Ghana'nın ateşli Başbakanı zenci mil- liyetçisi Kwame N'Khrumah bomba- nın patladığını Öğrenir öğrenmez, Ghana'daki Fransız mamelekini -14 milyon dolar- bloke etti. Yakında ba- ğımsızlığına kavuşacak olan Nijerya- da ise İngiliz polisi Fransız Başkon- solosluğu civarında şiddetli emniyet tedbirleri almak zorunda kaldı. Reggan denemesi, Asyada da şid- detli tepkıler uyandırdı. Hiroşima fa- ciasından beri -mümkün olsa da sinek kadar bir atom bombası patlatılsa- onu bile protesto etmeği bir insanlık vazifesi sayan Japonyanın protesto- su Fas protestosundan hemen sonra Ouai d'Orsay'e erişen nota oldu. Hin- distan Başbakanı Pandit Nehru, "Her atom bombası patlamasının üzülüne- cek bir hâdise olduğunu" bildirdi. De- neme, pek tabii olarak, Sovyet bloku devletlerinin pek dehşetli protestola- rıyla karşılandı. Doğu Almanya, de- nemeyi "bir atomik cürüm" diye va- sıflandırırken, bizzat kendisi bir atom bombası imal etmek isteyen Komü- nist Çin de "dünya halk efkârının hi- çe sayılması!" diye pek acayip kaçan feryatlar yükseltiyordu. Fakat, Sov- yetler Birliği Başbakanı "K" Yolda- şın tepkisi, çömezlerinin tepkisi ka- dar şıddetlı olmadı. "K" Yi ü dünya gerginliğinin giderilmesini is- tediklerine inandığını" Hint gaze- tecilerine bildirdi. Sovyet Başbakanı- nın, yakında ziyaret edeceği Generali kızdırmamak istediği açıkça görülü- yordu. Fakat, Fransanın Büyük Mutte— fiklerinin tepkısı hepsinden daha ma- nâlı oldu. Atom denemelerinde ılerı bir seviyeye erişmeği atom sırlarının verilmesi için şart koşan Birleşik A- merika, sevgili müttefiki Fransayı tebrike lüzum bile görmedi ve sadece "olayın beklenmedik bir olay olma- dığını" ilan etmekle yetindi. Atom Kulübünün üçüncü İngiliz Hükümeti ise sanki Reggandaki patlamayı işit- meyecek kadar sağırdı ve dilsiz kesil- mişti. İngiliz Muhalefeti ise, Fran- sayı şiddetle takbih etmeyi ihmal et- medi. Bu muhalefetlerin sebebi, Reggan denemesinden sonra başka devletlerin de -bunların içinde en tehlikelisi Ko- münist Çindir- Fransız misâlini taki- be niyetlenmeleri korkusudur. Gene- ral de Gaulle açıktan açığa Fransa- nın Amerikayla İngilterenin Batı Av- rupayı savunmak istemeyebileceklerin den korktuğunu söylemiştir. Generale göre, bir dünya harbi esnasında Ame- rikayla Sovyet Rusya karşılıklı ola- rak topraklarına atom ve hidrojen bombası atmaktan kaçınırlar da, A- merika sadece Doğu Avrupayı ve AKİS, 24 ŞUBAT 1960 Sovyet Rusya da sadece Batı Avru- payı bombalamakla yetinirse, Fransa gibi memleketlerin hali nice olacaktır? Fransa ancak kendisi de atom bombasına sahip olursa bunun önüne geçebilir ve Amerikayı ister is- temez Rus topraklarını bombalama- ğa zorlayabilir! -Bütün bu şahane muhakeme tarzı içinde General Haz- retlerinin unuttukları tek nokta, her önüne gelenin aynı şeyleri düşünme- ğe kalkışması halinde bütün dünya- nın kolayca patlayabileceğidir.