SPOR köşeyi dönmüştü. Kulübün kapısında bekleşen yüzlerce Galatasaraylı ko- şarak Gündüzün yanına geldiler. Kı- lıçi omuzlarının üzerine alarak, kapı- ya kadar goturduler "Baba Gündüz çok yaşa" avâzeleri bütün sokağı kaplamıştı Gündüz kendisini tutama- dı ve ağlamağa başladı. Kulübün içi bir başka âlemdi. Baba Gündüze sarılan- lar, öpenler, ağlayanların haddi he- sabı yoktu. Hele futbolcuları bir gör- meliydi. Sanki yeni bir devre başla- mış, futbolcular için muvaffakiyet se- romu görülmiyen bir el tarafından kendilerine zerkedilmişti. Sevinçlerin- den kaplarına sığamıyorlardı. Niha- yet "Babalarına" kavuşmuşlardı. İşte bu sebebtendir ki Alsancak stadında Galatasaraylı taraftarlar 11 Sarı - Kırmızılı gence "Gündüzün çocukla- rı" diye tezahürat yapmışlardı. Küçük bir Galatasaraylı.. Galatasaray kulübünün "Baba Gün- düz"ü 1918 yılında İstanbulda doğdu. Babası Atatürkün yakın ar- kadaşlarından Kılıç Alidir. Gündüz dört erkek kardeşin iki numaralısı- dır. Ailenin en küçük çocuğu Alte- mur Kılıç halen Basın Yayın Umum Müdürüdür. Diğer iki kardeşi Fahir ve Keskin serbest meslek sahibidir. Gündüzde Galatasaraylılık, Gala- tasaray lısesıne gırışıyle başladı. 1926 senesinde e başlayan — Kılıç, meşin topa ilk defa beşinci sınıfı bi- tirdiğinde kavuştu. Babaları, — dört kardeşi, o sene Zeki Rıza Sporelin spor malzemesi satan dükkânına gö- türdü ve herbirine sevdikleri kulübün birer top aldı. Büyük kardeşi latasaray formalarını seçtiler. sı o gün Gündüze kurucusu bulundu- ğu Fenerbahçe formasını alması için ne kadar ısrar ettiyse kabul ettireme- di. Gündüz, o yaz Bostancıdaki evleri- nin önünde durmadan meşin topun peşinde koştu. Ne var ki mahallenin büyükleri kendisini -o da topu olduğu için- sadece bazı maçlarda kaleci oy- nattılar. Altıncı sınıfta, sınıf takımına ye- dek oyuncu olarak girdi. O yıl Gün- düzü Leblebi Mehmet ile Muslih Ho- ca gördü ve futbola olan istidadını sezdiler. Bu sırada Galatasarayın antrenörü Pedifoot adındaki bir İn- gilizdi. Gündüz o sene Galatasarayın dördüncü takımında oynadı. Takım arkadaşları arasında Fethi Çelikbaş, Mithat Perin, Vedat Dicleli gibi bu- günün tanınmış politikacıları da bu- lunuyordu. Kısa zamanda üçüncü ta- kıma yükselen Gündüz, 1936 yılın- da henüz 18 yaşındayken Galatasaray birinci takımında yer aldı. Aynı yıl 32 Gündüz ve meşin top Büyük aşk... büyük form gösteren ve netice alıcı futboluyla göz dolduran genç futbol- cu milli takım santraforu olarak mil- li maçlarda oynadı. Daha sonra milli takımla beraber Berlin Olimpiyatla- rına iştirak et Maceraperest bir genç... O”ıuncu sınıftan onbirinci sınıfa geç- tiği sene, Gündüz babası tarafın- dan Almanyaya tahsile gönderildi. Almanyada Hanover 96 takımında oynamağa başladı. Gündüzün Alman- yadaki yılları, tahsili için pek parlak sayılmaz. Ama hayat tecrübeleri ba- kımından çok şey öğrendiği de inkar "Baba Gündüz" omuzlarda Sevginin en değerlisi... edilemez. Gündüz yakışıklı, sport- men bir gençti. Almanyada kızlar a- rasında oldukça büyük itibar gördü. Ve devrin büyük sinema yıldızların- dan Marica Rök ile uzun zaman se- resmine, spor sahifelerinden çok magazin sa- hifelerinde raslamak mümkündü. Gündüzün Marica Rök ile tanışma- sı uzun zaman dillere destan olan bir hikâye neticesinde vuku buldu. Ber- linde verilen bir baloda gene devrin büyük yıldızlarından Zerah Leander - in Öpücüğü arttırmağa ko ştu Genç Gündüz biraz fazla ıçtıgınden artırmada kimseye Ööpücüğün üzerinde lazımsa yapıyordu. der'in öpücüğünü Ancak arttırdığı yecek durumda değildi. Gazino sahip- leriyle Gündüz arasında başlayan mü- nakaşaya Leander de karıştı ve Gün- düzün parasını kendisi — ödeyeceğini soylıyerek genç futbolcuyu masasına götürdü. Masada Marica Rök de bu- lunuyordu. İki genç burada tanıştı- lar ve aralarındaki büyük aşk böyle- ce başladı. Gündüz, Almanyada tahsili, aşkı ve futbolu bir arada yürütemediğinden mektebi bir kenara bıraktı. Ailesi bu nun üzerine kendisini Türkiyeye ça- ğırdı ve babası Kılıç Ali bey, Mare- şal Feyzi Çakmakın yardımıyla Gün- düzü Kuleli Askeri lisesine yazdırdı. Askerlik ve Gündüz.. Bu iki şeyin bağdaşması imkânsızdı. Kısa bir sü- re sonra Kuleliden ayrılan Gündüz Ankara Maarif Kolejini bitirdi ve İs- tanbula döndü Tekrar Galatasaray Hukuk fakültesine yazılan Gündüz futbola tekrar Galatasarayda baş- ladı. 1938 yılından 1943 yılına kadar aralıksız Galatasarayda oynadı. Bu yıllar arasında Gündüz oldukça uça- rı bir hayat yaşadı. 1943 yılının Ey- lül ayında Melâhat Haraççı ile evlen- di ve gayrı muntazam hayata son ve- rerek evine bağlandı. Kılıç bir taraf- tan ticaret hayatına atılırken, bir ta- raftan da futbol oynamağa devam e- diyordu. 1943 yılı Kılıçın futbol ha- yatında oldukça şanssız bir sene ol- du. Bu sene içersinde kendisine en çok tesir eden ve en kötü hatıram diye vasıflandırdığı hadise cereyan etti. Ankarada Galatasaray - Demir- spor maçı oynanıyordu. Maç berabe- re dahi bitse Galatasaray Türkiye şampiyonu olacaktı. İkinci devrenin son onbeş dakikasında — vaziyet 2-1 Demirsporun lehineydi. İşte bu sıra- larda Gündüz gerilerden bir pas aldı. Kendine has çalımıyla önündeki mü- dafiyi atlattı. Yandan çelmek isteyen sağ beki geçti ve kaleciyle karşı kar- AKİS, 24 ŞUBAT 1960