Mülkiye Olayı reğe çekeceksin ve marşın son kısmı «konarken de ya- vaş yavaş bayrağı yarıya İndireceksin." Marş hep birlikte söylenmeğe başlandı. Baş hademe ve kendisine yardım «den idare memurları bayrağı di- reğe çektiler ve tekrar yavaş yavaş yarıya indirdiler. Bir ara polisin ön bahçeden elinde tabancaları ve copları olduğu halde hücuma geçtiği görüldü. Taş yağ- muruyla karşılaşınca geriledi. Fakat şunn da söylemek gerekir ki, bu Fakülteden mezun bâzı genç idare âmir- leri polisin önüne geçtiler ve kendi okullarına karşı yapılan bu hücumu önlediler. Biraz sonra bir itfaiye arazözünün Fakülte önüne doğru geldiği görüldü. Balkonda bulunan hocalar ve talebeler, mukabelede bulunmak üzere Fakülte yangın hortumlarını açarak su sıkmak İstedilerse de, binanın suyunun as sonra kesildiğine şahit oldular. Bu andan itibaren balkondan görülen manzara şuydu: Ön bahçe- de ve balkonda bulunanların üzerlerine su sıkılmaktay- dı. Onlar da mukabilinde taş ve kömür atmaktaydılar. Üç itfaiye neferinin güçlükle muhafaza ettiği hortum bir balkondakileri hedef almaktaydı, bir ön bahçedeki- lerL Talebeler yavaş yavaş geriliyorlardı. Tam bu sı- rada balkondan atılan bir taş üç itfaiye neferinin tam ortasına düştü ve bunlardan biri hortumu bıraktı. Hu- kuk Fakültesi tarafındaki ağaçların arasından aniden fırlayan bir Deniz subayı, artık hortuma Zor haldin olan iki itfaiye neferini enselerinden tutup geri çekince, ta bahçedeki talebeler aniden bir hamle yaparak ara- zözü ele geçirdiler ve vitesden attılar, tekide tonlarca su bulunan araba, meyilli yokuştan geri geri gitmeğe başlayınca, talebeler önlerine kattıkları polisleri rica- ta mecbur ettiler. Silâhlar müsavi olunca galibiyet, imanla savaşanlarda; üstünlük, hürriyet İçin vuruşan- larda kaldı Köroğlunun hakkı var: "Tüfek icad edildi, mertlik bozuldu." Artık duyulan, tabanca ve tüfek sesleriydi: Hedef gözeterek atış, yaralamak kasdıyla atış, vurmak için atış! Mülkiyeyi arkadan vurdular! Tarihinde ken- disine şeref veren yaralardan pek çoğu göğsünde mev- cuttu, ama Mülkiye ilk olarak arkadan vurulmaktaydı. Onbeş dakika kadar süren bu ateşten sonra polis Fa- kültenin içme girdi. Ateş etti, vurdu ve kadı. Herhalde Menderesten aldıkları emri yerme getiriyorlardı: "Bah- çelerine girmek ne demek? Kürsülerine kadar gideriz!" İçerde duruma ancak hocalar hâkim oldular. Polise emir verip hücum ettirenler, herhalde korkudan olacak, bi- nanın içerisine girmeğe cesaret edememekteydiler. Ne- den? Şahıslarına karşı bir hareket yapılacağından çekin- dikleri için mi? Onların şahıslarından gençliğin bir ta- lebi yokta ki!.. Nitekim, 555 K'da sakıt Menderes Hür- riyet Meydanında: “Öyleyse beni öldürün!" deyince, ağ) Mülkiyeli gençlerden (aldığı cevap şu olmuştu: — Biz elimizi. senin kanınla kirletmek istemeyiz! İstifa et, yeter! Nihayet Örfi İdare Kumandanı aldığı emri yerine getirdi. Bu yüz yıllık müesseseyi teslim aldı ve on se- nelik hapis cezasından kurtuldu! Ama, ne zamana ka- dar? 27 Mayıs sabahı da silâh sesleri duyuldu. Fakat, bunlar hürriyeti terennüm etmekteydiler. Gözettikleri hedef kısanlar değil, zulümdü!... . Bu mücadelede Mülkiye uhdesine düşeni eksiksiz yaptı. Çünkü bu vazifeyi yerine getirmek için lâzım olan kuvvet "damarlarırdaki asil kanda mevcut"tu ve vatanın gözyaşlarını dindirecek olanlar artık yetişmiş- lerdi Mülkiye önünde polis faaliyette Hatırla Menderes... AKİS, 13 ŞUBAT 1961