- Arjantin Balık mı? undan tam üç hafta önce Buenos Aires'in -Arjantinin merkezi-650 mil güney-batısındaki meşhur Nue- vo Körfezinde devriye gezen Arjan- tin muhribinden birinin sonar âleti -denizaltını kontrol etmeğe yarayan bir âlet- 90 ayak derinlikte made- ni bir cismin yüzmekte olduğunu ha- ber veriyordu. Devriye muhribin so- narı bunu bildirirken bir Neptün de- nizaltı muhrip - uçağı da Puerto Madryn Deniz Üssüne telgrafla Nu- ova Körfezinde yabancı bir denizaltı- nın dolaştığını bildiriyordu. Üç muh- riple uçak denizaltıya karşı derhal denizaltı bombalarıyla hücuma geç- mişler, fakat hedefi elden kaçırmış- lardı. Bu haber Puerto Madryn üssü- ne erişir erişmez, Arjantin Bahriye Bakanı Tümamiral Gaston Clement Nuovo Körfezini savaş bölgesi olarak ilân ediyor ve Puerto Madryn üssüne giriş çıkışı yasak ediyordu. Arjantin Donanmasından bütün izinler kaldı- rılmıştı. Donanma Başkomutanlığı Körfezin girişinde devriye vazifesi görmek üzere üç muhrip, onsekiz de- niz uçağı ile bir miktar helikopteri ayırmış ve dokuz tane muhrip ve kru- vazör ile otuz deniz uçağı Körfez i- çinde meçhul denizaltıyı aramağa başlamışlardı. Meçhul denizaltı, ken- disine karşı yapılan harekâtın ne yol- da geliştiğini anlayamasın diye ge- milere ve Puerto Madryn Üssüne, a- ralarında İspanyolca yerine Arjantin donanmasında staj gören Paraguay- DÜNYADA OLUP BİTENLER l1 asteğmenlerin konuştukları Gua- rani lehçesini -bir Kızılderili lehçesi - kullanmaları emredilmişti. Arjantin Kara kuvvetleri tam savaş teçhiza- tıyla Nuovo Körfezi sahillerinde mev- zi almışlar ve kontrol postaları kur- muşlardı. Devriyeler her köyü teker teker dolaşıyor ve meçhul denizaltı- nın karayla muhtemel irtibatını kes- meğe çalışıyordu. Harekâtın beşinci günü, sonarlar nihayet meçhul de- nizaltıya 420 ayak derinlikte rastla- dıklarını bildirdiler. Muhripler ve u- çaklar derhal hücuma geçti. Meçhul denizaltıya dair esrarengiz havadisler etrafa yayıldıkça, Ameri- ka ve İngiltere herkesten önce de- nizaltının kendilerine ait olmadığını bildirdiler. Buenos Aires'teki Ameri- kan Büyükelçiliği Deniz Ateşesi Yar- dımcısı Nuovo Körfezinde harekât yapan gemileri ziyaret etti. Birkaç gün sonra, Başkan Arturo Frondizi Amerikadan 25 bin dolar tutarında elektronik teçhizat, yeni su bomba- ları ve iki Globemaster deniz uçağı alınmasına izin verdi. Fakat, her ne hikmetse bu yeni teçhizat da işe yara- madı. Üstelik geçen hafta sonunda Arjantin donanması "bir ikinci de- nizaltının birincisine yardım etmek ve onu kurtarmak maksadiyle Nuovo Körfezine girdiğini" ilân ediyordu. Fakat, dünya bahriye çevreleri -sonarların çok kere balinalarla ge- mi enkazlarını bile denizaltıyla ka- rıştırdığını düşünerek- pek de muaz- zam olmayan bir körfezdeki denizal- tı avının bu kadar uzun sürmemesi gerektiğini düşündüler. Maksat, belki de Arjantin donanmasına bir uçak gemisi kazandırmak isteyen Bahriye Bakanıyla tasarrufçu İktisat Bakanı Alvaro Alsogaray arasındaki anlaş- mazlıkta Tümamirale yeni deliller sağlamaktı! İki sene önce, yine Pa- tagonyanın bu metruk sahillerinde bir denizaltı görünmüş ve Arjantin Donanması, hiçbir zaman yakalaya- madığı bu denizaltı sayesinde bir de- niz uçağı filosuna sahip olmamış mıy- dı? Eh! Şimdi de uçak gemisi almak lazımdı! am bu sırada Osloda, Nuovo Kör- fezindeki denizaltının bir Sovyet de- nizaltısı olması ihtimali hususunda ne düşündüğünü —Sovyet Başbakan Birinci Yardımcısı Mikoyan, "Büyük bir balıktan başka bir şey yakalaya- mıyacaklar." diyor ve bütün dünya- daki Arjantin — elçilerinin verdikleri notalara cevaplarında — İspanya, A- merika, Danimarka, Şili, Yunanistan, ve bu arada Türkiye Nuovo Körfe- zinde kendi sancaklarını taşıyan de- nizaltı olmadığını bildiriyorlardı. Bu haftanın ortasına kadar, her halde Arjantin Donanması bir balık bile yakalayamamıştı. 23