ZABITA Cinayetler Kanlı milyonlar... Şatafatlı makam , odasındaki dik- dö i yazılmış İstanbulun genç ve dirayetli Emniyet Müdürü Nevzat Emrealp tarafından muhtevası (öğrenilmeden hiçbir fevkalâdeliği yoktu. Düzgün ve itinalı bir el yazısıyla çizgili kâ- gıda yazılmış ve Beyoğlu Postaha- nesinden atılmış ihbar mektubunun satırlarına göz gezdiren Emrealpin heyecanlanmasına, fıtri osoğukkanlı- lığı dahi mâni olamadı. Zira meçhul Ur şahıs tam 16 ay sonra, bir za- manlar efkârı umumiyeyi çalkal yan ve basının "Haznedar Çiftliği Cina- yeti" ismini taktığı feci polisiye ha- dise hakkında ciddiye alınmaması imkânsız ipuçları vermekteydi. 1959 yılının I Ekiminin meşum gecasinde, Haznedar Çiftliğinde, eski Londra asfaltının kenarındaki benzin istasyonunun yaz hanesine, elleri ta- bancalı irikiyım iki adam girmiş, içeride yedi yaşındaki torunu Atillâ ile oturmakta olan 65 yaşındaki mül- timilyoner Ahmet Merterin karşısı- na dikilmişti. Gelenler para istiyor- lardı. Dehşete kapılan Merter, üze- rinde ve çekmecede bulunan 5 bin li- 22 ra kadar parayı meçhul adamlara vermiş, fakat gene de katledilmekten kurtulamamıştı. Tabancalardan çı- kan dört kurşundan iki tanesinin i- sabetiyle ruhunu teslim etmişti. Çif- te katiller, cinayeti, bir soygun süsü vererek işlemişlerdi. o Olayı, benzin istasyonunda çalışan Cemal Ertan bir aralık pencereden görmüş ove derhal Merterin emektar şoförü Ah- met Yılmaza haber vermişti. Yılmaz ile Ertan kaatilleri otakip etmeğe yeltenmişler, ancak onlar iki gölge gibi uçsuz bucaksız tarlalarda ka- ranlıklara karışıp Oo kaybolmuşlardı: Korkudan donup kalan küçük Atilla ile Yılmaz ve Ertan kaatilleri iyice teşhis edememişler, o sadece birinin kır saçlı olduğunu farketmişierdi. İstanbul polisi (günlerce ( geceli gündüzlü hummalı bir faaliyet gös- termiş, bir türlü müsbet bir netice- ye ulaşamamıştı, (oönceleri (obütün şüpheler sefil bir hayat yaşamakta olan ve mirastan mahrum bırakıla- cağını bilen Merterin büyük Oğlu Tahsinde toplanmıştı. Fakat Tahsin cinayet gecesi Beyoğlunda basık ta- vanlı bir meyhanede demlendiğini ispat ederek yakayı sıyırmıştı. Daha sonra 37 yaşındaki Tahsinin yakın arkadaşı kır saçlı fırıncı Mehmet Bi- ber nezaret altına alınmıştı. Zama- nın Emniyet Müdürü ölü Faruk Ok- tay, hop kalkıp hop oturan efkârı umumiyeyi avutmak için bir failin bulunp Adliyeye sevkini istiyor ve Biber üzerinde ısrar ediyordu. Fakat tahkikatı idare eden Cinayet Masası Şefi Şeref Kılıçtakan. Biberin kaatil olamıyacağını ileri sürerek masum fırıncıyı serbest o bırakmıştı. Düşük Cumhurbaşkanı Celâl Bayar ve İs- tanbulun o zamanki tıknaz ve kat- merli enseli Valisi Ethem Yetkiner dâhil, sağdan soldan gelen çeşitli fu- züli müdahalelerden yaka silken Kı- lıçtakan, selâmeti naklini istemekte bulmuş ve Vana gönderilmişti. Daha birkaç kişinin nezaret altına alınma- sına rağmen kesin herhangi bir delil elde edilememişti. Tâa ki, Od hafta evvelki salıya kadar... Kiralık Katiller Merter, meşhur ve zengin çiftçiler- d zinedarbaşısı olan dedesi, anlaşılan, bal tuttuğu parmağını yalamaktan çok ileri gitmişti. İriyarı, alaturka- meşrep bir adam olan Merter, işçi- leri arasında "Baba", Istanbulda ve Trakyada “"Ahırköylü Ahmet Bey" olarak tanınırdı, İstanbulun birçok semtindeki arsaları ve diğer gay- rımenkulleri, çeşitli (o şirketlerdeki Başsanık Adnan Özpetek Kiralık kaatil önemli hisselerinin karşılığı, su için- de 100 milyon lira ederdi. Mei sık sık Kırkpınarda görünür ve güreş- çileri korurdu. Kırkpınar lt müstesna bir merakı vardı. 1958 de de 10 bin lira vererek Kırkpınar Ağa- lığı ünvanını satın almıştı. İlk defa kendisine Tahsini dün- yaya getiren Mirünnisa adlı bir ka- dınla evlenmiş, fakat onunla 30 se- ne önce boşanmıştı. Müteakiben de seviştiği Avusturya asıllı Sofie ile evlenmiş ve ikinci izdivacından da Atillânm baban Rauf dünyaya gel- mişti. Sofie'nin kendisini avucunun içine alması üzerine Merter. Tahsine karşı sert davranmağa (o başlamıştı. Her fırsatta Taksine, kendisini mi- rasından mahrum edeceğini söylü- yordu. Bir taraftan da bütün ser- vetini Raufa bırakacağını ima edi- yordu. İşçilerinin sevk ve idaresini devrettiği Rauf para, Tahsin ise yokluk içinde yüzüyordu. Rauf Ni- şantaşında (mükellef bir apartman- da, Tahsin ise Topkapı Surları dı- şındaki Haznedar Çiftliğinin bir ku- lübesinde yaşıyor Ooo yaptığı işe mu- kabil babasının bağladığı 400 » 500 evli ve iki çocuk gm tehlikeli bir kompleksinin İçine atmış, alkol ise dejenere etmişti. İşte Türk polis ta- rihine geçecek facia (cinayetlerin değişmez unsuru kadın parmağı ve parası bol, aklı az bir babanın oğlu- nu ihmali neticesine meydana çık- mişlerdi. AKİS, 13 ŞUBAT 1961