SİNEMA Filmler "Kızgın Güneş" 1946'da "La Bataille du Rail . De- miryolu Savaşı" ile Cannes festi- valinin jüri ve mizansen armağanım, 1947'de "Le Maudits - Lânetliler"le Cannes festivali (o polis ve filmleri armağanını, o 1951'de dela des Grilles - Firari iyi yabancı film Oscar'ını, "Jeux Interdits - Yasak Oyunlar'la Cannes ve Venedik — festivali büyük armağanlarını ve 1956'da da "Ger- vaise - Sen Bir Melektin" ile Venedik festivalinde Uluslararası Sinema Ten kitçileri Armağanım kazanan Rene Clement, son filmi "Plein Soleil - Kız gın Güneş"de bu defa yine "Le Mau- dits"nin havasına dönmektedir. "Kız- gın Güneş", bütünüyle polisiye bir olaya dayanmaktadır. Gerçekte de Patricia Highsmeth'in armağan ka- zanmış bir polis romanından Clement Ve Paul Gegauft tarafından sinemaya aktarılmıştır. Olay iki genç delikanlı - Alain Delon ve Maurice Ronet- ile bir genç kız -Marie Laforet- arasında geliş- mektedir. Gençlerden biri diğerini öldürür ve yerine geçer. -sevgilisi dahil- sahip olur. da polis tarafından yakalanır. Cle- ment'ın filminin konusu kısaca bu- dur ve ilk bakışta "keskin" bir poli- siye filmi havasım sürdürdüğü sanı- lır. Hikâyenin yüzeyinde oOkalmak, "Kızgın Güneş"i normal bir polisiye film niteliğinde rahatlıkla bırakabi- lirdi. Ama Clement, usta işçiliği ve yine usta işi senaryosunda dış olay- larla birlikte iç olaylara da gereken önemi vermekte ve filmini normalin üstüne çıkarmaktadır. Clement önce kişilerini ele alıp iş- liyor: Bunlar iki genç adam ve bir genç kızdır. Gençlerden biri son de- rece zengin bir ailenin çocuğudur. Cebinde dolarları, dünyayı dilediği gibi gezip tozmaktadır. İkincisi ise birincinin oyanında bir çeşit sığıntı, besleme durumundadır. Hakimiyet, sürekli bir şekilde birincinin elinde- dir. Birinci iyi yer, iyi giyinir, kotra- sı ve harcayacak bol parası vardır. İkinciyi de dış görünüşte samimi bir arkadaş gibi yanından ayırmamakta- dır. Gerçekte onu yavaş yavaş dol- durduğunun, kendisini ilerde öldüre- cek kadar kinlendirdiğinin farkında değildir. e Ezer, dilediği işte o kulla- nır, emir kulu haline getirir. İki ayrı çevreden gelmiş bu iki insanı birbirine bağlayan tek şey paradır. Paranın . gücünün ayakta tuttuğu sözde arkadaşlık, birincinin -Mau- 34 Basın Şeref Divanının Tebliği 11 Ekim 1961 günü Prof. Dr. Naci Şensoy'un (başkanlığında toplanan Basın Şeref Divanı m tebliğin umumi efkâ- a duyurulmasını kararlaştır- le, 1 — Adapazarında yayın- lanan Sakarya gazetesi sahibi- nin Yeni Sabah'ın "Fısıltı" sü- tununda şahsı ve gazetesi hak- kında asılsız ve küçük düşürü- cü yayın yapıldığı konusundaki şikâyeti incelenmiş bu iddianmn doğruluğu anlaşılmıştır. Bahis- konusu sütunda ötedenberi Ba - âk Yasasına aykırı ya- yınlar yapıldığını dikkate alan divanımız bu durumdan dolayı Yeni Sabah gazetesinin TAK- BİH edilmesini kararlaştırmış- tır. 2 — Milliyet gazetesinde Çetin Altan imzası ile "Böyle Konuşma Olmaz" başlığı altın- da yayınlanan yazıda şeref ve haysiyetlere karşı haksız ifade- lere rastlandığından Basın Ah- lâk Yasasının ikinci maddesinin (B) bendine aykırı bu durum- dan dolayı bahiskonusu gazete- ye İHTAR da bulunulmasına karar verilmiştir. rice Ronet oynamaktadır- aşırdıklar- la dolu taşkınlıkları sonunda ikinci- nin -Alain Delon oynamaktadır- bi- linçaltına işleyen öldürme fiili, gide- rek, gerçekleşme ortamına ulaşıyor ye ikinci, öldürme işini ustaca plânlı- yor. Birinci, sevgilisiyle -bu plân ge- reğince- kavga ediyor ve gençkızı sa- hile çıkarıp bırakıyorlar, sonra yine kotra ile açılıyorlar. Açık denizde her ikisinin de maskeleri yüzlerinden ini- yor. İkinci, hiç çekinmeden ve kork- madan birinciye öldürme plânını a- çıklıyor. Birinci, ikincinin aklında ol- mayan bazı aksamaları belirtiyor, Neticede onları da bir hale yola ko- yuyorlar ve İkinci, birinciyi öldürüp cesedini denize atıyor. Bundan son- rası kolaydır. İkincinin bütün bilinç- altı tutkuları dışarı uğruyor ve öl- dürmeden sonra her türlü açlığım gi- derme yoluna gidiyor. Birincinin el- biselerini giyiniyor, paralarım alıyor, pasaportunu (değiştiriyor ve Philip Greenleaf oluveriyor. "Kızgın Güneş", her türden seyir- ci için hazırlanmış iyi bir Clement filmidir. Hikâyesi, ilgiyi ayakta tu- tabilecek bir niteliğe sahiptir. Üste- lik, sinemanın "yakışıklı çocuğu" A- lain Delon, Clement'nin elinde insanı şaşırtan bir oyun da vermektedir. AKİS, 16 EKİM 1961