YURTTA OLUP BİTENLER Demokrasi Tadsız tartışma . H. Y. na ait 264 numaralı KOP uçağı. Esenboğa Hava Alanına indiğinde saatler tamı tamına 13.45*1 STösteriyordu. Birden alanda bir ha- reket belirdi. Alan personeli her za- mankinden fazla telâşla uçağın bu- lunduğu kısma seğirttiler ve bekle- meğe koyuldular. Pistin iki yanını, foto ve yazı muhabirleri halkası ku- şatmıştı. Bekleyiş uzun sürmedi. F- 27 tipindeki uçağın kapın yavaş ya- vaş açıldı. Gazeteciler uçağa biraz daha yaklaştılar. Foto muhabirleri flâşlarını, yazı muhabirleri ise kalem ve kâğıtlarını hazırladılar. o Kapıda ilk görünen, sevimli bir hostes oldu. Onu iri yapılı, babacan tavırlı (o bir Babacan tavırlı adam uçağın mer- divenlerini ağır ağır inmeğe devam ederken: "— Evet, ben de hissediyorum" ye cevap verdi. Sonra karşılayıcılarının teker te- ker hallerini hatırlarını sordu ve bir- den kendini çi gazeteciler gru- bunun arasında u. Hâdise, a eainiz haftanın ikin- ci yarısında cereyan ediyordu. T. H. T. nın F-27 tipi KOP uçağından inen babacan tavırlı adam, Devlet ve Hü- kümet Başkanı Orgeneral Cemal Gürseldi, İzmirden dönmekteydi. Gürselin gazetecilerle (o karşılaş- ması son derece neşeli oldu. Başkan eski dostlarını hava alanında hazır ve nâzım bulacağından emindi. Bu s1- rada bir muhabir kursağında bekle- di- Gürsel Esenboğada gazetecilerle süküt altındır Söz gümüşse adam takip etti. Açık gri, serj bir el- bise giymişti. Duman rengi fötrünü başına yana eğik bir şekilde yerleş- tirmişti. Özentisizce bağlanmış kra- vatı koyu renkli ve çiçek odesenliy- di. Mütebessim bir çehreyle omerdi- venleri inerken flâşlar çalışmağa başladı. Bu sırada gazetecilerin ara- sından sıyrılan Başbakan Yardımcısı Fahri Özdilekin. kendisine yaklaştı- ğını görünce, son derece güler bir yüzle:: "— Merhaba! Ne var, ne yok?" dedi Özdilek aynı şekilde kaşılık ver- di: "— İyilik sağlık, Paşam.." Hemen ardından : "— Maşallah toplanmışsınız Pa- şam" diye ekledi. 6 yen sualden kurtuldu. "— Bize bii şeyler söylemiyecek misinin, Paşam Gürsel ali manalı manalı gü- lerek: "— Size ne söyliyeyim? Ne ister- siniz?" dedi. Muhabirlerin sualleri belli ve ha- sırdı. Hemen ayni suali sordular: — Gümüşpalanın mektubunu al- dınız mı efendim? Gürsel suale hem gözleri, hem de başıyla "hayır" işareti (oyaptı, sonra: "— Hayır, almadım" dedi. Bir müddet durdu. Başkanın yü- zündeki ifade birden değişmiş, o se- vinçli hali kaybolmuş, onun yerine üzüntülü bir hal gelip (oturmuştu. Fakat tasın mensupları bir okere Gürseli yakalamışlardı ve suallerine cevap istiyorlardı. Doğrusu Gürsel de eski dostlarını kıramazdı. Bir baş- ka muhabir: "— Gümüşpala, 'delilleri varsa mahkemeye versin' diyor. Ne dersi- niz?" diye sordu. Gürsel bu suali de ayni sinirli ha- ya isinde dinledikten sonra: Zamanını bekliyorum" Ronuşmağı başladı Devletin ve İhtilalin başının bu meseleye üzüldüğü açıktı. Devam et- ti: diye — Buna eskilerin tabiriyle te- cahülü arifane denir. Yani, bilip te bilmemekten gelmek demektir. Gü- müşpala Anayasanın kabul edildiği sırada Anayasadan bahsediyor." Sözünün burasında biraz durakla- dı, etrafına şöyle bir göz attıktan sonra ilâve etti: — Gümüşpala herhalde, etrafı- nın tahrikiyle A. P. nin yüzde sekse- ninin Anayasaya hayır dediğinin far- kında değil Anayasaya hayır dedir- tiyor, şimdi de buna sığınmak isti- yor. Şaştım doğrusu!.. Anayasa kötü- lere fırsat vermek için hürriyetleri getirmemiştir. Fert ve hürriyetlerin tekamülü için Anayasa kabul edilmiş- tir." Yürürken sözlerini tamamladı: bü- tünlük ve beraberliği bozucu hare- ketlerin Anayasada ağır cezası var- Sonra Ulaya döndü ve: "— Haydi, artık gidelim" dedi. Zaten bu sırada otomobillerin bu- lunduğu yere gelinmişti. Gazetecilere bir selâm verdi ve plâkasız Cadillac'a bindi. Başkan ve karşılayıcıları baş- kente müteveccihen yola koyuldu- lar. Küpü çatlatan haber günT.H. Y. na ait KOP uçağın- dan inen İzmir yolcusu Gürselin basınla hasbıhalinin ağırlık merkezi- ni, Gümüşpala ve A. P. meselesi-as- lında haftanın başlarında, salı günü İstanbulun ciddi gazetesi Cumhuri- yetin manşetini sekiz sütun üzerine dolduran bir atlatma haber- teşkil etti. Son derece ilgi çekici haber, İh- tilâlin Başının, kuyruk toplama ya- nsına çıkmış partilerin en başarılısı A. P. lideri Gümüşpalaya çektiği bir zılgıtı ihtiva ediyordu. Cumhuriyetin manşeti "Cemal Gürsel A. P. nin tu- tumu hakkında Gümüşpalaya sert ihtar mektuba yolladı" şeklindeydi. Haftanın başındaki pazartesi gü- nü, Cumhuriyetin dirayetli ve sağ- duyu sahibi başyazarı Nadir Nadi yazı işlerini idare eden Nazım Ulu- sayla yardımcısı Kayhan Sağlameri odasına çağırdı ve Gürselin Gü- AKİS, 31 TEMMUZ 1961