24 Şubat 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 31

sini değil, kendı musıkısım çalacaktı Mesela, Feldman'ın musikisini Ru- binstein'ın çalmıya heves ettiğini far- zedelim. Ortaya Feldman diye pekala, Chopin'in yazmış olabileceği bir par- ça çıkabilirdi. Tartışmalar sırasında besteci, dinleyicilerin suallerine cevap verir- ken, bilhassa ketum davrandı. Bütün dediği, —"hayalimdekileri size veriyo- rum" yahut "bir ses dünyası yarat- mak istiyorum" gibi sözlerden ibaretti. tiğinde, Feldman'ın sözleri dinleyici- leri iyice öfkelendirdi. Feldman "ben ne yaparsam, sanattır; size ne verir- sem, kabul etmiye mecbursunuz" di- yordu. Artık bu kadarı fazlaydı. Din- leyicilerden — biri kalktı ve "helaya gittiğiniz zaman yaptığınız da mı sa- nattır?" dedi. Bar başkası "bu adam küstahlığı iyice ileri götürüyor; minci yüzyılda birçok büyük besteci, dinleyicileri — musikileriyle sinirlendi- rirler; oysa bu adamın eserini rahat rahat, zevkle, sinirlenmeden, coşma- dan dinledik; şimdi sözlerine öfkele- niyoruz; ikisi arasında bir fark var- dır; Mr. Feldman şimdi bizi öfke- lendirdiğine bakıp da bir büyük bes- teci olduğunu sanmasın; çünkü mu- sikisiyle değil, sözleriyle tahrik edi- yor" dedi. Feldman bunları büyük bir sükünetle dinliyor, arada bir ortaya attığı bir iki sözle havadaki elektri- ği daha da arttırıyordu. Muhakkak olan bir şey, sanat- çıların sanatçılığa veda edip ilim ada- mı -matematikçi ve elektronik mü- endisi- olmaya başladıkları günü- müzde, Morton Feldman'ın, aksine, madde ile alâkasını kesmiye çalışan, iç dünyasını, kendi kullandığı tabir- le "metafizik yer" ini anlatmıya ça- lışan bir "saf sanatçı" Fakat Feldman kendini maddeden öylesine — ayırmıştı ki, gerçekleşebil- mesi için ille de bir vesikaya, yara- tıcı tarafından bütün teferruatı im- kânlar nisbetinde kesin olarak hazır- lanmış bir vesikaya muhtaç bir sa- natta, böyle bir vesikayı vermekten bile vazgeçmişti. Bu durumda, orta- ya çıkan eserlerin ne nisbette Morton Feldman'a ait olduğunu sormakta herkes yerden göğe kadar haklı ola- caktı. KİTAPLAR ALEMİ Aylık Yayın Haberleri Bülteni Şubat sayısında 50'den fazla yeni kitabı tanıtıyor. Temiz baskı, 16 sayfa, 25 kuruş Abone kaydınızı yaptırmakta acele ; Yıllık abonesi 3 liradır. Adres: P.K. 193, Merkez - ANKARA 24 CİLTLİK BİLGİ HAZİNESİ ENCYCLOPAEDIA BRITANNICA EN SON BASKISI WEBSTER'S LÜGATI Çocukları olan her aile için en faideli lügattir. AMERİKAN NEŞRİYATI BÜROSU ; İSTANBUL İstiklal Caddesi Lon Mağazası yanı. Tel:442414 AKİS, 24 ŞUBAT 1960 ANKARA Yüksel Cad. No. 6 Tel: 27318 olduğuydu.. SPOR Klüpler Galatasaray ruhu (Kapaktaki sporcu) Geçenhaftanın sonunda cumartesi günü, Alsancak stadında uzun boylu, geniş omuzlu, saçları hafifçe dökülmüş bir adam sigara üzerine sigara yakıyor ve meşin topun pe- şinde koşan Sarı - Kırmızı formalı gençleri dikkatle takip ediyordu. A- rada bir parmaklarını şakırdatarak "tuh" diye mırıldanan uzun boylu a- dam hırsını sigarasından almak ister- cesine, derin derin dumanı içine çe- kiyordu Geniş omuzlu, sportmen yapılı a- dam Galatasaray kulübünün meneceri Gündüz Kılıçtı. Alsancak stadında Galatasaray - Altay Milli lig karşı- laşması yapılıyor ve Galatasaray bü- tün ugraşmalarına ragmen galibiyeti yordu. Kılıç işte bundan heyecanlıy- dı. İşte bundan endişeliydi. Altayın kendi sahasında oynadığı maçta ya- pacağı bir gol Galatasarayı bozabi- lir, sahadan berabere hattâ mağlüp ayırabilirdi. Nihayet Kılıçın yüreğine su serpen ikinci gol haklı bir penaltı neticesinde — yapıldı. Kılıçın sigara kontenjanı azaldı, nefesleri ve kalbi- nin atışı normale inkilap etti. Takım da ikinci golden sonra maça hakim olmuştu. dakikalarda, Gündüzün bulup çıkar- dığı ve Türkiyenin 1 numar alı san- traforu haline getirdiği Metin cü golü de attı. Galatasaray maçı 3-0 gibi iyi bir skorla almıştı. Galatasaray sahayı terkederken tribünden "Aslanlar.. Gündüzün ço- cukları" âvâzeleri yükseliyordu. Sa- rı - Kırmızılı gençlerin neden Gündü- zün çocukları olduğunu anlamak için birkaç ay geriye gitmek ve Kılıçın Galatasaray takımına geri getirdiği "Galatasaraylılık ruhu"nu anlamak gerekir. Yuvaya dönüş.. Bundan 4 ay evvel bir gün Gündüz Kılıç dördüncü defa, hayatında pek mühim yer tutan Galatasaray kulübüne dönüyordu. Sadık Gizle ara- larında çıkan anlaşmazlıktan dolayı kulübünü bir sene evvel terketmiş olan Kılıç, yeni idare heyetinin kararıyla Galatasarayın menecerliğine getiril- mişti. Saat 14ü gösteriyordu. Has- nun Galip sokağı sakinleri, sokakla- rında her günkinden başka bir faa- liyet, bir canlılık, bir telaş gördüler. Hele Galatasaray kulübünün önü ana- baba günüydü. Biri bekleniyordu. Ni- hayet sokağın başında beklenen gö- rüldü. Gündüz Kılıç iki arkadaşıyla 31