DÜNYADA OLUP BİTENLER Doğu-Batı Yeni takım B aşkan Eisenhower, Dulles'tan bo- şalan Dışişleri Bakanlığına yeni bir tayin yapabilmek için, — Bostonlu doktor Theodore B. Bayler'in rapo- runu beklemek zorunda — kaldı. 15 Şubat tarihinde mide — kanserinden muztarip olarak Walter Reed hasta- hanesine yatan Dulles, şimdi de bo- yun kanseriyle pençeleşmektedir. Fa- kat Başkan Eisenhower'in beklediği rapor Dulles'la alâkalı değildir. O- nun yerine gedecek olan bakan yar- dımcısı Christian A. Herter de on onbeş yıldan beri müzmin bir hasta- lıkla uğraşmaktadır. 64 yaşındaki diplomat kalça artiritinden — muzta- riptir ve bacakları tutmamaktadır. Uzun müddet ayakta kalacağı za- manlar madeni değnekler kullanmak zorundadır. Hastalık, son yedi yıl i- çinde şiddetini büsbütün arttırmış. Herter'i iyice rahatsız etmeğe başla- mıştır. İşte, Başkan — Eisenhower. kanserli- bir adamdan boşalan yere başka bir hastayı tâyin ederken, bu rahatsızlıkların bakanlık çahşmala— rına sekte verip vermiyeceğini — Öğ- renmek istemiştir. Bostonlu doktorun raporu Christian Herter'in Dışişleri Bakanlığını yürütmek bakımından hiçbir sıkıntı çekmiyeceğini bıldırır bildirmez, Eisenhower, zaten — uzun zamandan beri tahmin edilen tâyini i. Böylece, vaktiyle Temsilci- ler Meclisi âzalığında ve Massachu- setts valiliğinde bulunan eski bir po- litikacı daha State Department'ın beşinci katındaki odaya yerleşti. 29 Nisanda Pariste dört Batılı devlet dışişleri bakanları — arasında yapılacak olan toplantıda Amerikayı Christian Herter temsil edecektir. Bu degışıklıgın bütün Batı davranışı ba- mından ne ifade edeceğini kestir- mek şimdilik bir hayli güçtür. Fakat, İngiliz gazetelerinin de ısrarla belirt- tikleri gibi, Amerikan görüşünde e- saslı bir değişiklik olmasa bile, sırf Dulles in yokluğu müzakerelerde da- a geniş bir uzlaşma havasının esme- sini kolaylaştıracaktır. Kaldı ki, Ba- tı cephesindeki değişme — emareleri sadece Washington'daki yeni tayin- den ibaret değildir.. Almanyada da Adenauer'in — başkanlıktan — ayrılıp cumhurbaşkanı olmak arzusunu açık- laması ve onun yerine Erhard'ın baş- kanlıgından bahsedilmekte olması, Bonn'un tutumunda hiç değilse me- tod bakımından bazı değişiklikler o- labilecrği şeklinde tefsir edilmekte- i aşma kabul etmemek ve Sov- yetlere karşı sert davranmak bakı- mından Dulles'tan da ileri giden A- denauer'in bizzat kendi partisi için- de bile tenkid edilmeğe başlanması, Almanyadaki halk efkârının bu vamlı gerginlik havasından — hoşlan- madığına, işaret sayılabilir. 29 Ni- sanda diğer üç Batılı dışişleri baka- nıyla gorşumek üzere Parise gelecek olan Alman dışişleri bakanı Heinrich von Bretano'nun bu değişikliği göz- önünde bulundurması ve İngilterenin elastikiyet tavsiye eden — görüşleri karşısında eskisi kadar mukavemet göstermemesi mümkün Bitmeyen akort z irve toplantısı hazırlıkları için 11 Mayısta Sovyetlerle bir masaya oturacak olan Batılılar hâlâ müşterek bir görüşe varabilmiş değillerdir. İki —- KRUTÇEF — ŞURADAN GEÇİNİZ!.. 22 Christian Herter Bir başka hasta noktada hülâsa — edilebilecek basit Sovyet teklifleri karşısında dört Ba- tılı devlet aynı derecede basit karşı teklifler bulmakta güçlük çekmekte- dirler. Sovyetler Batılıların Batı Ber- linden çekilmelerini ve şehrin -giriş kapıları Doğu manya devletinin kontrolü altında- bir "serbest şehir” hâline getirilmesini istemişlerdi. Sov- yet teklıflerıyle aynı zamanda, Batı ve Doğu Almanya için ayrı ayrı he- YIŞ andlaşmalarının imzalanması ile- ri sürülüyordu. Bu teklifler karşısın- a en elâstiki davranış İngiltereden geldi. Başbakan Macmillan -biraz iç siyaset mülâhazalarının tesiriyle Almanyanın birleştirilmesi noktasın- da fazla ısrar edilmesine taraftar de- ğildir. Şimdilik yapılacak makül iş. Doğu Almanyanın fiili mevcudiyetini tanımak, ondan sonra da her iki Al- manya arasında konfederasyona gö- türebilecek hâl tarzları — aramaktır. Batı Berline gelince, bu mevzuda da, milletlerarası teminatlara baglanmış yeni bir rejimin kurulmasına — razı gözükmektedir. Nihayet, Macmillan, silâhların tahdidi ve — Avrupadaki kuvvetlerin "dondurulması" gibi nok- talarda anlayışlı davranmakta, şim- dilik durumu uzun müddet devamı et- tirmenin doğru — olmıyacağını ileri sürmektedir Batı Almanyanın şimdiye kadar- ki tutumu, Bonn hükümetinin Sovyet nıyetlerınden açıkça şüphe ettiğini ve yapılacak müzakerelerden pek bir şey beklemediğini ortaya koymuştur. Fransa da aynı görüşe katılmakta- dır. Buna karşılık, — Washington'un görüşünde hafif bir değişiklik vardır. Amerikan hükümeti, Sovyetlerin 1y1 niyetlerinden şüphe etmek bakım dan Bonn ve Parisle tamamen hem— AKİS, 25 NİSAN 1959