25 Nisan 1959 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 34

25 Nisan 1959 tarihli Akis Dergisi Sayfa 34
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TİYATRO. Ankaradaki Oyun ablodaki Adam", <<T Ankarada da, a, yeniliğini, başkalıgını dolayısıyla da meziyetlerini bütün incelikleriyle or- taya koyacak bir temsıl mükemmel- liğine kavuşamadı. Eseri Ankarada, Küçük Tiyatroda, sahneye koyan Su- at Taşer, oldukça zayıf bir tevziat içinde, gene de elde edilmesi müm- kün olan en iyi neticeyi almış görü- nüyor. Eseri halka ulaştırmaya, sev- dirmeğe, benimsetmeğe muvaffak ol- muş. Hüseyin Mumcunun güzel de- korları içinde piyese havasını, verme- gı bilmiş. Anlatılması güç gıbı gö- rünen başlangıç ve bitiş tablolarını seyirciye, müellifin tasavvur ettiği kolaylık ve rahatlıkla, anlatabiliyor. Bu zaviyeden bakınca, kendi oynadı- ğı baş rol de Ankarada daha canlı, daha iri, daha da inandırıcı bir ifa- deyle canlanıyor. Ama, doğrusu. Tab- lodaki Adanı, Kaptan, ne onun tipi, ne de İstanbulda aynı rolü oynayan Mahmut Moralinin... ne yazık ki, tanbulda Ankaradaki oyunun, bütün halin- deki, canlılığına mukabil aşırılıkları, aksaklıkları ve silik kalan tarafları a var. Meselâ Dadı rolünde Semiha Berksoyun çok rahat, çok da ölçülü kompozisyonu yanında. Vedatta Tur- gut Sarıgölün karikatüre kaçan aşı- --lıkları; Siyahlı Kadında Nur Sa- buncunun -son zamanlarda rollerine vermekten hususi bir zevk alır gö- ründüğü, lüzumundan fazla — dram- laştırma temayülü -hele Ophelia oy- g 34 nar gibi beline kadar sarkıttığı sarı saçları- ile oyununa verdiği “"theât- ral" eda göze batıyor. Hırsızda -bil- hassa birinci tabloda. Babür Nutku, Şakirde Turgut Savaş, Doktorda da Aktan Günalp, sönük ve iğreti kalı- yorlar. Sonra -çok değişik bir kom— pozisyon yapmış olmasına rağm Kaptanın karısı Şaziye rolünü Tıjen Par gibi çok genç bir sanatkâra -tap- taze ve güzel yüzünü takma burunla çirkinleştirmek pahasına, oynatmıya ne lüzum vardı ? İstanbuldaki Oyun I stanbuldaki oyun da, eseri sahne- e koyma işini üzerine alan Suavi Tedünün âni ölümünden çok zarar görmüşe benziyor. Son provaları dü- zenlemiş olan Vasfi Rıza — Zobunun her halde fazla bir şey yapmıya im- kânı kalmamış. Temsile kendi görü- şunden anlayışından birşeyler ekle- şöyle dursun, oyuna muhtaç ol- dugu canlı tempoyu bile temin ede- memiş. Bir kere o tevziatın en ağır iki yükü zayıf kaidelere oturtulmuş. Zobu buna ne yapsın? Ne Mahmut Morali Tablodaki Adam, ne de Ke- mal Tözem Hırsız rolüne yakışacak, hattâ intibak edebilecek — aktörler.. İstanbuldaki oyunun en muvaffak sanatkârları Dadı rolünde çok ağır- başlı, çok sevimli ve ölçülü bir kom- pozisyon yapmış olan Necla Sertel ile Siyahlı Kadına çok temiz, inan- dırıcı ve tabii bir ifade vermeğe mu- vaffak olan Gülistan — Güzeydir ve Merkez Limited Şirketl ULUS MEYDAN TELEFON : 10540 TÜRK DEMİR DÖKÜM FARRİKALARI MAMULLERİNDEN 1 — DÖRKME KALÖÜÖRİFER RADYATÖRLERİ Almağ kormlu, 1 inci kalite, sağlam 500/200, 1000/200 Hik nipelli dökme radyatüörleri, ? — EMAYE Sobalar Alman tipi en iyi evsafta, linyit, kok ve odun yakmağa mtisalt emaye kaplı zarif, dayanıklı dökme sobaları, 8$ — EMAYE Mutfak Levazımı Tabak, Kâar, Tencere, tepsl v &. gibi en İyi kalite emaye mutfak levazmı AR ÇELİK FABRİKASI Mamullerindes 4 — Avrupa Karbüratörlü, ? zürif salon gar gobaları, Nurtemel Çamaşır makinnlarını; Atak marka odunlu tip yöümineli elektrik sobalarını Sayın müşterilerimime art ederlr. ! KÜÇ HAN -8 odayı rahatça sitabilem elbette, her meselede bahse tutuşan o anyak sinir doktoru rolünde -ü- zerine aldığı her rol gibi. canlı ve renkli bir tip halinde yaşatan büyük Behzat. Onlardan sonra Galip — Ar- canla Yaşar Özsoy, biri menfaat hır- sı, öbürü aynı zamanda mikrop kor- kusu içinde yaşayan iki Dayı beye gerçek ve beşeri bir ton vermesini bi- liyorlar. Kaptanın karısında Şükriye Atav, aşırı vücut ve yüz hareketleri- ni bıraksa kusursuz bir kompozisyo- na kolayca yükselmiş olacak. Serseri oğul Vedatta Münir Özkul, mevsim başından ben sahneye angaryaya çı- kar gibi çıkmaktan kendini bir kur- tarabılseydi, neler, neler yaratabilir- di e iken, vasat seyirci için, ra- hat, tabii ve inandırıcı görünmesini biliyor. İstanbul — tevziatı, — başrollerdeki uygunsuzluğa rağmen, ayrı alınınca Ankaradakinden tertiplenmiş görünüyor. olarak da sanatkârların daha iyi ne- tice almış olduklarını söylemek ha- kikatin bir ifadesi olur. Ama gel ge- lelim, Ankaradaki daha isabetsiz, daha da zayıf bir tevziat içinde -eser lehine- gerçekleştirilen ahenk İstan- bulda yok!.. İşte Devlet Tiyatrosu- nun Şehır Tıyatrosuna daha doğru- su, rejisörün görüş Zaviyesi — içinde şuurlu ve disiplinli bir çalışmanın, müşterek hiçbir görüş Zzaviyesi içi- ne girmeyen ferdi, — dağınık ve bu zden de ahenksız bir çalışmaya o- lan üstünlü. AKİS, 25 NİSAN 1959

Bu sayıdan diğer sayfalar: