GENÇLİK Propoganda Hayır seferi Gçen haftanın sonlarında bir gün genç bir C.H.P. milletvekili B.M. M. kürsüsünden sesini duyurmak için canını yordu. Salondaki hava elektriklen- mişti. D.P. milletvekilleri sıra kapak- larını vuruyorlar ve Parlâmento âda- bına sığdırılamıyacak diğer hareket- lerle anlatılması imkânsız gürültüler çıkararak hatibin konuşmasını boğ- maya çalışıyorlardı. — Sataşmaların had bir safhaya geldiği sırada, mik- rofonun cereyanı kesildi. Lacivert el- biseleri içinde son derece şık görü- nen, ortadan kısa boylu esmer ve ya- kışıklı milletvekili gene yılmıyor, gırtlağını parçalarcasına anlatmağa devam ediyordu. C.H.P milletvekili altı arkadaşı ile birlikte D.P. Gençlik Bürosu tarafından talebe ve gençlik teşekküllerine vaki müdahaleler hak- kında verdiği tahkikat — önergesinin görüşülmesine mani olunmasını ön- lemek için cansiperane gayretler sar- fediyordu. Zira, Balıkesirin D.P. li gazeteci milletvekili Mekki Said E- sen ve arkadaşları, bahis konusu tah- kikat önergesinin müzakeresine ma- hal olmadığı hususunu içine alan bir önerge vermişlerdi. B.M.M. kürsüsün- deki şamataya pabuç bırakmaya ni- yetli görünmeyen hatip, 1926 doğu- muyla Türkiyenin en genç bir millet- vekili, talebe ve gençlik teşekkülle- rinden yetişme Adanalı Suphi Bay- kamdı. Ateşli Baykam işitilebildiği kadarıyla D.P. çoğunluğunun Ata- türk gençliğinin meselelerini B.M.M. de müzakereden kaçındığını ileri sü- rüyordu. Eğer tahkikat önergesinin görüşülmesine fırsat verilirse, Ata- türk gençliğinin nasıl hareketsiz bir robot haline getirilmek istendiğini izaha imkân bulacaktı. Neden telâş edildiğini soruyor, "Tahkikat öner- gesini reddetmek ve suçluların yaka- larına yapışmaktan vazgeçmeğe hak- kımız yoktur. Sizlerin tahkikat öner- gesini görüşmeme kararınız karşısın- da Atatürk gençliğinin infiali büyük olacaktır" diye haykırıyordu. Netice- de Esen ve arkadaşlarının verdikleri takrir gene dört yüzü mütecaviz D.P. çoğunluğunca kabul edildi ve Atatürk gençliğinin meselelerinin görüşülme- sinden sarfınazar edildi. Genel seçimlerde vazife ma D.P. milletvekillerinin bu dav- ranışları, Ankaranın 600 - kilo- metre kadar kuzey-batısındaki İs- tanbulda, —zoraki politikacı Kemal 18 dişine takmış mücadele edi- Aygünü bu haftanın başında çok müşkül durumlara soktu. Zira birçok sıfatlı Aygün, son üç ay zarfında üni- versiteli gençler üzerindeki alâka ve hassasiyetini birdenbire — arttırmıştı. İstanbulun sempatik Belediye, D.P. ve V.C. Başkanı, üniversiteli gençler- den İlkbaharda olacağı hemen hemen katileşen önümüzdeki genel seçimler- de, C.H.P. nin daha önce yaptığı gibi istifade kararındaydı. D.P. yüksek liderlik çevresinde, 1957 de genel seçimleri Ankarada genç üniversite- lilerin C.H.P. ye kazandırdığı fikri fazlasıyla tutmuştu. Çeşitli vazifeleri dolayısiyle kaç parçaya bölüneceğini şaşıran Aygün, genel seçimlerin öne alınması kararı üzerine kollarını sı- vadı ve ilk merhale olarak D.P. sem- patizanı üniversiteli gençlerle görüş- mek istedi. Böyle bir vazife uhdesine