YURTTA OLUP BİTENLER Anayasa (müzakerelerine kadar ol- gunlaşacak ve metinin son rötuşları başarıyla yapılacaktır. Müzakereler başlarken memleketin teşrii meclis dışındaki çevreleri de fikirlerini söy lemiş olacaklardır. Aşağı kattakiler Haftanın sonundaki o gün yeni Mec lis binasının D blokunda, üst kat ta bu tarihi imza merasimi, icra edi- lirken aşağı katta, Temsilciler Mec- lisinde Seçim Kanunu tasarısı görü şülüyordu. Hatiplerin -Alp Kuran hariç- müdahaleleri bir virgülün ve- ya bir kelimenin değişmesi dileğinde bulunmaktan pek ileri gitmedi. Bu nun için, Kanunu Tasarısı Temsilciler Meclisinde beklenen aka- demik vasatı bulamadı. Tabii bunda. Temsilci üyelerin tasarı üzerinde ge- reği kadar düşünecek ve hazırlana- cak zaman bulamamış olmalarının rolü büyüktü. Tasarının tümü üzerin- de haftanın başında başlıyan çalış- malar bu minval üzere devam etti ve haftanın sonundaki cuma günü saat 12.42 de sona erdi. Sona eren, tasa- rının tümü üzerinde yapılan müzake- relerdi. Tatilden sonra (maddelerin müzakeresine geçilecektir. Fakat hu arada bâzı politikacıla- rın Meclis kürsüsünde seçmene se lâmdan başka bir gaye ile söz aldık- ları ve meselenin derinlerine indikle- ri müşahede edildi. İşte bu hatipler- den biri Turhan Feyzioglu oldu. Fey- zioglu, her söz alışında aynı sistemin müdafaasını yapmak lüzumunu his- sediyordu. Bu sistem nisbi temsil sis- temiydi. Bunu Feyzioglu: "— Açıkça ilan ediyorum, nisbi temsil sistemini siyasi hayata girme- den önce savunmuştum. Şimdi de ay- nı fikri savunuyorum ve memleket hayrına bulduğum için dâima savu» nacağım" şeklinde müdafaa etti. Galiba tasarıma tümü üzerinde etraflıcakonuşantek hatip Feyzioğ- lu oldu. Bir de seçmen yaşı üzerinde- ki ciddi tartışmayı 18 yaş şampiyon- ları kazandılar. Tabii bu arada C.K. M.P. nin dehşetengiz hatipleri de ü- zerlerine düşen muhalefet vazifesini ifada kusur etmediler. En başarılı hatip Unvanını ise hiç şüphesiz Ah- met Bilgin kazandı. Her söz alışında tasarının aleyhinde konuştu ve kür- süden aceleci adımlarla indi. Partiler Yarışın manzarası Kır saçlı adam, oturduğu masanın üzerine abanır gibi yaptı karşı- sında ellerini kavuşturmuş bekleyen iki genci bir müddet süzdü, sonra ke- 12 Ekrem Alican Bir çuvala girdi ki... limlerin üzerine basarak kendine has ağırlıkla konuşmağa başladı: "— Seçimlerin erken yapılması efkârı umumiyede bir şüphe uyandır- maz mı sizce? Sanki bir tarafın lehi- ne girişilen bir hareket gibi.." dedi. Sözlerinin tesirini anlamak ister- mişçesine bir müddet sustu. Karşısın- dakiler hiç bir şey olmamış gibi ha- reket ettiler. Muhavere bundan son- ra şeklini değiştirdi ve havadan su- dan konuşulmağa başlandı Hâdise, geçen haftanın ortaların- da bir öğle sonu, Yeni Türkiye Par- tisi Genel Merkezinde cereyan etti. Kır saçlı adam Yeni Türkiye Partisi Genel Başkanı Ekrem Alicandı. Kar- şısındaki (ogençlerse, o gazeteciydiler ve Genel Başkanla sohbet etmeğe gelmişlerdi. Alicanın söylemek iste- yip de tam manasıyla söyliyemediği söz, gazetecileri bir hayli ilgilendir- miş, ancak kır saçlı politikacıya renk vermemişlerdi. Aslında, devlet a- damlığını terkederek sırtına politi- kacı hırkası giyinen ve bir acaip çu- valın içine düşen Genel Başkanın, ga- zetecilerden öğrenmek istediği bir nokta vardı: Bu yönde gelişen haber- lerin nasıl karşılandığı... Ama basın mensupları mesleklerinin gerektirdi- $i şeklinde hareket ettiler, sâdece din- lediler. Buna rağmen Ekrem Alican ara- dığı cevabı gene Basından almakta gecikmedi. Seçimlerin erkene alınma- sında mevcut olduğunu herkesin gör- düğü sayısız milli menfaati, hâdise- lere sırf dar Y.T.P. açısından baktığı için göremeyen Genel Başkan en ağı- rından enaz ağırına, bütün basın mensupları tarafından ayıplandı, hat- tâ azarlandı. Bu arada, kendisine derslerin en güzelini (oOCumhuriyetin okkalı başyazarı Nadir Nadi verdi. Evdeki hesap ve çarşı Ekrem Alicanın talihsiz çıkışı, geri- de bıraktığımız hafta içinde ken- si haline gelmesi işleri hiç iyi gitme- yen Y.T.P. lilerin kulaklarına kar suyu kaçırdı. Liderler arasında başa- rısızlıktan doğma sinirlilik artınca, isteristemez sözcü durumuna geçmiş Aydın Yalçının makaleleri büsbütün kekremsi hal aldı ve üstad, bir defa daha, pire uğrun" yorgan yakma hu- yunu belli etti. Kabiliyetlerinin mah- dut olması neticesi her seferinde ge- lip dayandığı başarısızlık hududuna, hem bu sefer partice, bir defa daha gelip dayanmışlardı. o Y.T.P. müflis ölmüş Hür. P. nin varisi durumun- dan bir adım ileri gidemiyor, en kuv- vetli rakibi A.P. ile giriştiği yarışta mütemadiyen mesafe kaybediyordu. D.P. oyu avcılığında Gümüşpalanın Alicandan çok daha usta bir avcı çık- ması, ilk günler Menekşe Sokakta kurulan hayallerin, yerlerini bir ka- ramsarlığa bırakmasına yol açtı. Bu- ya çıktı, Yalçın ise Gürsele kur yap- maya koyuldu. Fakat bundan ne de- nizdeki balık, ne gökteki Halik mem- nun olunca tutum Y.T.P. lilerin zim- met hanesini okabartmaktan başka netice vermedi. Yeni Türkiye Partisinin kurulu- şundaki karışıklık, teşkilâtlanma sa- vaşında da başgösterdi. Elde prog- ram ve tüzük kalmadı. Teksir edilen ve dağıtılan Parti programı tükenin- ce müteşebbis heyetlere bol bol na- sihat veriliyor ve "canım bizleri tanı- mıyorlar mı?" deniliyordu. Matbaa- da basılmağa başlanan programın €- le geçişi, ancak haftanın sonlarına rastladı. İl teşkilâtlarının kuruluşunda da Y.T.P. liler için hayli zorluklar çıktı. Kurucular gerçi "DP. li vatandaşa kapımız açık" diyorlar ve mümkün mertebe yuvarlak (o laflarla durumu idare etmeğe çalışıyorlardı ama, il teşkilâtlarına sızacak azılı D.P. iller- den de ziyadesiyle çekiniyorlardı. Zi- ra halkoyunca pek iyi tanınan bu ze- AKİS, 13 MART 1961