YURTTA OLUP BİTENLER Bildi. Vatandaşlar sağduyularıyla hareket ediyorlar ve sükünetle genel seçimleri bekliyorlardı. (Ancak suyu bulandırmağa devam edenler vardı, bunlar da sükünetle toplanıyor ve haklarında gerekli takibat yapılıyor- du İkinci mesele, Türkiyede tesisi ar- zulanan ağır sanayiin kurulmasıyla ilgiliydi. Gerek Bakanlar Kurulu, ge- rekse Komite bu meseleyle yakından ilgileniyorlardı. Nitekim haftanın so- nunda Sanayi Bakam Kocatopçuoğlu bir cazip seyahate hasırlanıyordu. Avrupaya gidecek tetkik ve temaslar da bulunacaktı. Haftası pek fazla dolgun geçen Bakan, İçişleri Bakanı Zeytinogluya Ege seyahati, Bakanlar Kuruluyla Milli Birlik Komitesinin müştereken yaptığı toplantıda hediye edildi. Ba- kan İzmire gidecek ve civar valiler- le yapacağı toplantıda bazı mesele- leri ele alacaktı. Meselelerin başında elbette ki suyun yüzüne çıkan faali- yetler geliyordu. Bunun en fazla gö- rüldüğü o bölge de, Ege bölgesiydi. Zeytinoğlunun bu tip gezileri devam edecek ve bölge toplantıları sık sık yapılacaktı. Gaye o seçim arefesinde bâzı şaşkın ördeklerin hâdise çıkar- maması ve düzgün akan demokrasi nehrinin suyunun bulandırılmamasıy- dı Haftayı oldukça sıkıntılı geçiren bir Bakan da Sarper oldu. Hele haf- tanın ortasında üşütüp, iki gün evde yatmağa mecbur kalınca dinamik Bakan az kaldı sıkıntıdan patlıyordu. Neyse ki evde kendisini oyalayan pek sevgili bir kedisi vardı. Sarper, haf- tanın başında yapılan müşterek top- lantıda en fazla söz alan Bakan ol- vaplandırdı. memleketleriyle İhtilâlden bu yana münasebetlerimizin izahı geliyordu. Sarper her birini ayrı ayrı anlattı. İkinci mesele (Sovyetler tarafından verilen nota ve Türkiye Cuhuriye- tinin cevabi notasıydıı. Dışişleri Ba- kanı bunu da izah etti. Meseleyi ba- şından alıp sonuna kadar getirdi. Sözlerini bitirdiği zaman hakikaten bir hayli yorulmuştu. Kabinenin, Komite üyesi iki Bâ- kanı -Ulay ve Özdiiek- Komite ve Bakanlar Kurulu arasındaki köprü- yü teşkil ediyorlardı, Özdilek günü- nün büyük bir kısmım artık Başba- kanlıkta çalışmağa başlayan Gürsel- le geçirmekte ve Devlet Başkanına yardımcı olmaktaydı. Gürsel ve Öz- dilekin Başbakanlıkta (geçirdikleri saatler sekizin altına nadiren düşü- yordu. Bu yüzden Başkanın doktor- ları endişeye okapılmaktaydılar. An- 16 Nasır Zeytinoğlu İş başa düştü cak, Generale çalışmak inanılmıya- cak derecede iyi geliyor, yorgun düş- mesine rağmen sıhhati gün geçtikçe mükemmele doğru gidiyordu. Hele son günlerde adamakıllı açılmış ve sabahları hareket yapması için getir- tilen özel bir bisiklette doktorların müsaadesinin çok üstünde egzersiz- başlamıştı, (o öyle ki, işte aşırılığa bir son vermesini, halde kendisine bu hareketi yapmayı yasak edeceklerini söylemek zorunda kaldılar. Kuyruklar Görülmemiş suistimaller Son günlerde, bütün Türkiyedeki Cumhuriyet Savcılarının çalışma masalarının üzerindeki dosya yığın- larının yüksekliği, tavanlara biraz da- ha yaklaştı. Esasen işleri başlarından aşkın Cumhuriyet Savcıları, kafala- rını büsbütün kaşıyamaz hale geldi- ler. M.B.K., özel bir kanunla Yüksek Adalet Divanının yükünü hayli ha- fifletmiş ve on yıllık sabık iktidar devrinin Türk Milisti namına hesap sorma mesuliyetinin bir kısmım da, umumi hükümler dairesinde normal adalet mercilerine devretmişti. Bahis konusu özel kanun gereğin- ce, Geçici Anayasanın 6. maddesinin şümulü dışında kalan şahıslar ve suç- sevkolunacaktı. sorma ameliyesi, Yassı adadaki jim- nastikhaneden bozma tarihi duruşma salonunun dışına da taşırılımaktadır. Düşük Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar ve Milletvekillerinin vazi- felerinden doğan suçlarla, bunların yukarıda zikrolunan fiillerine iştirak eden suçlar dışında okalanlar, Ağır Ceza mahkemelerinin selâhiyetl da- hiline sokulmuştur. Dolayısıyla düşük Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar ve milletvekilleriyle (o diğer Yassıada sanıkları, vazifelerinden doğan suç- lardan-veya bunlara iştirakten Yük- sek Adalet Divanı tarafından beraat ve tahliye ettirilseler dahi, eğer adi suçları varsa bu sefer Ağır Ceza mahkemeleri yakalarını (o bırakmıya- caktır. Meselâ münfesih DP. nin Ge- milletvekili Hüseyin Fırat, nel seçimlerini müteakip Mersinde C H.P. li Mahmut Baytunçu katletme- nin kefaretini Ağır Ceza mahkeme- sinde ödiyecektir. Düşüklerin veya yakınlarının Ge- çici Anayasanın 5. maddesinin dışın- da kalan suçlarının en tipiği, iktisaplardır. Düşüklerden ve M nin bir tefsir kararıyla kadroları ge- nişletilen düşük yakınlarından iste- nen mal beyannameleri, haksız ikti- saplar üzerine pertavsız tutmuştur. Mal beyannamelerini tetkik ve dü- şüklerle yakınları hakkındaki tahki- katı idare eden Yüksek Soruşturma Kurulu, özel kanun gereğince Geçici Anayasanın 6. maddesinin şümulü dışında kalan suçlara ve şahıslara ait dosyalan peyderpey ilgili Cumhuriyet Savcılıklarına göndermektedir. Böy- le bir sevkiyatta, Yassıada dışındaki düşük yakınlarına ait dosyalara ön- celik tanınmaktadır. Geçtiğimin haftanın sonuna kadar, sâdece İstanbul Cumhuriyet Savcılı- -ına, gelen dosyaların adedi 45'i bul- muştur. Yüksek Soruşturma Kuru- lu, Sorgu Hâkimliği mesabesinde te- lâkki edildiğinden, dosyalar ayrıca Sorgu Hakimliğine tevdi olunmadan Ağır Ceza mahkemelerine İntikal et- tirilmektedir. Gene geçtiğimiz hafta- nın sonuna kadar. 45 dosyadan doku- AKİS, 13 MART 1961