rasıyla Başbakan ve ertesi gün uçak la Karaçiye hareket edecek Cumhur başkanı tarafından — kabul edilmesi hafızaları ister istemez dört sene ge- rilere götürdü. Gene bir şubat günü, 8 şubat 1956 da, altı değişik itham yüzünden Dr Mükerrem Sarol aleyhinde B.M.M. tahkikatı açılmasına karar verilmiş ti. O zaman ve halen "Sarol meselesi" olarak bilinen davayı incelemek üzere görevlendirilen Tali Komite aylarca k ciddi ve dikkatli çalış- mıştı. Ama, Tali Komite İstanbulun Vilâyet Binasının tarihi — salonunda şahitleri dinlerken aynı Dr. Sarol Başbakanın gayrı resmi ikâmetgâhı Park Otelin orasında burasında Ad- nan Menderesle kol kola, sarmaş do- laş görünmekte ve böyle bir garip hal gazete resimleriyle D.P. milletve- killerine aksetmekteydi. Biri muha- lif, — gerisi D.P. mılletvekıllerınden kurulu Tâli Komitenin kanaati, ne- ticede, Dr. Sarolun Yüce Dıvana sev- ki gerektiği noktasında toplanmıştı. Tâli Komitenin raporu, 18 haziran 1956 da B.M.M. heyeti umumiyesi ö- nüne gelmiş, "mümaileyhin cezai ve mali mesuliyetini icabettiren bir un- sur bulunmadığı" mülahazasıyla, fa- kat C.H.P. nin bugüne etmediği bir reyleme sonunda redde- dilmişti. Sadece Menderesin yanında sık sık görünmesi, Dr. Sarolun temiz- lik beraatını almasına yetip artmıştı. Anlaşılan tipik iş adamı Mithat Dülgenin başka bir meziyeti de hadi- selerden ders alma kabiliyetiydi. Ya, İdare Meclisi? kat hafta sonunun hadiseleri bu kadarla kalmadı. Ziraat Bankası Umum Müdürlük makamının rehber- de ve (03) te kaydı mevcut 11185 nu- maralı telefonunu çevirip Mithat Dül- geyi soranlar hattın diğer ucundaki mütecessis bir erkeğin gevrek, fakat ene müteessir sesiyle karşılaştılar Aldıkları cevap Mithat Dülge "İ- dare Meclisi ile toplantı halınde bu- lunduğu oldu. Bu son derece calibi dikkat ve tuhaf hadise Mithat Dülge- nin istifasının kabul edildiği perşem- be günü, öğleden sonra cereyan edi- yordu. Bir defa, istifasını veren bir Genel Müdürün, alâkasını kestiği mü- essesenin resmi İdare Meclisi top- lantısında he aradıgını akıllara sığ- Meclisi hâlâ yerindeydi. ralı telefonda Dülge akşama kadar birkaç defa daha arandı ve hep aynı cevap verildi. Bir ara, 28048 numara- lı telefondaki fevkalâde terbiyeli, tat- , fakat müteessir sesli hanım da du- rumu teyid etti. İşte bu sırada Adalet Komisyonu, cuma günü ilk toplantı- AKİS, 24 ŞUBAT 1960 Mithat Dülge Sakıt Hanedan sını yaptı ve çalışma programını tes- bit etti. İhzari tahkikatı yürütmekle, kendi ıçınden gızlı reyle seçtiği 7 aza— dan -biri en, biri de C.K dendir- murekkep Tali Komıteyı va- zifelendirdi. Daha sonra da, beklenil- diği gibi, bir kanuni zorlamaya baş- Abdullah Aker Başında yıldırımlar dolaşıyor YURTTA OLUP BİTENLER vurdu, klişeleşmiş "tahkikatın selâ- meti bakımından" gerekçesiyle faali- yetlerini bir neşir yasağının kara per- desi arkasına gizledi. Böylece tahki- katın sonuna kadar tahkikatın seyriy- le alâkalı hadiseleri umuni efkâra duyurmak yasak oluyordu. Cuma gü- nünden sonra ne olup bittiği, açıkla- namayacaktı. İçtüzüğün 177. maddesine uygun olarak yapılan ve Adalet Komisyonu- na bir ay içinde tekemmül ettirilmesi şartıyla havale olunan soruştur sadece bahis konusu 40 milyon lıralık krediye inhisar edecektir. Soruştur- ma esnasında bir suiistimal tesbit edi- lir ve devrin Ekonomi ve Ticaret Ba- kanı Abdullah Ekerin de bu işe karış- mış olması ihtimali belirirse o zaman İçtüzüğün 169. maddesi gereğince ha- reket edilecektir. Umumi Heyetin ka- rarıyla, doğrudan doğruya veya sa- dece Abdullah Aker hakkında B.M.M. tahkikatı açılacaktır. Adliye Encü- meni suiistimal kanaatine varır, fa- kat Abdullah Akerin ilgisiz bulundu- ğunu tesbit ederse yeniden B.M.M. tahkıkatı açılması veya herhangi bır a sevki tin kararıyla, Mithat Dülge ve varsa diğer mesuller umumi mahkemelere sevkedileceklerdir. Zira ne derece nü- fuzlu olurlarsa olsunlar, sanık Umum Müdürler Yuce Dıvanda yargılanma- maktadır mahkemeler kendileri ıçın kâfi sayılmaktadır! Adalet Komisyonu bu kararı alır- ken kısaca boylu, beyaz, kıvırcık saç- h, kaytan bıyıklı, tıknaz bir adam uçakla Ankaradan İstanbula gidiyor- Belvü Palas Otelınde kaldığı dı ama, eee, insan haliydi bu. Niçin, niçin, niçin? ithat Dülge hakkında Tahkikat kararı verilmesi, meselenin mahi- yeti bilindiği halde her tarafta derin bir hayret uyandırdı. Evet, 40 milyon liralık bir suiistimal iddiası kolay ör- tülür bir marifet değildi. Ama Samet Ağaoğlunun -Ağaoğlunun iddiasına göre- müslüman olmuş, Vedat Ağaoğ- lu adını almış, türkleşmiş; fakat mek- tup kâğıtlarının üzerinde Verner Tas- chenbrecker yazan ve iki kelime türkçeyi güçlükle bir araya getiren, Alman asıllı eniştesinin "Biz, burada suyun başındayız. Tediye güçlükleri bize vız gelir. Siz fiyatı yüzde 20 yük- sek gösterin" diye yazdığı mektupla- rın da kolay hazmedilir tarafı bulun- madığı halde ve enişte bey kendisin- den "Biz, zeki iş adamları" diye bah- sederken D.P. milletvekilleri pekâlâ 11