YASSTADA DURUŞMALARI rülü bu arada 6/7 Eylülün Zorlunun ithamı ve Menderesin tertibi olduğu Kanaatinin de sâdece bir tahminden ibaret bulunduğunu ve bir delile da- yanmadığını kendisinin (böyle bir vicdani neticeye (düşünce ve inanç yoluyla vardığını açıkladı. Bu sırada Menderes doğrulmuş- du. Fakat Başkan, daha evvel söz is- temiş olan Zorluyu mikrofona çağır- dı. Zorlu Dışişleri Bakanı bir gün ev- velki şirretlik istidadını kaybetmiş- ti. Elleri önünde bağlı, sakin ve edep- li konuştu. Başkan kendisinden bu ilham hikâyesi"nin ne olduğunu so- ruyordu. Zorlu bunun. (Köprülünün ve bizzat ifade ettiği gibi bir kana- natten ibaret bulunduğunu, hiç bir delile dayanmadığını söyledi. Ayrı- ca, Londradaki nümayişleri tertiple- diği iddiasını reddetti. Başkan daha velâ Zorlu, Gökaydan bir hususun sorulmasını istedi. Başbakanın ken- disine "İstediğin nümayiş burada da Oldu" dediğini kimden duymuştu? Bu, Oökaym kulağına nereden gel- mişti? Gökay, "İsmet İnönüye veri- len bir rapordan** dedi. Evvelâ kimse anlamadı. Sonra mesele anlaşıldı. Babıâlide Milli Emniyetten Olduğu sanılan ve Gökayın adamı olduğu bilinen Aziz adında şüpheli bir adam dolaşıp dururdu. o Anlaşılan bu zat Fazıl Şerafeddin Bürge vasıtasıyla İnönüye bir rapor göndermiş, bunun bir suretini hamisi Gökaya vermiş, bir üçüncüsünü de her halde Milli Emniyete sunmuştu. Bütün bu du- ruşmaların ortaya koyduğu başka bir hakikat Milli Emniyetin düşük- lerin devrinde nasıl perişan bir halde bulunduğu hakikati oldu. Çok taraflı Köprülü Yüksek Adalet Bir "İstanbula sonra, "Sanık Adnan Menderesi" de- di. Düşük Başbakan, o ezik tavrıyla mikrofona yaklaştı. Başol ihtar etti: "— Kısa! Eğer uzatırsanız kese rim. Kısa söyleyeceksiniz.. Menderes de Köprülünün iddiala- rının birer tahminden ibaret bulun- duğunu ileri sürdü ve Başkan tara- fından süratle yerine gönderildi. Ar- kadan Alâaddin Erişin tanık sıfatıy- la verdiği ifade okundu. Bunda mey- illin çıkan, İstanbulun eski valisiyle İstanbulun eski polis müdürünün, bu vazifeleri deruhte ederken kavgalı bulunduklarıydı! Şehir, doğrusu iyi dare edilmişti. Saat 12'yi geçmişti. Başkan celseyi tatil etti. Yeni sualler Öğleden sonraki celse, alaka uyan- dırıcı bir hava içinde başladı. Ev- 12 dönelimci” Divanına ifade veriyor daha... oynayanlar, uydurma rapor düşen- ler.. Müteakiben mikrofon başına Ba- yar geldi ve Gökayın başka bir iddi- ası üzerine görüşünü açıkladı. Göka- ya bakılırsa düşük Cumhurbaşka- nıyla düşük Başbakan Floryadan Haydarpaşaya geçerlerken yolda nü- mayişçiler dolayısıyla müşkilata uğ- ramışlar, bu yüzden istikamet değiş- tirmek sorunda kalmışlardı. Bayar bunu reddetti. Yolda basit talebe toplulukları görmüşlerdi. Bayar, Köp rülünün de kendileriyle birlikte bu- lunduğunu söyledi. Başkan Köp- rülüye bunun doğru olup olmadığını sordu. Köprülü reddetti. Hayır! Kendisi Haydarpasaya trenin hare- ketinden yarım saat evvel ve Anado- lu yakasından gelmişti. (o Düşüklerle ilk karşılaşması orada olmuştu. Baş- ka şey biliniyordu. Bayar fütursuz, dönüp yerine oturdu. Bundan sonra savcı, bilhassa Menderesten bir ta- kım hususlar sordu. Siyaset meseleleri gesel suallerini yazılı olarak ha- E zırlamıştı Bunların sâdece sayısı çok değil, hacimleri de kabalıktı ve doğrusu istenilirse başarılı sualler olmaktan uzaktı. Başsavcı maddi hususlar üzerinde durmuyor, daha ziyade bazı sahalarda Menderesin politikasının hesabını soruyor, ken- disinin politikacı Olarak başarasızlı- ğını ortaya koymak istiyordu. Nite- kim Başkan Başol zaman zaman Başsavcının sözünü kesti ve Onun sokulmasını istediği sualleri "maddi hususlara dokunmuyor" diye sorma- dı. Bu, gayet iyi tesir bıraktı. Demek ki usulün dışına çıkan avukatlar da olsa, Başsavcı da, men Egeselin sualleri arasında mad- di hususlara da temas edenleri vardı ve bunlara Menderesin mukabelesi çok alâka uyandırıcı oldu. Meselâ Rum Patriği Athenagoras hadiseler- den sonra Başbakana zehir zembe- rek bir mektup azmış, hükümeti ağır şekilde itham etmişti. Mende- res bunun üzerine ne yapmıştı? Dü- şük Başbakan mikrofona gelerek 1- zahat verdi. Mektubu, "o günün üzün tüsü içinde heyecanla yazılmış bir mektup" saymış ve bir kenara bi- rakmıştı! Menderesin söylemediği, İstanbul rumlarının oylan için Pat- rik efendiye güvendiği ve onunla a- rayı iyi tutmak istediğiydi. Başsav- cınn öğrenmek istediği başka bir husus 6/7 Eylül hâdiseleri hakkında Meclis Tahkikatı açılmasına Mende- resin niçin mâni olduğuydu. Düşük Başbakanın bu vesileyle söylediği sözler ibretle dinlendi. Menderese göre, eğer Grup ve Meclis isteseydi Meclis Tahkikatı açılırdı! Madem ki açılmamıştı, de- mek ki istememişti. Başkan “Gruba müessir olduğunuza göre. di. Sanki Menderes bunu ilk defa işitiyor du. O kadir hayret etti- "Bendenin Gruba tek başıma hakimdim bir mütalea ileri sürülemez" Salonda gülüşmeler oldu. D.P. darının Kuvvetli Adamı, kudretini inkâr ediyordu. Sonra, mahkemeler Kazai organlar işe el Tahkikatına ne lü- zum Başkan ve Başsavcı mahkemelerin herkesi beraat ettir- diklerini, bunun üzerine hakiki me- sullerin aranmasının niçin terkedil- diğini sordular. Menderes, kabahatin Mecliste olduğunu ima etti. Meclisin kararlarına karşı boynu kıldan in- AKİS, 24 EKİM 1960