YURTTA OLUP BİTENLER lardı. Komite toplantısında üyeler arzularını tenkit ve temenniler ola- rak komiteye sunmak fikrindeydiler Bu mevzuda ilk faaliyete geçen, ta- bu Komitenin en genç üyesi Muzaf- fer Özdağ oldu. Özdağ teksir edil- miş tasarıyı ele alır almaz kendi "brain - trust" ünü teşkil eden ve hem sosyalist, hem de "anti parti" fi- kirlere sahip genç aydınlarla birlik- te çalışmağa başladı Devlet Başkanlığı Babacan Orgeneral adem bıyıklı, babacan tavırlı Or- B general, etrafını çepeçevre almış bulunan genç adamlara müşfik bir nazar atfetti, sonra saf kolunu dir- seğinden hafifçe bükerek yukarı kal- dırdı ve şehadet parmağı ile pistte son iniş manevrasını yapan büyük Ambasadör tipi uçağı işaret ederak: — Kim uçağın baş pilotu aca- ba?" dedi. Gri-yeşil gözlerinde belli bir pırıl- tı göze çarpıyordu. Genç bir gazete- ci hemen cevabı yetiştirdi: “Ürdün Hava Kuvvetleri Kuman- danı, Paşam." Babacan General, cevabın geldiği tarafa yarı dönerek sesin sahibini a- raştırdı. Cevabı veren genç, bir adım ilerle Hâ ise, Esenboğa hava alanında cereyan ediyordu. Genç gazetecilerin çepeçevre etrafını aldıkları babacan Orgeneral, Devlet ve Hükümet Baş- kanı Cemal Gürseldi. Alanda, Ürdün nın ortasında bir günü, saatler ise 17 yi gösteriyordu. Babacan Orgenera- lin etrafındaki hale gittikçe sıkılaş- tı. Gazetecilerle Gürsel arasında ko- yu bir sohbet başladı. Dışarda ince- den yağmur yağıyordu. Gazeteciler, Başkanı her zaman olduğu gibi sual yağmuruna tuttular. Babacan Or- generalin kava alanında bir basın toplantısı yapmağa niyeti yoktu. O- nun için suallere pek cevap verme- di. Fakat gazeteciler sabırlı ve azim- liydiler. Bir ara mevzu, gazetecile- rin kendi meselelerine ( intikal etti. Başkan Gürsel bu mevzu İle alâka- lanıyordu. Gri-yeşil (o gözlerini genç adamların üzerine dikerek: "— Benim gibi Başbakanı nere- de bulursunuz? Ne deseniz yapıyo- rum" i. Bu sözler Orgeneralin etrafında biriken basın mensuplarının pek hoşlarına gitmişti. (Fırsatı ganimet bilen bir gazeteci, fikir işçileri ka- nununun ne zaman tadilâta uğraya- cağını sordu. Gürsel muhatabını dik- katle süzdü ve: 28 "— Çok acelecisin" dedi ve her zamanki müşfik haliyle, "Her şeyin sırası var. Yavaş yavaş hepsini hal- ledeceğiz. Hele sen evvelâ biraz sab- ret" diye ilâve etti. Sonra da, mev- Zzuu değiştirmek niyetiyle, meydan- da motörleri çalışan uçağı yeniden işaretle: uç en iyi tarafı, galiba rüyet sahalarının pek geniş olması" dedi. emen arkasından, genç bir gazetecinin sırtım okşıya- rak ilâve etti, "Ne dersin?" Gazeteciler, babacan Başkandan her hangi bir mevcuda bir şeyler öğ- renemiyeceklerini anlamış olmalılar ki başlarını tevekkülle öne eğdiler ve Kral Hüseyinin istikbal merasi- mini takibe koyuldular. nın alanda hasır olduğunu öğrenin- ce kendisim bekleyen otomobile bin- di ve alana yollandı. Gürsel Esenbo- ğaya geldiğinde saatler 9.10'u gös- termekteydi. Fakat ortada haşmet- lâ Ürdün Kralını getirecek olan u- çaktan eser yoktu. Babacan General 7 geçti ve orta şekerli kahvesi- yudumlamağa başladı. Bu sırada Esenboğada inişe müsait bir karış toprak bulmak mümkün değildi. Bu bekleyip takriben iki saate yakın sürdü. Gürsel sabırla beklerken ga- zetecilerle yârenlik ediyordu. İlgili- ler hemen alman bir haberi Gürsele tebliğ ettiler. Kralın uçağı hava mu- halefeti yüzünden tekrar Ammane dönmeğe karar vermişti. Bu haber üzerine Gürsel ayağa kalkarak: Başkan Gürsel Kral Hüseyinle Esenboğada Plânları altüst eden ziyaret Bir netameli uçak Kk“ Hüseyini getiren Ambasador uçağının Ankaraya o sabah saat 9 da ineceği, daha bir gün önceden haber alınmıştı. Ürdünün genç Kra- lının ne zaman Ankarada olacağı kendisine (o bildirildiğinde, (Başkan Gürsel Başbakanlıktaydı. Esenboğa- da sabahın yedisinde alman tertibat, bu vakitsiz misafirin boyuna gide- cek şekildeydi. Gerçi devr-i sabıkta olduğu gibi, Kral hazretlerini karşı- lamak için binlerce liraya mal olan taklar çok evvelden yapılmamıştı a- ma, gene de Kral, şânına lâyık bir merasimle karşılanacaktı. Fakat ev- deki hesap çarşıya uymadı. General Gürsel merasim kıtası- "— Öyleyse şehre dönelim" dedi. Üzerinde kışlık Orgeneral üni- forması vardı. Bir gazeteci, yeşil ha- kinin Başkana çok yakıştığını söyle- Gürsel (o keyiflendi. Salondan hep birlikte çıkıldı ve bir merasim korteji halinde yola Başkan Gürselin (OBaşbakanlıktaki odasına girmesinden tam bir saat Sonra gelen haber, Gürselin tekrar bir Esenboğa yolculuğuna hazırlan- masına sebep oldu. Haşmetlü Kral hazretlerinin uçağı saat 14 de mey- danda olacaktı. Haber gazetelere de telefonla bildirildi. Alana tekrar bir gazeteci akını başlamıştı. Fakat son bir haber gazetecilerin tepesini at- tımağa yetti: Kralın uçağı bu defa AKİS , 21 EKİM 1960 revan olundu.