25 Nisan 1959 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 20

25 Nisan 1959 tarihli Akis Dergisi Sayfa 20
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İKTİSADİ VE MALİ SAHADA Anlaşmalar Akdeniz Paktı mı? A KİS'in çen sayısında ilk defa olarak bildirdiği Akdeni Paktı projesi haberi, haftanın sonunda Av- rupa basını tarafından da teyid edil- di ve İstanbul gazetelerınde aksi sa- ik buldu. Paktın —eger dünyaya ge- lirse-, gayesinin askeri olmaktan çok siyasi, bilhassa iktisadi olacağı, anla- şılmaktadır Tabii ki mesele henüz bir fikir o- olarak mevcuttur.Bu mevzuda ciddi etüdler bile yapılmamıştır. Yalnız Altı Avrupa memleketinin araların- a "Müşterek Pazar" teşkil etmele- rinin az gelişmiş memleketleri ve bu arada Akdeniz kıyısındaki mle- ketleri kendilerini mudafaaya Zorla— dığı unutulmamalıdır. Filhakika Pa- zara dahil İtalya hariç, ihracatının hemen hemen yarısına yakın kısmı- nı Altı Avrupa memleketine yapan Akdeniz kıyısındaki birçok mle- ketin Müşterek Pazarın tesısıyle ih- racat imkânları tehlikeye girmekte- dir. Bu tehlikeyi önlemek için düşü- nülen Serbest Mübadele Bölgesi üze- rindeki müzakereler neticesiz — kal- mıştır. Bu sebeple Akdeniz memle- ketlerinin kendi aralarında bir birlik kurmak istemeleri tabiidir. Bilhassa Serbest Pazar bolgesının dışında ka- lan lspanyanın bir "Akdeniz rek Pazarı"nın veya best Pazarı"nın kurulmasını herkes- ten çok istiyeceği muhakkaktır. Ni- tekim İspanya, Fransa, Almanya, İ- talya, Belçika, Hollanda ve Lüksem- burg arasında Müşterek Pazar" an- laşmışının imzalandığı günden beri, bu yolda zemin hazırlamaya çalış- maktadır. 25 Haziran 1958 de İspanya Dı- şişleri Bakanının Atinayı ziyareti do- layısile yayınlanan tebliğde bu husus belirtilmektedir. Tebliğ,, Yunanistan ve İspanyanın Avrupa iktisadi birli- ği projeleri karşısındakı durumunun ayni .olduğunu açıklamakta, — diğer komşu memleketler mütehassıslarıy- la birlikte, komşular arasındaki ti- cari münasebetlerin — geliştirilmesini istemektedir. Tebliğ, daha öteye git- memektedir. Ama İspanyol Dışişleri Bakanı Castello. İtalyan İl Tempo gazetesine verdiği beyanatta fikrini biraz daha acıklıyarak şöyle demek- tedir: "İspanya, Avrupa kıtasının marjında. Akdeniz memleketleri ara- sında iktisadi bir anlaşma yapılması- na matuf Yunan — teşebbüsünü tam manasıyla tasvip etmektedir. Coğra- i bakımdan Akdenizdeki üç madanın merkezinde bulunan yanın bize katılacağım ümit ederim." k ki iktisadi antant fikri ilk defa Yunanistan ve Ispanya afa- lında görüşülmüş, tam bir görüş bir- liğine varıldıktan sonra İtalya ile temasa geçilmiştir. Son olarak da Türkiye ve İspanya arasında goruş— meler yapılmıştır. Yunan ve Türk başbakanlarının onumuzdekı ay ya- 20 pacağı temaslarda ve Cumhurbaşka- nı Bayarın İtalya ziyaretinde mesele- nin daha derinleştirileceği şuphesız— dir. Bunun dışında İspanya. İspan yolca konuşan memleketler arasın- da müşterek pazar tesesi fikrini sem- patiyle kakarşılamaktadır. 