Dış Alemde Dostlarla Dostça Konuşma Hür dünya basınının Türk Milletine, Menderesin zulüm idaresine karşı yaptığı savaştaki yardımı ebediyen ve minnet hisleriyle hatırlanacaktır. Bilhassa 28 Nisan- dan sonra tamamile kapatılan âmme hayatımızda tek gelmiştir ve hür dünya kütleleri tenvir etmişlerdir. yabancı muhabirler minin mahiyetini dünya ri önüne sermişler ve itibarını tarafta kaybetmesini sağlamışlardır. e Bilhassa anglo - sakson basını, hele İngiliz gazeteleri hakikaten değer- li destek sağlamışlar, hâdiselerin mahiyetini açıkça an- latmışlardır. Gerçi iki "mythe - efsane" hemen sonuna kadar o çevreleri rahatsız etmiştir. Bunlardan birincisi ve en asılsızı, geniş köylü tabakasının Menderesin De- mokratlarını tuttuğu hikâyesi olmuştur. 1957 seçimle- rinin açık neticesi bile bir çok kimseyi bu peşin hük- mün tesirinden kurtaramamıştır. İkinci inanç ise, plân- sız ve programsız hareket etmekle beraber Mendere- sin ekonomi politikasının bazı meyvalar verdiğidir. Ama Menderes bütün örtüleri atıp diktatörlük yarışında ken- disini çırılçıplak gösterince hür dünya basını vaziyetini almış ve Türk milletinin yanında, sabık olmamak için çırpman düşük Başbakanın karşısına dikilmiştir. O ta- rihlerde böyle davranan yabancı muhabirlerden biri de, İngiliz basınının Türkiyedeki tek ciddi ve devamlı tem- silcisi David Hotham olmuştur. Bu tutumundan dolayı devrin iktidarından zaman zaman azar işitmiş olan david Hotham, bir süredir İn- giliz gazetelerine bir belirli istikamette yazılar yazıyor. Bu yazılardan son bir tanesi, muteber The Sunday Ob- serverln 5 Mayıs tarihli sayısında yayınlanmıştır. "Bir Anayasa Meselesi" başlığım taşıyan yazısında muha- bir, kendi görüşüne göre Yassında duruşmalarını ele alıyor. Bu duruşmaların cereyan tarzım umumiyetle tasvip ediyor, bunun böylesine şiddetli Hükümet deği- şikliklerinden sonra adet olmadığını belirtiyor, sonra "Anayasama İhlâli" konusunda tarafsız gözlerden zi- yade sanık avukatlarının beğendikleri bir zaviyeden fi- kirler serdediyor. Hotham'ın hareket noktası yanlış ol- duğundan, tabii vardığı netice doğru olmuyor. Zira Hot- ham'a bakılırsa Türk C. Kanununa Anayasanın ihlâline ölüm cezası verme hükmü Atatürk tarafından, Atatürk reformlarım muhafaza gayretiyle konulmuştur! Muha- bir bundan sonra meşru yoldan seçilmiş bir hükümetin Anayasayı ihlâlini anlamadığını söylüyor ve antidemok- ratik kanunların halk tarafından seçilmiş bir Meclis ekseriyeti tarafından çıkarıldığını hatırlatıyor. Tezinde daha kuvvetti olmak lala de İönttnttin 1942'de Varlık Vergisini çıkarmakla Birinci Cumhuriyetin Anayasası- nı, Gürselin ise 14'ler hareketi sırasında İhtilâlin Geçici Anayasasını ihlal ettiğini İleri sürüyor. Mantığın tam bir "Ali Fuat Başgii mantığı" olduğunda zerrece şüphe yoktur ve zâten İngiliz gazetecinin araya araya "Ana- yasanın İhlâli" diye bulabildiği iki misalin de fevkalâde AKİS, 13 MART 1961 David Hotham zamanlara -Harp ve İhtilal- ait olması kendisi için bir büyük talihsizliktir. Hele Menderesin, Anayasanın ru- hunu, esprisini ihlâl ettiğini ve anglo-sakson gazete- cisinin görmemesi ve kendisini, Başgil gibi düşünenle- rin dar çerçevesi içinde hapsetmesi yadırganması ge- reken bir husustur. Ama bu fikirleri, nihayet bir dü- şünce tarzı, bir görüş saymak kabildir. Ancak, kendisini pek yanıltan ahbaplıklara sahip olduğunu bir süredir yazdığı ziyadesiyle ekzantrik ve paradoksal yazılarla belli eden David Hotham bir nok- tada feci şekilde yanılmakta, bütün objektiflik kaide- lerini çiğnemektedir. " avı"na çıkmış bazı alaturka kurnaz politika esnafı için olduğu gibi, Hot- ham için de Menderes hükümetleri "Türkiyenin gördü- gü en dinamik hükümetler"dir ve yaptığı bir çok işler ilerde memlekete fayda sağlayacaktır! Zaten -burada David Hotham "muhakkak olan şudur ki" demektedir- Türk halkının geniş bir kısmı, muhtemelen ekseriyeti Menderes Hükümetini son zamanlara kadar tutmakta devam etmiş ve bir hükümet darbesinin lüzumuna ka- ni olmamıştır! Bu yüzden de Yassıada duruşmalarında düşük liderler teşhir olunup küçük düşürülerek ikti- dardan uzaklaştırılmaları haklı gösterilmek istenmek- tedir! Senelerdir aramızda yaşayan, aklı başında olması gereken -zaman zaman bunu ispat da etmiştir- bir de- ğerli İngiliz gazetecisinin hislerine ve ihtiraslarına ka- pılması tabii bazı dehşetengiz zevat gibi şeşi beş gör- mekte oluşuna hayret etmemek gerçekten kabil değil- dir. Bu neviden, her türlü objektiflik esaslarından uzak hükümleri ciddi İngiliz gazetelerine ciddi ciddi yazmak "Basının Sorumluluğu" meselesini ister istemez hatıra getiriyor" Gazetecilerin, memleketlerin demokrasi yo- lundaki mücadele ve gayretlerini bir spor müsabakası ibi görmemeleri ve illâ "aleyhte olmak" için dün ak dediklerine bugün kara demeye kalkışmamaları bir bü- yük lüzumdur. 27 Mayıs günü Menderesin Türkiyede Türk halkının ekseriyeti tarafından tutulduğunu sana- bilmek, hele söyleyebilmek için hafif terelelli olmak kâ- fi midir, o bile münakaşa konusudur. İhtilâle düşük Baş- bakanın o Görülmemiş Kalkınma edebiyatının yol açtığı ve bu ekonominin nesillerle Türkü yüklerin en ağın al- tında bıraktığı artık herkesin bildiği gerçeklerdir. Hotham'a, eğer "manle de oontradietion" ile malul değilse, yapılabilecek en iyi tavsiye çevresini genişlet- mesi ve hâdiseleri daha geniş açılardan görmeye çalış- maşıdır. Zira bizim böyle bir anımızda bizim gerçek dostlarımızın davranış tarzı bu olmamak gerekir. Yok, Hotham bu çeşit bir dertle malülse, varsın istediğini yazsın. Bu memlekette artık hasta hürriyeti var ve ken- disinin pek iyi tanıdığı Belgeler ve Dülgerler, kimseye sarar veremeyecek hale getirilmiş, Yassıadada, Hot- ham'lara küfretmiş, onları tahdit etmiş olmanın ceza- sını beklemekteler. Zedelenen, sadece İngiliz gazeteci- liğinin İtibarı olacaktır.