YURTTA OLUP BİTENLER de, Gümüşpala gafın tek sorumlusu olmak durumundan sıyrıldı. Hafta biterken her say, Gümüşpa- lamn, kim ne derse desin, pek de a- kılsız sayılamayacak müşavirlere sa- hip bulunduğunu gösteriyordu. A.P. için mesele, başın mı ayaklan, yoksa ayakların mı başı en sonda hâkimiye- ti altına alacağı meselesiydi. Mal bulunmuş mağrıbi İşte, 1 numaralı rakibin bu süratli gelişmesidir ki Menekşe Sokağının kendilerini dev aynasında görmekle işe başlamış, fakat ekserisi sonradan iğne yemiş balon gibi sönüvermiş sa- kinlerine pusulayı şaşırttı. Bir şeyler yapmak gerekiyordu. o Yapılan, biri Avrupanın göbeğinde, diğeri Asyanın batı ucunda iki memleketin başkent- leri arasında bir telefon muhaveresi oldu. Takriben 2500 kilometrelik tele- fon hattının Ankaradaki ucunda Yeni Türkiye Partisinin "düşük" ve "kuy- ruk" tabirlerinden hoşlanmıyan Ge- ne Başkanı Ekrem Alican, Bern'de- kinde de mültisıfatlı o kuruculardan F. K. Gökay vardı. Alican, salı günü cereyan eden muhaverede şahsiyeti hayli yıpranan Gökaydan, Y.T.P. nin İstanbul Başkanlığım kabul edip et- miyeceği hakkında kesin bir cevap istiyordu. Minyatür Adam Gökay, kendini pahalı satmak itiyadı icabı biraz nazlandı, neticede esasen dün- den razı olduğu için "Evet" lafım di- linin altından çıkardı. Dünden razıy- dı, zira herşeye rağmen İstanbul, sim di de politikacılığa (o heveslenen Gö- kayın en popüler tanındığı bölgeydi. Y.T.P. Genel idare Kurulu, Anka- rada yaptığı son toplantıda, arasın- da kendi üyesinden de bulunan yedi kişiyi, İstanbul teşkilâtını kurmakla görevlendirmişti. Hayri Dominic, Ali İhsan Çelikkan, Emil Galip Sandalcı, Esat Eğilmez, Mekki Keskin, Hilmi Ergun ve Servet Sürenkök üç hafta müddetle İstanbulda kollan sıvaya- rak gizli kapaklı ve kesif bir sualtı çalışmasına koyuldular. Karargâh o- larak ta Ticaret Hukuku Doçenti Do- miniçin merkezi ve heybetli Taksim Sarayındaki'. yazıhanesini o seçtiler. Gizliden gizliye yapılan sualtı teşeb- büslerinde temas edilenler arasında Kâzım İsmail Gürkanlar, Naşit E- rezler, Ziyad oEbüzziyalar da vardı. 147 lerden Gürkan ile Erezin cevap- lan kategorik birer red oldu. Ebüz- ziyya Y.T.P. yüksek başlarına kırgın- dı, fakat biraz daha ısrar edilirse yu- muşıyabileceği intibaıı vardı. Üni- versitelerden sonra Dışişleri bakanlı- ğında girişilen tasfiye, yeni partilere sermaye sağlamak bakımından geniş ufuklar açtı. Merkez emrine alınan Büyükelçi Suat Hayri Ürgüplünün de 14 kapısı çalındı. Ürgüplü "d'accord — mutabıkım" dedi ama, iki - üç hafta mehil istedi. Zira durumu henüz tam manasıyla tavazzuh etmemişti. Dil- işleri Bakanı Selim Sarperle görül- müş, iade-i vazife vaadi ajmıştı. Eğer olmazsa, İl Başkam olarak değilse bile, İl İdare Kurulu üyesi olarak se- ve seve çalışacaktı. Derkeh Y.T.P. nin İstanbul müte- şebbis İl İdare Kurulunun esası ge- çen haftanın başında taazzuv etti ve tasdik için Genel Merkeze gönde- rildi. Dolayısıyla büyük (ekseriyeti münfesih D.P. Il Sadi Atikkan, Dr. Hamdi