1958 sonba- harında Kolombiyada yapılan İspan- yol Kültür Enstıtulerı toplantısında orteya atılan fikir, spanyada resmi şahsiyetler ve gudümlü basın tarafından hararetle tasvip edilmiş- Demek ki İspanya, savletlerini iki plân — üzerinde — yürütmektedir. Yalnız Ispanyol dili konuşan memle- r çıkken kullanıldığı projesi hakkında — "iktisadi antant" gibi daha müphem bir kelime kulla- nılmaktadır. Bu müphem tâbirin, he- nüz fikir halinde bulunan görülme— miş teşebbüsün, karşılaşacağı — mu- azzam güçlüklerin çok iyi bilinme- sinden dolayı tercih edildiği düşünü- lebilir. Filhakika az gelişmiş mem- leketler arasında iktisadi bir birliğin tesisine dair tarihte hiç. bir misal yoktur. Sadece Kolombiya. Ekvator, Panama ve Venezüella 1948 de Oıto Anlaşmasıyla — böyle bir teşebbüste bulunmuşlar, ama anlaşma Kağıt u- zerinde kalmıştır. Zira — büyük bir mâna ifade edebilmesi için Müşterek Pazar veya Serbest Pazar formülle- rinden birine müncer olacak teşeb- süs, Doğan Avcıoğlunun bu sa mızda, "FAKİRLER KULÜBÜ" baş— lıklı makalesınde belirttiği gibi, ha- kikaten büyük güçlüklerle karşılaşa- caktır. Sami Şehbenderler "Ah, şu — Ramazan!"” Ama böyle bir teşebbüs, eğer ba- şarıyla neticelenirse, son derece fay- dalı olacaktır ve diğer az gelişmiş memleketler tarafından da benimse- necektir. Limancılık Kara listeye... Ilk üç aylık ithalât programına da- hil malların İstanbul limanına gel- mesi, görülmemiş — kalkınmanın ha- kikaten görülmemiş bir tezahürünü daha ortaya koydu: Türkiye peyder- pey gelen 150 milyon dolar civarın- daki malı normal şekilde gemilerden boşaltmaya muktedir — değildir! İs- tanbul limanında gemiler tahliye sı- rasının kendilerine gelmesi için kuy- ruğa girmişlerdir. Kuyruğa alışık ol- mıyan bazı ecnebi gemiler geri dö- nüp bize ait olan malları Yunan li- manlarına çıkartmayı tercih etmiş- lerdir. Meselâ Norveç Fernline kum- panyasına ait Fernware şilebinin 330 ton malının ancak 17 günde boşaltıl- ması üzerine kumpanyanın 953 ton mal yuklu diğer üç şilebi, bu malla- e'ye çıkarmışlardır. İsveç ban- dıralı Vidaland, Tarasland, Vasaland şilepleri 1798 tonluk yuklerım Sela- nike çıkarmışlardır. Yunan bandıra- l Grigorios yükünü Anglia vapuru- na aktarma etmıştır Kuyruktaki ge- mi kaptanları "Beterin beteri — var- mış" diye sızlanmaktadırlar. Halbu- ki daha 64 Avrupa limanında bekle- yen 300 bin ton mal vardır. Limandaki — tıkanıklık navlunları arttırmaktadır. — Ulaştır- ma Bakam vekili Muzaffer Kurban- oğlunun "navlunların artması bahis mevzuu olmaz" demesine kuyruktaki gemi kaptanları ticaret mahkemesine — başvursalar, har bekledikleri gün için -Bakan ne derse desin, tazminat alacaklardır. İstanbul limanını "kara liste"ye ya- zan ecnebi kumpanyalar da geri ka- lan mallar için zamlı tarife tatbik e- deceklerdir. tabii ki Limana gelen mallan boşaltmak- ta gösterilen âciz, diğer bir hakika- ti ortaya koymaktadır: — Türkiyede bıçak kemiğe — dayanmadan hiç bir derde deva aranmaz. Akıl alma sonradan baslara gelmektedir. Ama mazeret daima hazırdır. İşte Deniz- cilik Bankası Umum Müdürü »mi Şehbenderlerin mazeretleri: "Kısa bir zaman fasılası içinde, kotalardan İstanbul limanına — külliyetli — ithal malı gelmiş ve buna mukabil Rama- zan münasebetiyle tahliye hususun- da fazla mesai yapılamamış., bulun- duğundan limanda, bir miktar ithâl malı. teraküm eylemıştır" Yani Ka- bahat dün muhalefetindi, bugün Ra- mazanındır, yarın, da ihtimal Bay- İdarenin hiç bir kabahati . Şu Ramazan olmasaydı, her şey yolunda gidecek, limanda "bir miktar mal" teraküm eylemiyecek- ti!. Ulaştırma Bakanı vekili Muzaffer AKİS, 25 NİSAN 1959

Bu sayıdan diğer sayfalar: