Kraliçe Elizabeth Il ve Gürsel Esenboğa Hava alanında Yarım elma, gönül alma Fakat bu bekleyip uzun sürmedi, pistin ortasını dolduran haşmetli u- çak, büyük homurtularla hareket et- ti. Saatler 15.50'yi göstermekteydi. Hadise, geçen hafta pazartesi gü- nü sona eren bir ziyaretin son safha- na tespit etmekteydi. Beklenen Zi- yaretçi, o gün saatlerin 14.30'u gös- terdiği sıralarda alana inecek olan İngiltere Kraliçesi Elizabeth ll idi. Bu sebeple Esenboğa hava alanında hummalı bir faaliyet hüküm sürmüş tü. Terminal binasının büyük salonu lebalep dolmuştu. Terminalin ön kıs- mı ise polis ve inzibatlardan müte şekkil bir kordonla çevrilmişti Halk, kordonun dışında yer almıştı. İngiliz kolonisi, pistin hemen sol tarafındaki en mutena köşeyi tutmuştu. Sağ ta- raf ise Şeref Salonunun bulunduğu AKİS, 13 MART 1961 kısımdan itibaren Kordiplomatik ve Devlet erkânına ayrılmıştı. Basının çilesi Yerlerin evvelden ayrılmış obuası ir takım protokol aksamalarının kalın bir süre arkasında kalmasını sağlıyordu ama, gene de talihsiz ba- sın mensupları çilelerini doldurmak- ta devam ettiler. Zira görüş sahası- nın dışına atılmışlardı. BU yüzden, muhteşem ziyareti kalın camlar ar- kasından izlemek zorunda kaldılar Tabii, foto muhabirleri bu tahdidin dışında tutuldukları için bir kamyon üzerinden İngilterenin zarif Kraliçe sinin bol bol pozlarını yakaladılar. Kraliçenin gümüşi - lâcivert, dört motorlu dev B.O.A.C. uçağı piste in- diğinde saat tam 14.45'i gösteriyor- YURTTA OLUP BİTENLER du. Bu sırada Başkan Gürsel Şeref salonundan, yanında Temsilciler Mec- lisi Başkanı Kazım Orbay ve Milli Birlik Komitesi üyeleri olduğu halde çıktı ve misafiri istikbal için bekle- -eğe başladı. Dev uçağın kapısının açılması u- zun sürmedi. Alanda çıt yoktu. Hava Kuvvetleri bandosunun verdiği "Ti" işaretiyle birlikte Kraliçe, uçağın ka- pısında göründü. Son derece zarifti. Başında kırmızı bir şapka vardı. Şap- kanın önündeki siyah bant, yüzünün biraz daha beyaz gözükmesine sebep olmaktaydı. kareli pek zarif bir rop giymişti. Onun üzerinde de maddi değeri ölçüsüz, kahverengi bir vizon bulunmaktaydı. Dudaklarında belli bir tebessüm, ağır ve zarif adım- larla merdivenleri inmeğe başladı. Merdivenin son basamağında hafifçe bir çehre ile karşıladı. Tanışma me- rasimi son derece kısa sürdü. Sonra, . her iki dost Devletin Başkanları or- . tada bulunan plâtforma doğru iler- lediler ve yerlerini aldılar, İlk çalı- nan marş "God Saye The Oucen" ol- dtt. Onu İstiklâl Marşı takip etti. Marşlar dinlendikten sonra Kraliçe Elizabeth ile Başkan Gürsel yanyana Merasim Kıtasını teftişe obaşladılar. Onları iki adım geriden yakışıklı Prens Philip takip etmekteydi. . Elizabeth, merasim kıtasını: — Merhaba asker!" diyerek selam- Cevap pek heybetliydi: "-- Sağol!" Saat 15'i gösteriyordu ki misafir- ler ve. Gürsel Şeref salonunda koyu bir sohbete. dalmışlardı. . Bu sohbet tam 40 dakika sürdü. Bu sırada ba- sın mensupları protokolün kendileri- ne bir fayda temin edemiyeceğini an- lamış olmalılar ki, soluğu Basın - Ya- yın Umum Müdürü Bekir Tümayın yanında aldılar. İstedikleri, gelişini takip edemedikleri Kraliçenin hiç ol- mazsa gidişini takip edebilmekti. Bu imkân sağlandı ve gazeteciler 15.40 da Şeref salonundan çıkan Kraliçeyi . yakından görmek fırsatını elde etti- ler. Bu defa önde Gürsel yürümek- teydi. Onu yarım adım farkla Krali- iyeti uçağa bindiklerinde geride pek çok hayran bırakmışlardı. Motorlar çalışmağa başladı. 19