemi- yecekler, 111 sayılı kanunla lise me- zunlarından Yedek Subaylık (hakkı alındığından, vatani hizmet bekle- mektedirler. Liseden mezun olmaları dolayısıyla tecil alabilecekleri eğitim müessesesi kalmadığından, ilk asker- lik devresinde er olarak kıtalara sev- kedileceklerdir. En verimli yatıran T) erdin mesulü olarak Üniversiteleri damgalamak muazzam haksızlık- tır. Aksi halde ilmi haysiyetlerini de korumak endişesindeki Üniversiteler, Padişahlık zamanındaki eski Medre- selere dönecektir. Zira o devirlerde eski medreselere gidenler vatani hiz- metten muaf tutulmaktaydılar. Şim- di, okumak hevesi olsun olmasın, er- likten gözü korkan bir lise mezunu. Yedek Subaylık hakkını kazanmak emeliyle İstanbul Üniversitesinin her- hangi bir Fakültesine kapılanmaya çalışmaktadır. Bazıları da bir tecil veya şebeke koparmak için aynı yo- la başvurmaktadır. Meselâ Edebiyat Fakültesinde 1961-62 yılında 50 kon- tenjanlı Sosyal Antropoloji nâm bir bölüm ihdas edilmiştir. Yeni bölüme müracaat eden adayların sayısı 97'dir. Yapılan araştırmada, 97 mü- racaatçı adaydan kahir ekseriyetinin Sosyal Antropolojinin mânasını dahi bilmediği meydana çıkmıştır. Aynı şekilde, gene Edebiyat Fakültesinin 50 kontenjanı mevcut Arkeoloji Bö- lümüne, giriş imtihanları için 331 a- day kaydım yaptırmıştır. Arkeoloji Bölümünün halihazırdaki öğrenci sa- yısı, aşağı yukarı 500'dür. Dünyada- ki bütün arkeologların toplamı, bü- yük ihtimalle 500'ü geçmez. Üstelik Türkiyede kaç hafriyat vardır? Cer- bezeli Onar, gene geçen haftanın so- nunda, o tatlı tebessümüyle: — Anlaşılan, dünyadaki bütün arkeologları biz yetiştireceğiz" şek- linde takılıyordu. Üniversitelerdeki giriş imtihan- ları geride (o bıraktığımız hafta içinde başlamış ve bitmiştir. Henüz neticeler ilân edilmemiştir. Lise me- zunları arasında şimdilik, sâdece ger- ginlik ve asabiyet sezilmektedir, fa- kat bir taşkınlık göze çarpmamak- tadır. Uzak ta olsa, ümid bir fren vazifesi görmektedir. Esas gürültü ve fırtına, neticelerin ilânından sonra kopacağa benzemektedir. Mesele, âcilen ele alınması gereken hayati bir meseledir. Yeter ki şümul- lü ve uzun vadeli düşünebilecek bir idare bulunsun. Milli Eğitime sarfe- dilecek paraların, en verimli yatırım olduğu idrak edilmelidir. AKİS, 16 EKİM 1961