tevdi edilen Eyüp Yardımcı -müsta- fi Milli Eğitim Bakanının akrabası- dır-, üniversite içinden devşirdiği D. P. sempatizanı öğrencileri beş posta halinde Tüneldeki İl Merkezinde Ay- günün huzuruna çıkardı. Aygün, üni- versiteli gençlere evvela görülmemiş kalkınma edebiyatından parlak tirad örnekleri vererek D.P. yi methü sena etti ve bilahare de sadede geçti. An- cak Eyüp Yardımcının gayretleri ta- lihsiz oldu. Sayısı 22 bin civarında olan İstanbuldaki yüksek tahsil genç- liği arasında ancak 200 kadar -o da kendi ifadesine göre- D.P. sempati- zanı bulabilmişti. Aygünün, maksadına müvazi ola- rak, Üüniversite gençlerini D.P. ye bağlıyacak bazı tedbirler almağı dü- şünmesi normaldi. Nitekim genel se- çimlerin yaklaşmasının verdiği ilham ve bir yem atma zihniyetiyle üniver- site öğrencilerinin meselelerine el u- zatmağı muvafık buldu. Öğrenci yurt- ları ilk hedef olarak seçildi. Ticari maksatlarla açılmamış bütün resmi ve cemiyetlere bağlı öğrenci yurtları teker teker dolaşılacak, tesbit edile- cek dert ve ihtiyaçlar istimlak borç- larından yama tutmaz hale gelen İs- tanbul Belediyesi bütçesinden karşı- lanacaktı! Hukuk Fakültesi öğrenci- si Yardımcının telkinleriyle, - böyle mukaddes bir vazife İstanbul İl Teş- kilâtına bağlı D.P. Gençlik Komitesi- ne bırakıldı. Gençlik Komitesi, direk- tiflerini Erdemin başında bulunduğu hukuki hüviyeti şüpheli meşhur D.P. Gençlik Bürosundan alacaktı. Başka- nı da, Yardımcının ta kendisi idi. Yardımcı, hayır seferine çıkmadan önce, başkanlığına gene kendisini getirdiği diğer bir komite teşkil etti. Kemal Aygün Hamama giren terler Komitede, Hukuk Fakültesinden Ali Gündeş -D.P. Genel İdare Kurulu üyesi Kâmil Gündeşin yeğeni-, Hu- kuk Fakültesinden Necati Çakıroğlu -1958 Kübalı hadiseleri sırasında İs- tanbul Üniversitesine geldiği zaman Menderesi sırtlıyan kanı sıcak deli- kanlı- gibi şöhretli simalar vardı. Ko- mite, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı talebe yurtlarında evvelâ idarecilerle, sonra da öğrencilerle temas edecekti. Tesbit edilecek dert ve ihtiyaçlar Ay- gün vasıtasıyla Milli Eğitim Müdür- lüğü ve Bakanlığına duyurulacak ve karşılanacaktı. Aygün adına hareket edecek komi- tenin, üniversite talebelerini V.C. nin ardına kadar açılmış kolları arasına tereddüde mahal bırakmadan koştu- racak daha birçok cazip tasavvurla- rı vardır. İstanbul İl Teşkilâtına bağ- lı D.P. Sosyal Yardım Komitesinden sağlanacak büyük meblâğlarla fakir üniversite öğrencilerine burslar verile cektir. İstanbul Belediye ve İktisadi Devlet Teşekküllerinde muhtaç üni- versite öğrencilerine işler bulunacak- tır. Nihayet en mühimi, bol ikramlı turistik yurtiçi geziler tertiplenecek, Görülmemiş Kalkınma Türkiyesinin eserleriyle üniversite gençlerinin göz- leri kamaştırılacaktır! Zeki Aygünün "üniversiteli genç lider" Yardımcı ile elele vererek üni- versite gençliğini V.C. saflarına çek- mek için sarfedeceği pek geç kalmış ayretlerindeki başarı nisbetini ta- kip etmek, hayli eğlendirici olacaktır. AKİS, 24 ŞUBAT 1960