YASSIADA DURUŞMALARI Duruşmalar Tahliyeler Man la yaşı kuru- e zel kız başını suk tn dik lal Hakimler Heyetine baktığı zaman gözü bir levhaya takıldı. Divanın arkasındaki duvarı boydan boya kaplayan levha- da şunlar yazılıydı: "Adalet mülkün temelidir" Genç kıs kendini tutamadı nı tekrar öne iğdi ve mağa koyuldu. Hâdise, geride kalan haftanın ortalarında birgün, . Başı- sessizce ağla- edilen 47 sanığın isimlerini bildiri- ie meli sona ermiş, 47 kişi se suz müş, içlerinden başka da- valarla EN bulunmıyanların tahli- yesine karar verilmişti. Karar, salo- nu panayıra çevirdi. İlk fırlayanlar tabiatiyle gazetecilerdi. Hemen tele- fonlara sarıldılar. Onları, sanıkların yakınları takip ettiler. Heyecandan veya gürültüden isimleri duyamamış olanlar, basın mensuplarının ellerin- deki listelerde ir isimleri- ni arıyorlardı. Kimisi bulmuş olma- lının sevinciyle keyi kimisi bu- lamamanın telaşıyla oçırpınıyor, ki- misi de ümitsizliğin verdiği eziklikle mahkeme salonuna dönüyorduk Sanık sandalyasında oturanlar a- rasında da ağlayan biri vardı. Kemal Aygün, Ankara ve İstanbul Olayları arada bir göz yaşlarım ceketinin ko- luyla siliyordu. Beraat eden 47 sanığın büyük bir kısmını emniyet teşkilâtında çalışan- larla, DP. ileri gelenlerinin sürükle- yip getirdikleri ve işin farkına var- madan çamurun içine batıveren va- tandaşlar teşkil etmektedir. Aygün ve şöhreti dillere destan güzel bir romancının esi de 47ler arasındadır. İstanbulun eski Müdür Muavini Ferit Sözen, Ankara ve İstanbul Olayları Dâvasında suçsuz görülmüştür. "Cumbadan rumbaya" Tahive. edilen yakınlarım karşıla- üzere bir hücumbotla Dol- mabahçeye getirilenler rıhtımda kar- şılandılar. İçlerinde ünlü bir hanım romancıyı arıyanlar boşuna bakın- AKİS, 31 TEMMUZ 1961 Ferit Sözen Sermaye dılar. Suzan Sözen, eşini karşılama- ga gelmemişti. Esasen bayan Sözen son günlerde gösterişten ziyadesiyle kaçınıyordu! Ferit Sözen Dolmabahçeden Sul- tanahmet Cezaevine götürüldü. Zira, eski Emniyet oOMüdür Muavininin, randevu evlerinden haraç aldığı id- dia edilmekte ve bu yüzden hakkını- da bir tevkif kararı bulunmaktadır. Yassıadada tutuklu olduğundan ka- rar icra edilememiştir. Böylece Fe- rit Sözen, birkaç dakikalık hürriyet havasım müteakip yeniden cezaevi- nin yolunu tutuyor ve zarif eşi için yeni bir ayrılığın kapıları açılıyordu. İstanbul ve Ankara Olaylarından mahküm olanların sayısı 69'dur. Olayların tertipçisi ve tesvikçici ola- rak listede, Bayar ile Menderesten aşka, zamanın Genel Kurmay Baş- kanı Rüştü Erdelhun, bazı kabine ü- yeleri ve emniyet mensupları ve ay- rıca İstanbulun pek meşhur Birinci Şube Müdürü Bunun Yamanoğlu bu- lunmaktadır. Savunmalar Jetesi gün, Yassıadada gene bir hay- -i eğlenceli geçti. Sanık Bakanlar savunmalarını yaptılar. Hele içlerin- den birinin sözleri, doğrusu istenir- se, siyasi partiler literatürüne pek kıymetli malzeme kazandırdı. Sözle- rin sahibi meşhur ve malüm Tevfik tahliyeden sonra. sahibi bir zat ileriydi. Heri, bir siyasi partiye niçin intisap edildiğini belirtiyordu. Efen- dim, bir siyasi partiye iki şey için girilirdi. Birincisi menfaat düşüncesi, ikincisi memleket; hizmetiydi. , Ken- disi ikinci şıkkı tercih etmişti! Köy- lü memleketimizin efendisiydi ya, iş- te bay ileri, köylüyü hakikaten e- fendi yapmak için D. P. li olmuştu! Doğrusu D. P. de köylüyü yedek par- çasız iki aydan fazla çalışmıyan trak- törüyle, Ziraat Bankasına olan borç- larını oyu mukabili tecil 'etmesiyle efendi yapmıştı. Bu kampanyada bir kaç şampiyonun cebine birkaç mil- yoncuk girivermişti. Eh, bu kadar kusur kadı kızında bile bulunurdu! Bir başka düşük Bakan, Bakan- lık koltuğundaki cakasından başka, büyük iş adamlarına mahsus cesa- retini de yitirmiş olarak Divanın ö- nüne çıktı. Polatkan solgun, hıumbıl -tâbir bizzat Menderesindir-, elleri titriyerek yazılı savunmasını okuma- ya çalıştı. Başkan Başolun 15 dakika sonra duruşmayı tatil edeceği İhtarı karşısında adamakıllı şaşıran al ya- naklı düşük Maliye Bakanı, ertesi gün için müsaade istedi. Divan mü- saade vermeyince daha beter boca- ladı ve savunmasını yazılı olarak vermeyi teklif etti. Gene Divanın iti- raziyla karşılaşınca bütün müvaze- nesini kaybetti. Okumaya çabaladı. 19