2 Mayıs 1959 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 20

2 Mayıs 1959 tarihli Akis Dergisi Sayfa 20
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İKTİSADIİ VE MALİ SAHADA da parlamağa başlamıştı. 1949 yı- lında Hıristiyan Demokrat Partisi- nin adayı olarak parlâmento seçim- lerini kazanan iktisatçı, kuruları ilk Adenauer kabinesinde bakanlık mev- kiine getirildi. Ludwig Erhard'ın Ik— tisat Bakanlığındaki icraatı, mana kadar yapmak ıstedıklerının bir devamından başka ğildi. İstihsalin arttırılması, piyasa mekanizmasının serbestçe ışleyebil— mesi, sanayiin teşviki hususunda a- lınan tedbirler birbirini takip etti. Arada sırada görülen ufak buhran- n adam iyimser- < E B n B — b ei G Ka - B o B a o E, .B & İ-) 1 yaset sahasında "Herr Optimist" di- ye tanınmağa başladı. Tabii, İkinci Dünya — Harbinden sonraki feci manzara karşısında bi- le, Ludwig Erhard'ın iyimser olma- -ı, için bir hayli sebep — mevcuttu, Gerci ortada yıkılmış, harap olmuş bir memleket vardı ama. bu memle- ket Almanya ve millet de Alman milletiydi. Müttefik bombardımanla- rı fabrikaları yıkmış olabilirdi, fa- kat memleketin tabii kaynakları yi- ne ortadaydı. r havzasının de- miri ve kömürü Almanyanın kalkın- dırılması için yine cömertçe kulla- nılabilirdi. Alman milletinin teknik dehası ve teknik bilgisi yine ayak- taydı. Kalifiye eleman sıkıntısı di- ye bir şey bahis konusu olamazdı. Üstelik, Sovyet tehditti karşısında sağlam bir Almanyanın mevcudiye- tini zaruri gören Amerika da, har- bin sonundan beri eski duşmanına tam beş milyar dolarlık iktisadi yar- dımda bulunmuştu. Bu şartlar altın- da, Almanya gibi bir memleket, mu- ayyen bir kalkınma plânı olmaksı- zın, sadece teşvik ve koordine edici İktisat tedbirleriyle de kalkınabllir- Ludwig Erhard yaptıklarının muhak lekette aynı başarıyla tatbık edıle— bileceğini asla ileri sürmemiştir. Hattâ, az gelişmiş memleketlerin si- yaset adamlarıyla yaptığı bütün te- maslarda -Erhard'ın şimdiye kadar- ki dış ziyaretlerinin sayısı yüze yak- laşmaktadır» devlet — müdahalesinin her memleketin şartlarına göre a- yarlanması bir şey olduğu noktasında hayli ısrar etmiş ve Al- man mucizesini taklide yeltenenle- rin bazan felâketlerle karşılaşabile- ceklerini mütemadiyen tekrarlamış- tır. Nitekim dış yardım mevzuunda sondajlar yapmak için, kendisini zi- yarete gelen, lspanyol Tıcaret Ba- kanına Erhard'ın cevabı "evvelâ bir plan yapın, sonra yardımı düşüne- lim" olmuştur. Profesörün, Mende- resin yüzüne karşı Turkıyenın geli- şi güzel yatırım, yapmasını beğen- mediğini soyledıgı ve Menderesten, Fransızca "içişlerimize müdahele et meyın şeklinde sert bir cevap aldı- ğı anlatılır. Bütün bunlar gösteriyor ki Pro- fesörün Alm mucizesini — ihraca niyeti yoktur Ama ondan reçete is- teyenlerin sayısı az değildir. Meselâ 20 Almanya için ak me gecen hafta Çarşamba günü Avru- a Konseyi toplantısında sihirbaz doktoru gören Trabzon milletvekili İsmail Şener fırsatı — kacırmadı ve "Aman doktor, derdime bir çare" yi bastırdı. Konsey toplantısında söz alan Şener, "böyle bir mümtaz şadısın bulunduğu bir toplantıda ik- tisaden kalkınma hâlinde — bulunan Türkiyenin iktisadi meselelerini be- lirtmeyi bir fırsat telâkki ettiğini" söyliyerek, bu meselenın hallinde Ludwig Erhard'ın "müzaheret ve yardımını" istedi. Daha evvel İran gibi bazı şark memleketleri de Dr. Schaht'tan iktisadi sihirbazlık reçe- teleri — istemişlerdi. —Maamafih Dr. Erhard'ın mucizelerle kervan