Akça, Orhan Cemal Fersoy, Muzaffer Erer, Hayri Erdoğdu, Sa- mim Yücedere, Dr. Rahmi Duman, Ziya Iskenderoğlu, Mehmet Ali San, Nadide Okan ve Avni Akmanın isim- leri birkaç gün resmen açıklanama- dı. Talebe teşekküllerinden yetişme ve eski Hür. P. nin Kocaeli milletve- kili adaylarından Çelikkan, teklifler karşısında henüz düşünmektedir, E- sasen daha kaydım dahi yaptırma- mıştır. Yatsıda sönen mum Y.T.P. İçtüzüğüne göre, İl Kurulan 9 - 15, İlçe İdare Kurulları da 7 - üye arasında odeğişebilmektedir. İstanbul İl İdare Kurulu henüz vazii- Ragıp Gümüşpala .. kılıç kuşananın fe taksimi yapmamış olmakla bera- ber, yanar döner Gökay, seçimsiz tabii başkan durumundadır. Şimdiye kadar oniki üye belli olmuştur. Geri- ye kalan azami üç kişi, sabık C.H.P. İİ Başkanı Gökay tarafından, -ağlebi ihtimal- daha ziyade azınlık temsil- çileri arasından seçilecektir. Zaten İsminden bahsettirmek (o sahasındaki su götürmez kaabiliyeti (omüsellem Gökay, onbir üyenin hiçbirine itiraz etmemiş, şart olarak kendisine de bir kontenjan ayrılmasını istemiştir. Gökay İsviçreye, gözlerinden va- him şekilde rahatsız bulunan eşini te- daviye götürmüştür. Ne var ki tedavi uzadığından, hangi zaman dönebile- ceğine dâir kati bir bilgi yoktur. Do- layısıyla müteşebbis İl İdare Kurulu daha fazla gecikmesin diye bitirdiği- miz hafta ilân edildi ve derhal faali- yete geçti. Kira Y.T.P.,İtstanbulda hayli pasif kalmış, geri plânlara düş- müştü. Ancak alayişsever Gökay, ha- zır İsviçreyi ziyaret etmişken, tica- reti de ihmal etmedi. Orada kendisi- ni Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Baka- nına kabul ettirdi ve yarattığını zan- nettiği hâdisenin haberini bülten ha- zırlıyarak kartvizitlerini de iliştire- rek "neşri ricasıyla" İstanbul gaze- telerine gönderdi. Fakat eski çamlar bardak olmuş, F.K.G. nin hüviyeti herkeste malümu haline gelmişti. İs- tanbul gazeteleri, bir zamanlar gös- terdikleri itibarı, sabık Büyükelçi ve Y.T.P. Genel İd Kurulu üyesinden esirgediler. Buna rağmen, sönük kal- mağa hiçbir şekilde razı olmıyacagı herkesçe bilmen Gökayın, memlekete avdetiyle inisiyatifi ele alacağı ve tstanbulun siyasi havasına hareket getireceği muhakkaktır. Üstelik Gö- kay, Y.T.P.. kurucuları arasına gir- dikten sonra Ankaradan istanbula döndüğünde, Türk o siyasi hayatına Gökay malı yenilikler (o getireceğini vaadetmiştir. Ancak, bunu yapmak için Valiliğinde kullandığı imkânlar- dan mahrumiyeti bir büyük handikap olacaktır. Büyük balık - Küçük balık Yarışın, bitirdiğimiz hafta manzara- sı bu olunca Gümüşpalanın parti - sinden Alicanlara derhal bir el uzan- dı. Bâlâ genç görünen, spor ve son model giyinen Enver oAkoglu -baş- kentte D.P. il başkanıyken halis ve tabii süte olan sevgisine ait bulunup bir barda geçmiş hikâyesi meşhur ol- muş, bu yüzden da işinden uzaklaştı- rılmıştır- İstanbul 11 başkanlığı vazi- fesine başlar başlamaz harekete geç- ti. Daha soluk almadan talihsiz Y.T. munisti. A.P. liler Genel Başkanlığı, AKİS, 13 MART 1961