24 Ekim 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 24

24 Ekim 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 24
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER Anayasa Cadı kazanı çıçlarınm akları hayli fazlalaşmış konuşkan adam uçaktan alelace- le indi ve elindeki çantasını sallaya sallaya Terminalin çıkış kapısına doğru ilerledi. Yeni gelmiş bulunan uçağın henüz durmayan motorunun rüzgarı, adamın kırçıl saçlarım da- ğıtıyordu. Uçağın bu ilk aceleci yol- cusunun yolu tam kapının ağzında kesildi. (o Yolkesenler (o gazetecilerdi. Genç, fakat olgun görünüşlü adam gülümsedi ve sağ elini havaya kaldı- rarak: "— Hayrola, ne var gene?" de- Muhatapları da ellerini kaldıra- rak selâma mukabelede bulundular, fakat ne olduğunu söylemediler. Za- ten mesele izaha ihtiyaç göstermiye- cek kadar açıktı. Kırçıl saçlı ada- mın adı Muammer, soyadı Aksoydu. Meşhur Anayasa Komisyonunun da- ha meşhur bir üyesiydi. Aksoy, me- rakını giderememiş olmalı ki, ken- disini istikbale gelen genç adamlara bir kere daha sordu "— Buralara kadar zahmet et- mişsiniz, e ai bir şeylerin koku- sunu aldın Genç ZANGORAlIGE uzun zaman beklemiş olmanın verdiği bir tezcan- lılıkla hemen sadede geldiler. İçlerin- den birisi öne atılarak: — Muammer bey, Anayasa Ko- misyonunda anlaşmazlık çıkmış, bu mesele hakkında bizi tenvir eder mi- siniz?" dedi. Anayasayı hazırlamakla görevli meşhur Komisyonun (meşhur üyesi Aksoy, bu suali dikkatle dinledi ve kısa bir süküttan sonra mevzua gir- di. Muhakkak ki Aksoy, bu tip sual- lerle daha evvel İstanbulda da kar- şılaşmıştı. Onun için mesleğinin ver- ba bir alışkanlıkta ve rahat bir i- ile: — Anlaşmazlık, oylamadan çık- tı." dedi ve sonra yüz hatları asabi bir şekilde takallüs ederek ilave et- ti: " —Onar, oylamada baskı yap- mıştır”. Sözlerinde büyük bir katiyet var- dı. Anlaşılan, Aksoyun bu meseleden oldukça canı yanmıştı. Aksoy genç gazetecilerin ikinci sualini bekleme- den sözlerine devam etti: — Oylama âdil olmamıştır”. Bu sırada bir gazeteci Aksoya yeni bir sual tevcih etti: — Onar için. İmparator demiş- siniz, doğu mu? soyun bu suale verdiği cevap gene bir katiyet ifade etmekteydi. Aksoy: "- Evet, tekrarlıyorum. o Onarın dedim. Yine burada da bulunduğu yerde serbest bir şekilde tartışmak imkânsızdır” dedi. Gazetecilerin soracakları çoktu. Aksoy ise artık konuşmak istemi- yordu. Fakat bir gazetecinin sordu- ğu bir suale cevap vermek lüzumu- nu hissetti. Sual, Aksoyun, Komis- yonda mevcut görüş ayrılıkları mev- zuunda bir açıklanm yapıp yapmı- yacağı ile alâkalıydı. Aksoy sağ e- linde tuttuğu çantayı hafifçe sol eli- ne aktardı ve sağ eliyle rüzgârdan dağılmış saçlarını düzelterek ko- nuştu: "— Zamanı gelince tabii konuşa- cağım. Bir kaç gün sonra Siyasal Bilgiler Fakültesinde yapılacak se- minerde bir mesele ile alakalı bâzı açıklamalarda bulunacağım". Hâdise, geçen haftanın ortaların- da bir gün Esenboğa hava alanında cereyan ederken, Anayasa tasarısı bir kurye ile Ankara yolunu tutmuş bulunuyordu. Anayasanın hazırlan- masıyla işleri hitama eren Komis- yon üyeleri teker teker vazifeleri başlarına dönmeğe başlamışlardı. İşte Muammer Aksoy bu üyelerden Esrarını geçen hsftenmi ortala- rına kadar muhafaza eden Anayasa tasarısının Milli Birlik Komitesine tevdi edileceği haberi Başkentte du- yulur duyulmaz gazeteciler seferber oldular ve sabahın altısından itibaren Esenboğada nöbet tutmağa başladı- lar. Ne var ki, bu nöbet faslı pek u- AKİS. 24 EKİM 1960

Bu sayıdan diğer sayfalar: