SEFERBERLİĞİ ATATÜRK, BİRİNCİ CİHAN HARBİNDE "Türkiyenin bir an evvel harbe sokulması mese- lesini Alman Bahriye Nâzırı büyük Amiral Von Tirpiç yakından takıp ediyordu. Bir gün Berlinde — Bahriye Nezaretine uğrayan Ataşşmiliterimize — Von Tirpiç'ın uzun boylu şikâyet ettiğini çok sonraları öğrenmiştim. azır, Enver Paşayla Talât beyin harbe girme taraf- tarı olduklarını aşayla Cavit beyin itiraz et- tiklerini soyluyordu İstanbulda ordular içinde kurmay subayları arasında bile harbe girmek ihtimallerinin iç yüzü üzerinde hıç bir bilgi yoktu. ATATÜRK FIRKA KOMUTANI A tatürk'ün Sofya Ataşemiliterliğinden — memlekete « dönüşü seferberlik zamanına tesadüf eder. Tekir- dağ civarında yeni teşkil olunan Ondokuzuncu Fırkaya komutan tâyin edilmişti. Bir gün Genel Kurmayda On- dokuzuncu Tümenin ihtiyaçlarını temine — çalışırken karşılaştık. Vazife hissiyle kumandanlık mesuliyeti de- ruhte etmesinden memnun görünüyordu. Neticesi meç- hul bir seferin ihtimalleri ile düşünceliydi. Ondokuzun- cu Fırka yeni kurulmuş, çok çalışmak lâzım gelen bir mevzu halindeydi. Mutadı üzere mli ve neşeliydi. "Avrupada Alman seferi nıhayet Paris civarına yanaşmıştı Bütün merak Paris muharebelerinin neti- cesi üzerinde toplanmıştı. Günlerce haber alınmadı. Sonra kesin netice mahiyetinde olmayarak Alman cep- hesinin muhtelif yerlerinden geriye çekilme hareketle- ri Öğrenilmeğe başlandı. Paris muharebelerinin yeni bir tertiple tekrar edileceği haberleri yayıldı. Bundan son- ra da geriye çekilme hareketleri devam etti. Nihayet Alman cephesi muvaffakiyetli muharebelerden bahset- meğe başladı. Bütün bu dalgalan Von Feltman'ın ba- na şu sözlerle izah ettiğini hatırlarım.: "Kimse bilmi- yor. Herkesin bildiği verilen emre göre hareket edil- diğinden ibarettir. Büyük karargahın tasavvurlarındı yakında anlaşılacağı zannolunuyor". Marn muharebe- sini Almanlar kaybetmiş ve yeni bir tertiple harbe de- vam etmek kararını vermişlerdi. Bizde hükümetin ve Başkumandan vekilinin Marn muharebesinin kazanıla- mamasındaki mânayı hakkıyla kavramış olup olmadık- larını tahmin etmek mümkün değildir. HARBE GİRİYORUZ ir sabah vuz ve Midilli kruvazörlerinin Kara- (<B denize çıktıklarını ve Odessa'yı bombardıman et- tiklerini haber aldık. Türkiyeye karşı müttefikler, 24 saat içinde harb ilân etmişlerdi. Ağustos başından be- ri devam eden umumi seferberlik Kasım ayının ilk gün- lerinde harb sahasına geçmiş oldu. Ordu — savaşmak için tasavvur olunabilecek en iyi talim ve intizam ile hazırlanmış bulunuyordu. Geçmiş Rus seferlerinin hep- sinden daha kuvvetli ve hazırlıklı bir orduya sahip bu- lunuyorduk. Karadenizde Rus donanmasına karşı hâ- kimiyetimizi devanı ettirecek iki man gemisi gel- mişti. Bu ihtimal bize şüpheli görünüyordu. Sonradan cok mahrem bir şekilde öğrenmiştim ki Alman Ami- rali Suşon Karadenizdeki Rus donanmasına — hâkim kalmak ihtimalini taahhüt etmemiş ve harbe girmek emrini aldığı zaman bu vaziyeti Enver Paşaya, açıkça soylemıştı "Avrupada Marn muharebesinin kaybedilmesi ile Alman taarruz plânının hedefi duğumuz ve bildiğimiz şuydu: Alman orduları halinde Fransaya taarruz ederek, onu mağlüp etmeyi ve sonra doğuya, Rusyaya teveccüh etmeyi tatbik ede- ceklerdi. Hakikatte de Alman taarruz plânı bu surette cereyan etmiştir. Hindenburg hatıratında bu taarruz plânına temas ederken, evvelâ Fransayı mı yoksa Rus- yayı mı saf harici etmeye teşebbüs etmenin daha doğ- ru olacağını bir mesele olarak şüphe altında gösterir. Bu demektir ki tatbik olunan taarruz plânının dogru- luğu üzerinde tereddüt beslemıştır Benim vesika ola- rak gördüğüm bir Amerikan rapor! Plânım, Mareşal Von Şlifen'in ölürken bıraktıgı tertıbı şu şe- kilde hikâye etmektedir: B Rus hududunda asgari kuvvet bıraka- rak Avusturyalılar ile beraber Rus taarruzuna karşı zaman kazanacak. Toplıyabildiği bütün kuvvetleri ile Fransa üzerine yüklenecektir. İngilterenin bu devrede Fransaya yolluyabileceği kuvvet 100 bin kişi olacak- tır. Hakikatte de İngiliz ordusu başlangıçta tam bu kadardı, Bu suretle batıya ilerliyecek Alman orduları mümkün olan süratle Fransız ordusunu imha edecek- ler ve İngilizleri dışarda bırakacaklardır. Fransa orta- dan çekildikten sonra, Avusturya Macaristan ile bera- ber Rusyayı mağlüp etmek mümkün olacaktır. Von Slifin'in plânında bundan sonraki — mülâhazaları çok dikkate değer. Eğer Alman orduları herhangi bir se- beple Fransız ordularını imha edip, Fransayı amana düşürmezlerse Almanyanın ne şartla olursa olsun der- hal sulh yapması lâzımdır. Çünkü bundan sonra harb çok uzun sürecek, Alman orduları Doğu ile Batı ara- sında mütemadiyen koşarak, sonunda düşman arzu- sunu kabule mecbur kalacaklardır. Von Slifin'in plâ- nına göre Marn muharebesi ile 1914 Avrupa harbinin kaderi mühürlenmiş oluyordu. "İşte biz 1914 Kasım ayında, — Avrupa harbının kaderi Alman Genel Kurmayının tahminine göre - hürlendikten sonra, savaşa — katılmış bulunuyorduk Enver Paşa Alman ordularının t ve kıymetine sarsılmaz bir hayranlık besliyordu. Bu orduların he- sap ve takat dışı bir sefere girmiş olduklarını farket- miyordu. Birinci Cihan Harbine bu şartlar altında gir- mek kararı Osmanlı İmparatorluğunun talihsiz akıbe- tine sebep olmuştur. Alman Plânının tasavvur ettiği gibi Fransa mağlüp olduktan sonra harbin nihayet bu- lacağı hesabının da isabetli olmadığı İkinci Cihan Har- binde sabit olmuştur. Hatanın esası İngiltere, Fransa, Rusya kudretlerinin yekünunun, hele hiç hesaba katıl- mayan Amerika ile beraber, fazla gelmiş olmasından- dır. — M h * | , ) v CAf JLLL, YU TArm İ (Bu hatırat hiçbir suretle iktibas edilemez)