yürü- teceklerini sananların "müzaheret Ve yardım" taleplerine vereceği ce- vabı tahmin için sihirbaz — olmaya lüzum yoktur: Dr. Erhard. hiç şüp- hesiz "Enflâsyon yapma, plânlı ha- reket et" demekle yetinecektir. hard geçen hafta Avrupa Konseyin- de bile, fiyatların yılda yüzde 5 bi- le yükselmediği Avrupa memleket— lerine enflâsyon yaptıklarından do- layı çatmış, onları, enflâsyon baş- gösterince vergileri arttırarak tale- bi frenleme yoluna gitmedikleri için azarlamıştır. Hans Amcanın hiç şa- kası yoktur ve Sım Amcadan ÇOK daha merhametsizdir. Fin hamamı e ktisadi hayatta enflâsyon mev- zuunda son derece titiz olan Hans Amca, kendi vücut tenasübü bakı- mından aynı titizliği göstermemek- tedir. Fırsat buldukça Karaorman- lardaki meşhur Fin hamamlarına koşan Erhard, bu gibi — tedbirlere Conrd Adenauer İstese de, istemese del!. takdirde, bünye- sindeki — enflâsyonist — temayüllerin gittikçe kuvvetleneceğini ve kilosu- nun yüzelliye yaklaşacağını iyi bilmektedir. Halbuki, Alman İk- tisat Bakanının günlük yaşayışı ve a temposu başkalarını kolay- iğne ipliğe döndürecek kadar süratlidir. Şişman bakan günün beş veya altı saatini uykuya ayırabilir. Bunun dışındaki vakti, bakanlıkta- ki hummalı çalışmalarla, parlâmen- to ve parti faaliyetleriyle geçer. Ba- zan, yetiştiremediğl ya zıları otomo— bilinde dikte ettirdiği de o ütün resimlerinden de kolayca anlaşılabılecegı gibi, u Er- ard'ıın hayatta en fazla duşkun ol- duğu şey Brezilyadan getirttiği pü- rosudur. İçimi bir hayli uzun süren bu muazzam pürolardan hergün yir- mi tanesi şişman bakanın — incecik dudaklarında duman olup gider. İk- tisat Bakanı, pürosundan sonra, ka- rısına da pek düşkündür. Kocası gi- bi bir iktisatçı olan Bayan Erhard. iktisattan bahsedip yorgun adamı büsbütün yormaktan bilhassa sakınır. Karı kocanın iktisadi mev- zulardaki temasları, gençliklerinde yaptıkları yarı flort yarı ilim şe lindeki munakaşalardan ibaret kal— mıştır. Erhard'ın siyasi ve iktisadi gö- rüşleri hususi hayatına da tesir e- Kızı, Avrupa Kömür ve Çelik Bırlıgının Lüksemburg'taki bürola- rında çalışan bir Almana âşık olup da evlendiği zaman, serbest teşeb- büs düşkünü bakanın bir hayli ca- nı sıkılmıştı. Damat beyin — meslek değiştirmesi hususundaki — ısrarlar nihayet semeresini verdi ve dam ticaret hayatına atıldı. Erhard'ın damadı, meşhur Daimler - Benz otomobil ve motor şirketinin müdürlerinden biridir. dikkat etmediği Sam Amcanın dedikleri Alman İktisat Bakanının şimdiye kadar başardığı işler ve bilhas- sa bunları başarırken kullandığı u- süller Atlantik — ötesindeki — büyük müttefikin tam hoşuna gidecek ne- viden şeylerdi. Ludwig Erhard, is- ter istemez sosyalizme doğru giden bir dünyada serbest teşebbüs ve re- kabet yoluyla da kalkınma olabile- ceğini göstermişti. Amerika, Doğu - atı münasebetlerinde daha elâstiki bir politika takibine karar — verirse Erhard'ın şahsında anlayışlı bir mu- hatap bulacak, Adenauer'in "veto" etme tehlikesi ortadan kalkacaktır. Hakikaten Erhard. başkanlığa gele- ceği şayıaları ortaya çıktıktan son- ra yaptığı bir basın toplantısında "Adenauer'den farklı bir takti kullanacağını söylemekten çekinme- miştir. Adenauer gibi demokrat bir dik- tatörün bakanlarından — birinin on- dan farklı bir taktik kullanacağım Büyüyebilmesi hakikaten büyük cürettir. Hâlen İtalya, muvakkat a- nayasanın cumhurbaşkanına tanıdı- ğı hakları inceliyen — Adenauver bu cüreti gösteren adamın Şansölye ol-

Bu sayıdan diğer sayfalar: