Bir sual Muhterem mecmuanızın son sayı- Ikan Gürselin basın toplantısı ile ilgili güzel yazınızda Cumhurbaşkanlığı atıldığında lehte kalkan parmakla- rın daha ziyade hangi çevrelerden olduğunu belirtiyor, fakat bir liste vermiyorsunuz. Bugün, eski Hava dişçilerin çıkardıkları bir gazetede maksatlı olduğu üstünden akan ve İnönünün Cumhurbaşkanlığına a- daylığını koymayacağını ileri osü- ren havadisle o havadisin o yazılış seklini görünce merakım büsbütün arttı. Acaba, basın toplantısında kimler el kaldırdı, bildirebilir mi- siniz? i z — İstanbul AKİS— Kudret (C.K.M.P. orga- nı), Hakimiyet (BİT müfrit eski D.P. 11 tarafından çıkarılmaktadır), Düşünen Adam (Eski Havadisçile- in çıkardıkları dergi), Son Posta (Sahibi Selim Bagıp Emeç Yassıa- dadadır) ve Hür Vatan (bizzat A. E. Yalman gelmişti) temsilcileri. meselesi Ortaya Bir açıklama Muhterem derginizin 6 Mart 1961 tarih'i ve 349 sayılı nüshasında "Bir Mülakat" "ŞEFİK İNAN KO- NUŞUYOR" başlıklı yazının üçüncü sütununun sonlarında ve dördüncü sütunda "Ben şahsen neticeden çok memnunum" cümlesinden sonra gelen kısımlar hakkında bir açık- lama yapmak istiyorum. Yazıdan her şeyi kendi eserim gibi göstermek isteyen ve beni ta- nıyanların bildikleri gibi, hiç sev- halefet şerhleri koydurtmadım, lü- -umsuz buldum" mânasına gelebi- lecek herhangi bir söz söylemedim. fet şerhi ekledi. Bir arkadaş ta ba- zı noktalarda görüşünü Meclis kür- süsünde açıklamak üzere, söz hak- kını mahfuz tuttu. Bu açıklamanın, o derginizin ilk çıkacak sayısında yazılmasını rica eder, üstün 0 sunarım. Kurucu Meclis Seçim Kanuna “Komisyona Başkanı Şefik İnan 18 zunun Cumhuriyet Savcılığındaki muamelesi tamamlanmış ve İstanbul- daki dört Ağır Ceza mahkemesine taksim olunmuştur. İstanbulun Milli İnkılâp öncesi seki iş adamlarından Mahmut Baler, Sinan Onur, Erdoğan Adalı, Henry Freedman, Foti Fanta- zi, Mümtaz Faik Fenik, Raif Dinçkök, Ali Esat Birol ve Firuzan Tekile ait dokuz dosyadaki haksız iktisap mik- tarları 50 bin lira ile 9 milyon lira. arasında oynamaktadır. Tabiatiyle rekor Balmumcudan kurtulma yolunu bulan Menderes Milyoneri Dinçkökte- dir. Suiistimalin her çeşidine alışık Türkiyede, böylesine yüksek bir meg- lâğa ulaşan kepazelik henüz görül- memiştir. Özel kanunda düşükler ve yakın- larının âdi suçlarının görüşülmesi, müstacel işler kategorisine ithal edil- diğinden, dâvaların Ağır Ceza mah- kemelerinde aleni olarak (başlaması çok o gecikmiyecektir. - Cumhuriyet Savaları, tahkikat veya duruşma sa- fahatı sırasında yeni suiistimaller ışığa çıktığı takdirde, mesullerini M.B.K. nin müsaadesini alarak mal beyanına davet edebileceklerdir. Ayrı ca, yanlış mal beyanında bulunmak, mal beyanım tevsik için sahte evrak göstermek veya o beyana tâbi malı kaçırmak, beş seneden onbeş, seneye kadar ağır cezai müeyyidelere bağ- lanmıştır. Henüz hazırlık tahkikatı safhasın- da olduklarından, meseleler hakkında daha derine inmek imkânsızdır. Du- ruşmalar başladığında, "Hani yahu, hiçbir şey çıkmadı? Hep şişirdiler" şeklinde lâf edenler, gereken cevabı alacaklardır. Bir de, ziyadesiyle meş- hur Gümüşpala bir çırpıda Mendere- sin gölgesinde 9 milyon lira vuran, efendisinin kaderini kurtularak dışarda .. olan bir "zeki iş na Kuyruktan başka şekilde hitap edilip edilemeyeceğini derin di- rili düşünme fırsatını bulacaktır. Zi- ra, herkes bilmektedir ki kuyruk di- ye oylarını D.P. ye vermiş masum va- tandaşlara değil, bir devrin kaşkari- kocularına denilmektedir. buna mukabil Ziyaretler Bir kraliçe geldi Omuzları bol yıldızlı General, etra- fını alan gazetecileri neşeli bir eda ile süzdü ve: — Mükemmel bir insan ve zarif bir bayan" dedi. Sonra da, bir gazetecinin sorduğu suale cevaben : "— Canım, ne meraklı adamlarsı- nız... Bir misafirle neler konuşulursa onları konuştuk. Zâten öte yanım da siz biliyorsunuz" diye ilâve etti. Gözüne, boyuna flâş patlatan foto muhabirleri ilişince her zamanki şa- kacı halini takınarak : "— Peki, bunlara ne oluyor?" de- di. "Ne yapacaklar bu kadar fotoğ- rafı anlamıyorum? Yazık değil mi bu filmlere?" am bu sırada pistte gümüşi - lâ- civert bir uçak uçuşa hazırlanmak- taydı. Pistin sağ tarafında bulunan İngiltere Büyükelçiliği mensupları alandan ayrılmak için sabırsızlanı- yorlardı. Başkan bunu fark etmiş ol- malı ki hemen yanındakilere döndü ve sağ elinde tuttuğu bastonla o ta- rafı e w ederek Bunlara söyleyin, ben. uçak kalkmadan gitmem buradan" dedi. NN Sıtkı Ulay - Fahri Özdilek İki asma köprü AKİS, 13 MART 1961