müşpalaya hitap eden mektubunu ve- rerek bu habere başlık tasladı hazır- lamalarını istedi. Haber özeldi. O bakımdan hiç kimseye bir şey söyle- memek, metni de ancak »on dakika- da dizdirtmek lazımdı. Ulusay ve Saf lamer odalarına çekilip başbaşa başlık taslağını hazırladılar ve bu- nu Nadir Nadinin tasvibine sundu- lar. O gün gazetede, ertesi günkü sayıda bir "atlatma haber"in bulun- duğu biliniyor, fakat mahiyeti bilin- miyordu. Mektubun Cumhuriyetin e- line nasıl geldiği hususunda ise esrar muhafaza olundu. Ancak, Gümüşpa- la kesiminden bunun kendileri tara- fından verilmediği açıklandı. Gürsel kesiminden ise, hiç bir açıklama ya- pılmadı! Evvelâ Cumhuriyet tiryaki okuyucuları, sonra da Türkiye bu ihtar mektubu eğildiler. Ondan sonradır ki, bütün hazırlar. İhtilalin Başı Gür- sele ve A. P n talihsiz lideri Gü- mabel yöneldi. Haberin Cumhu- riyette yayınlanmalıyla birlikte o ba- sın çevrelerinde hummalı bir faaliyet başladı. İstan bulda başlıyan bu hum- malı, faaliyet, mektubun neşredildiği sıralarda Gürsel İzmirde bulunduğu için süratle İzmire İntikal etti. İs- tanbul gazeteleri, daha Cumhuriyet İzmirde satışa çıkmadan evvel obu mühim haberi İzmir bürolarına ver- diler ve muhabirlerinin dikkatini çektiler. Muhabirler de hemen yola dizildiler. Hedef. Başkan Gürselin, is- tirahat için çekildiği evi oldu. Gaze- teciler hemen paçaları sıvadılar (o ve toplu halde sahil yolunu takiben Bos- tanlıya doğru yürümeğe o başladılar. iskelesinde gazetesinin bütün y memek için, soracakları sualleri bir- likte tespit ettiler. Gürsele tek tip su- al soracaklardı. Fakat Gürselin evine birkaç yüz metro kala bir engelle karşılaştılar: o Basın mensuplarının pek alışık oldukları emniyet mensup- ları! Bütün vatandaşlara açık olan yol, gazetecilere kapalıydı. Devlet Başkanı istirahat ediyordu ve tabii rahatsız edilmiyecekti. oGa- zeteciler Jandarmaya dert anlatma- nın lüzumsuzluğunu bildikleri için "peki" dular, beklemeğe başladılar. bekleyiş pek uzun sürmedi. Zira bir- kaç dakika sonra Gürsel yanında e- 8i, yeğeni ve emir subayı olduğu hal- de kapıda göründü. Arabasına bin- mek üzere hazırlanırken, gazeteci AKİS, 31 TEMMUZ 1961 Kulağa Küpe Deve Aynası A 'ican söylüyor, sözcünü ilân ediyor : "Seçimlerde o müca- dele Y. T. Pile CH. P. ara- sında olacaktır!" Allah, Allah! İşte size, hiç kimsenin farketmediği bir ke- ramel,. Ama, şaşılacak tarafi Don Kişot ispanyolca da "Tav- şan dağa küsmüş de, dağın ha- beri bile olmamış” bir türk ata- sözü değil midir ? ler tarafından ablukaya alındı. Baş- kan vaziyeti anlamış ve bu acar dost- ların elinden kurtuluş (oolmadığını farketmişti. Gülümsedi ve arabasına binmekten vazgeçerek sualleri bek- ledi. Gazeteciler hazırlıklı oldukları için Başkanı yormadılar. İlk sual, Gümüşpala ve A. P. ye çekilen zıl- gıtla ilgili oldu. Başkan bu hususta ne düşünüyordu? Gürsel suali dikkat- le dinledi ve sonra kaşlarını hafifçe çatarak: " - A. P. nin kuruluşundan beri bu partinin faaliyetlerinin memleket Ekrem Alican Keçi boynuzu, koklattı YURTTA OLUP BİTENLER hayrına olmadığı pek çok vatanda tarafından bilinmektedir: Buna göre eğer A. P. iktidara geçerse durum ne olacaktır?' mealindeki sualle sık sık karşılaşıyorum. Bakın, cevabını vereyim: Kim geçiyor iktidara, onu kim bilir? Tedbir meselesine gelin- ce, böyle peşin hükümlere askerlikti yer yoktur" dedi. Bu sırada ikinci bir müşterek su- al tevcih, edildi: "— A. P. nin kanun dışı bir faa- liyeti var mıdır ve bu faaliyet Hükü- met tarafından tespit edilmişmidir Bu parti hakkında vadettiğimiz açık lamayı yapar mısınız?" Başkan bu suali de aynı kaşlarla dinledi ve: — Ben Hükümet değilim, orum Başkanıyım. Bunları bilm Çok şey var ama... A. P. hakkında! açıklamam ise, bugünkü bir gazete de yayınlanmış. Onu okuyun" dedi Bundan sonra gazeteciler umum konulara geçtiler, yuvarlak mat meselesine dokundular. Başkan 1 suali i de: — Zam. manı gelmedi diye kesti- rip attı ve arabasına binerek mütse günlük gezintisine çıktı. Fakat gazetecilerden bir kısım gazetelerinin yolunu tutarken, bir kısmı da -bilhassa İstanbul gazete tinin İzmir muhabirleri- otomobil- lerle Gürseli takibe koyuldular. Gür- sel o gün Aliağa çiftliğine gitti vatandaşlarla temaslarda buluna Dert dinledi. Gürsel neşeliydi. Başkentte esen yeller İzmirde Gürsel başkente dönmek zere hazırlanırken, Ankarada siya- si hava birden elektriklendi, Gümüş- palaya 14 Temmuz günü yazılıp gön- rilen ihtar mektubunun basının eline geçmiş olması A.P. içindeki sinirlen ğiiyidenarttırdı. Pala Paşanın niye- ti, mektubun muhtevasından kim yi haberdaretmemek ve duymazlık- tan gelmek olduğu için bu ani ifşa pek keyif kaçırıcı tesir yarattı. berin intişar ettiği Cumhuriyet ga- zetesi başkente gelirgelmez Ankara- lıgazetecilersoluğuA. P. Genel Mer- kezinde aldılar. A. P. nin Necatibey caddesindeki Genel Merkezinin çatık oldu. Muhabir, diğer arkadaşlar- dan önce davrandığı için, işin hangi kısmıyla da ilgilenmek o lüzum hissetti ve Gümüspalayı makam o sında yakaladı, evvelâ bir kaç mini çekti, sonra suallere girişti, suali: i aşkan Gürselin mektub cevap verecek misiniz?" oldu. Pala Paşa sinirliydi. Sabah sa- vaşına ekşiyen bu telâşlı muhabir şöyle bir süzdü ve sonra def-i kabilinden;