Bir Mülakat Bir Hukukçu Geldi Cc haftanın son günlerinden birinin gecesinde, saat tam 23 te Yeşil- köy Hava Alanına ayak basan üç düğmeli koyu gri bir elbise giymiş 1.84 boylu devkari İsviçreli bir adamın ilk karşılaştığı ve elimi sıktığı bir AKİS muhabiri oldu. Amerikan yapısı 64 kişilik bir dört turbinli perya- neli Elecira - Lockhead uçağının Cenevreden o İstanbula getirdiği siyah yarım çerçeveli gözlüklü ve gerdanı sarkık 47 yaşındaki adam Milletler- Nicholer, akisleri milli hudutlarımızı aşan Yassıada duruşmaları hakkın- da mensup olduğu ve Genel Merkezi Cenevrede bulunan teşkilâta bir ra- por sunmakla görevlendirilmişti. Milletlerarası Hukukçular Komisyonunun maksadı, yeryüzünde hu- kuk prensiplerini desteklemek ve onların terakkisini sağlamaktır. Dola- yısıyla da faaliyetlerini insan haklarının ve temel hürriyetlerin tanınma- sına ve himayesine çevirmiş bulunmaktadır. Türkiye dahil, Hür Dünya- ya mensup 26 memleketin hukukçularını temsil etmektedir. Gayelerine, bültenler ve özel raporlar neşredip dağıtmak, hukuk prensip- lerinin ihlâl edildiği dâvalarda doğru yolu tavsiye etmekve öğrenci se- minerlerinden beynelmilel konferanslara kadar değişen toplantılar ter- tiplemek suretiyle ulaşmağa çalışmaktadır. Aşağıda, AKİS muhabirinin 25 yılık hukukçu Nicholet'ye sorduğu müteaddit suallerin cevaplarını bulacaksınız: "Milletlerarası Hukukçular Komisyonu beni, Yas- sıada duruşmalarını takip ve müşahedelerimi bir rapor halinde sunmakla görevlendirdi. Size temin ederim ki, ziyaretimde hiçbir fevkalâdelik yoktur. o Teşkilâtımın, böylesine önemli ve bütün dünyayı alâkadar eden dâva- lara müşahitler göndermesi mutadıdır. Batı Berlinde 952 senesinde dünyaya gelen Milletlerarası Hukukçular Komisyonu, daha önce meselâ muhtelif vesilelerle İs- panyaya, Portekize, Güney Afrikaya müşahitler yol- lamıştır. Moskovadaki U-2 casus uçağının Amerikalı pilotu Powers'in ve Arjantinden kaçırılan Yahudi Ka- sabı Eichmann'ın Tel-Aviv'de yapılmakta olan duruş- maları müşahütlerimizce takip edilmiştir veya edilmek- tedir. Macar ve Irak ihtilâllerinden sonra açılan muha- kemeleri takip için Milletlerarası Hukukçular Komisyo- nunun müşahit gönderme konusundaki ısrarlı müraca- atleri Budapeşte ve Bağdad Hükümetlerince reddedil- miştir. "Milletlerarası Hukukçular oKomisyonunun tarihi Yassıada duruşmalarının adaletinden şüpheye düştüğü zannının uyanmamasını bilhassa rica ederim. Böyle bir zehap tamamile yanlış olur. Benim, neden Türkiyeye tam zamanında değil de Yassıada duruşmalarının baş- lamasından bir hafta sonra vardığım zihinlere takılma- malıdır. Hemen belirteyim. Milletlerarası Hukukçular Komisyonu azaları gönüllü olarak ve fahriyen vazife kabul ederler. Hepimizin işimiz gücümüz ve müşterile- rimiz var. Azalar arasında meşguliyeti olmayan ve dü- rüst tanınmış birini bulmanın ne kadar müşkül olduğu- nu takdir edersiniz. Beni tâyin ettikleri zaman, Yassıada duruşmalarının açılışına üç gün vardı. Fakat bağlantı ve taahhütlerimi ancak halle ve düzene koyabildim. Tassıada duruşmaları hakkında hiçbir ve gazetele- rin yazdıklarının dışında peşin ve esaslı malümat ve in- tibaın yok. Benden iyi bilirsiniz, her gazeteci hâdiseleri işine geldiği şekilde tefsir eder. Demek istiyorum ki, basın ve radyo haberlerinden, sathi olmağa mahküm bulunanlar hariç, mesnetli bir hükme varmak imkânsız- dır. Size görüşlerimi Yassıada duruşmalarını takibe başladıktan sonra anlatmağı çok isterim Esasen hukuk AKİS, 24 EKİM 1960 prensiplerine riayet edilip edilmediği herşeyden önce bir vicdan konusudur, bilhassa politik meselelerde... “Teşkilâtımın hiçbir politik hüviyeti yoktur. Çalış- malarımız tamamen akademiktir. Benim şahsen veya teşkilâtın Yassıada duruşmaları hakkında müsbet veya menfi hiçbir tutumumuz yok. Sâdece objektif olarak hâdiseleri gözetliyeceğim ve politikayla uğraşmıyaca- ğım. O kadar. Adaletin tatbikatını görmeden bir netice çıkarmama imkân yoktur. Tatminkâr bir rapor hazır lamağa yeter malümatı ve kanaati toplayana kadar Türkiyede kalacağım. Gene sizi temin edeyim ki, Yassı- ada duruşmalarım takipten başka hiçbir maksatla Tür- kiyeye gönderilmiş değilimdir. ” rum, İcra Komitesinin tasvibinden geçtikten sonra 32 bin tirajlı Milletlerarası Hukukçular Komisyo- nu bülteni, münhasıran fezalarımıza gönderdiğimiz ha- ber mektupları, ufak bir ücretle satılan ve senede iki defa intişar eden Milletlerarası Hukuk Komisyonu ga- zetesinde neşredilecek ve dünyanın her yetine tevzi olu- nacaktır. Ayrıca özel bir rapor veya ettid olarak da ya- yınlanacaktır., "Türkiyedeki mesleğimizle ilgili hâdiseleri yaki- nen takip etmiş bulunuyoruz. 27 Mayıstan, askeri dar- be! hükümetinizden önce bazı fireler vermekle beraber hukukçularınızın yapmış oldukları cansiperane müca- deleden haberdarız. Teşkilâtımın ve benim Türk Adli- yesi etrafındaki düşüncelerimiz genel olarak müsbet tir. Böyle devam edeceğinden de şüphemiz yok. Cenev- re Üniversitesi Hukuk Fakültesindeyken oradaki Türk öğrencileriyle sıkı münasebetlerim olmuştu. Hocalarım- dan Ord. Prof. Dr. Sauser Hall, sizin biz isviçrelilerden adapte ettiğiniz Medeni Hukukunuz üzerinde Türkiyede incelemeler yapmıştı. “Benim buraya gönderilmem, asla ve kat'a bir mü dahele anlamına alınmamalıdır. Hedefimiz, daha önce belirttiğim maksadımıza ulaşabilmek ve üyelerimizin oturdukları yerde bir temsilci vasıtasıyla görgü, bilgi ve tecrübelerini arttırmaktan ibarettir ve son derece saf ve temizdir.